saniyenur
Mon 14 November 2011, 09:26 pm GMT +0200
5- İslam'ın ilk Yıllarında Kurban Etlerini Üç Günden Sonraya Bırakılıp Yenilmesinin Yasaklanması Ve Sonradan Bu Yasağın Kaldırılarak Kurban Etlerinin İstenildiği Kadar Bırakılıp Yenilmesinin Mubah Olması
1811- Ebu Ubeyd'den rivayet edilmiştir:
“Kurban bayramında Ali b. Ebi Tâlib'Ie birlikte bulunmuştum. Hutbeden önce namaz kılmaya başlayıp:
“Doğrusu Resulullah (s.a.v.), üç günden sonra kurbanlarımızın etlerinden yemeyi bize yasak etti” dedi. [52]
1812- Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Hiç kimse kurbanının etini üç günden fazla yemesin.” [53]
1813- Abdullah b. Vâkıd (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Resulullah (s.a.v.) kurban etlerini üç günden sonra yemeyi yasakladı.
Abdullah b. Ebi Bekr der ki:
“Ben bunu Amre adlı kadına bahsettim. O da şöyle dedi:
“Abdullah İbn Vâkıd, doğru söylemiş! Çünkü ben, Aişe'yi şöyle derken işittim:
“Resulullah (s.a.v.) zamanında bayram günü çöl ahalisinden birçok ev halkı kurban bayramına yakın Medine'ye doğru yavaş yavaş yürüyüp gelmişlerdi. Resulullah (s.a.v.), fakir çöl halkının geldiğini görünce, sahabilere:
“Kurbanlarınızın etlerini üç gece biriktirin, sonra kalanı sadaka olarak verin” buyurdu. Ertesi yıl olunca, bazı sahabiler:
“Ey Allah'ın resulü! İnsanlar su tulumlarını kurbanlarından yapıyor, onların yağını eritifp biriktiriyorlar” dediler. Resulullah (s.a.v.):
“Ne olmuş yani?” diye sordu. Sahabiler:
“Geçen yıl kurban etlerinin üç günden sonra yenmesini yasak etmiştin” dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):
“Ben size bunu ancak çöl ahalisinden bir çok ev halkının geçen sene Medine'ye yavaş yavaş gelen kimselerinden dolayı yasaklamıştım. Artık kurban etlerinizi isterseniz yiyin, isterseniz biriktirin ve isterseniz sadaka olarak verin” buyurdu.[54]
1814- Câbir b. Abdullah (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Peygamber (s.a.v.) Mina'da iken üç günden sonra kurban etlerinin yenmesini yasak etti. Daha sonra da:
“Yiyin, azıklanın ve biriktirin” buyurdu. [55]
1815- Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.):
“Ey Medineliler! Kurban etlerini üç günden fazla yemeyin” buyurdu.
Bunun üzereine sahabiler; çoluk-çocuk, uşak ve hizmetçileri olduğundan dolayı bu durumu Resulullah (s.a.v.)'e arz ettiler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):
“Kurban etlerini isterseniz yiyin, isterseniz saklayın ve isterseniz biriktiri” buyurdu. [56]
1816- Seleme İbnui-Ekva' (r.a)'tan rivayet edilmiştir; “Resulullah (s.a.v.):
“Sizden kim kurban keserse sakın üç günden sonra evinde ondan bir şey olduğu halde sabahlamasın” buyurdu. Ertesi yıl olunca sahabiler:
“Ey Allah'ın resulü! Yine geçen yıl yaptığımız gibi yapacağız?” dediler. Resulullah (s.a.v.):
“Hayır! O öyle bir yıl idi ki, insanlar o yıl sıkıntı içerisindeydi. Bundan dolayı ben de kurban etlerinin onların arasında dağılmasını ve muhtaç sahiplerinin yararlanmasını istedim” buyurdu. [57]
1817- Büreyde (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Ben size kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz. Size kurban etlerini üç günden fazla yemenizi yasaklamıştım. Artık dilediğiniz kadarını elinizde tutabilirsiniz. Size deri kaplardan başka kaplarda nebiz/şıra şerbeti içmenizi yasaklamıştım. Artık bütün kaplardan nebiz/şıra şerbeti içebilirsiniz. Fakat sarhoş edici olan içkilerden içmeyin.” [58]
Açıklama:
Konu ile ilgili açıklayıcı bilgiler için 988 nolu hadisin açıklamasına bakabilirsiniz. Nebiz için de 1913 nolu hadisin açıklamasına bakabilirsiniz. Deri kapların dışında kapların yasaklanması ile ilgili olarak da 1915 nolu hadisin açıklamasına bakabilirsiniz.
[52] Buhâri, Edahi 16; Nesâî, Dahaya 35; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/78, 103, 140, 141, 149.
[53] Buhârî, Edâhî 16; Tİrmİzİ, Edahi 13, 1509; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/16, 36, 81.
[54] Buhârî, Edâhî 16; Ebu Dâvud, Edahi 9-10, 2812; Nesâî, Dahaya 37; Ahmed b. Hanbel, Müsııed, 6/51.
[55] Buhârî, Hac 124; Nesâî, Dahaya 36; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/388.
[56] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/85.
[57] Buhârî, Edâhî 16.
[58] Ebu Dâvud, Eşribe 7, 3698; Nesâî, Cenaiz 100, Dahaya 36.