Eslemnur
Sun 26 September 2010, 01:03 am GMT +0200
6. Maruf'a İtaat
Bu hükümetin kaim olabilmesi İçin altıncı kaide de şudur: Hükümete itaat etmek yalnız ve sadece marufta (doğru işler) vacibdir. Mâ'siyette (yanlış işlerde) kimse için itaat etmek yoktur. Kimse de böyle bir şeyi isteyemez. Başka tâbirle bu kaideden şu husus anlaşılır: Hükümet ve hâkimler (hükümeti ellerinde bulunduranlar) in ancak şu hükümlerine itaat etmek halk için vacib olur: Bu hükümler kanuna uygun bulunsun. Kanunlara zıt ve muhalif olan hükümlere itaat olmadığı gibi, kanun hilafı hüküm vermek de kimsenin hakkı değildir. Hiç kimseyi, böyle bir hükme itaat etmesi için zorlamak olamaz. Kur'an-ı Kerimde, Hazret-i Resul-ü Ekrem Sallallahu aleyhi ve selleme biat edilirken, ancak, maruf (doğru işler) de biat edilip itaat edileceği şartı ileri sürülmüştür. Halbuki yine aynı Kur'anda Zat-ı Saadeti Nebevilerinin herhangi bir masiyetten beri ve uzak oldukları da bildirilmiş ve maruf'tan ayrılamıyacakları da beyan edilmiştir.
"Maruf hakkında sana karşı gelmemeleri şartiyle..."
(Mümtehine: 12.)
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin kendileri de bu mevzuda şöyle buyurmuşlardır:
"Müslümana, dinlemek ve itaat etmek gerekir. İster hoşuna giden, ister hoşuna gitmeyen bir hususta olsun. Mademki masiyet için emredilmemiştir; dinleyecek, itaat edecektir. Fakat masiyet için bir emir verilirse o zaman ne dinlemek, ne de itaat etmek vardır."[135]
Allaha karşı masiyet için itaat yoktur. İtaat ancak maruf içindir.
Bu hususta Nebî Sallalahu aleyhi ve sellemin bir hayli beyanları ve işaretleri vardır. Bunları sırasiyle arz ediyoruz:
"Allaha karşı isyan edene itaat edilmez."
"Hiçbir mahlûka, Halika karşı masiyet için itaat yoktur."
"Allaha itaat etmeyene itaat yoktur."
"Valilerden herhangi birisi, Allaha karşı masiyet için size emir verirse ona itaat etmeyeceksiniz."[136]
Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahu Taalâ anh, bir hutbesinde aynı gerçeği beyan etmiştir:
"Her kim, Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem ümmetinin bir işini eline alır da bunu Allahın Kitabına göre yürütmek yoluna gitmezse, Allahın laneti onun üzerine olacaktır."[137]
Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahu Taalâ anh, Halife seçilince ilk konuşmaları şu şekilde oldu:
"Ben Allaha ve O'nun Resulüne itaat ettiğim müddetçe bana itaat ediniz. Ne zaman Allaha ve O'nun Resulüne karşı isyan yolunu tutarsam, o zaman siz de bana itaat etmiyeceksiniz."[138]
Hazret-i Ali Aleyhisselam. buyurmuştur ki:
"İmam Müslümanların üzerine şu şartla farzdır: Allahın nazil kılmış bulunduğu kanun üzerine işleri yürütüp, tatbik etsin; emâneti eda etsin. Böyle yaptıkça halkın üzerine onu dinlemek ve itaat etmek farz olur. Bu imam onları ne zaman bir işe veya yardıma çağırırsa, "Lebbeyk" diyecekler ve imamın çağrısına da itaat edecekler."[139]
Yine kendi hilâfeti devrinde bir hutbelerinde aynı gerçeği şu sözlerle açıklamışlardı:
"Allaha itaat ettiğim müddetçe, size emir verirsem, itaatinizi istemek hakkım vardır. İster hoşunuza giden, ister hoşunuza gitmeyen hususlarda olsun. Ne zaman Allaha karşı gelmek için size emir verirsem; kimseden masiyet için itaat istenemez. İtaat maruf (doğru iş) içindir. İtaat maruf içindir. İtaat maruf içindir."[140]