- korku ve umit arasindaki genc

Adsense kodları


korku ve umit arasindaki genc

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 5 June 2010, 02:56 pm GMT +0200
korku ve umit arasindaki genc


Korku ve Ümit Arasındaki Genç Peygamber Efendimiz (asm), ölüm döşeğinde olan bir gencin yanına girdi ve ona, "Sen kendini nasıl buluyorsun?" diye sordu Genç, "Ben Allah' (ın affın)ı umarımYâ Resûlâllah! Ve günahlarımdan da korkarım" dedi Bunun üzerine Resûlâllah (asm) buyurdu ki, "Bu vakitte herhangi bir kulun kalbinde bağışlanma umudu ve günah korkusu birleşince mutlaka Allah o kuluna dilediğini verir ve onu korktuğu azabından emin kılar" (Neseî, Zühd: 31)
Bu hadise her ne kadar bir gencin başından geçmişse de, aynı durum her insan için geçerlidir Fakat bu hadiseye bir gencin konu olması şu açıdan önemlidir: Gerçekten gençlik dönemi, korku ve ümitin sık sık dengesini kaybettiği bir safhadır Genç insan, bazen öylesine ümitli olur ki, doğrudan Cennete gideceğini düşünür Zaman olur öyle ümitsizliğe düşer ki, günahları çok fazla olduğu için affedilmeyeceğini sanır
İşte bu hadîs, dünyası çok çabuk değişebilen gençlerimize güzel bir müjde ve uyarıdır
Dinimiz bizleri korku ve ümit arasında olmaya teşvik eder Yüce Rabbimiz meâlen şöyle buyurur: "De ki: Ey günahta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin Muhakkak ki Allah, bütün günahları bağışlar Şüphesiz ki O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir Öyleyse azap gelmeden önce Rabbinize dönün ve Ona teslim olun; sonra kimseden yardım göremezsiniz" (Zümer: 53-54)
Rabbimiz, Kendisine ortak koşulmasından başka tüm günahları affedebileceğini belirtmiştir Bunun için kesinlikle ümitsiz olmamak gerekir Çünkü Allah'ın rahmetinden ümidini kesen ancak şeytandır Fakat ümitli olmak demek, günah işlemeye devam etmek ve nasıl olsa affedileceğinden emin olup, Allah'ın azabından korkmamak değildir
Nitekim bu hususta Hz Ömer (ra) tüm gençlerimize örnek olacak şu ölçüyü dile getirmiştir: "Eğer 'Tüm insanlar Cehenneme gidecek, sadece bir kişi Cennetlik olacak' dense, 'Acaba ben miyim' diye ümitlenirim Şayet 'Bütün insanlar Cennete gidecek, sadece bir kişi Cehennemlik olacak' deseler, 'Acaba ben miyim' diye korkarım"
İşte böyle bir düşünce, korku ve ümit arasında olmanın zirvesidir Yani kişi, hem Allah'ın azabından korkmalı, günahlarını düşünmeli; hem de Allah'ın rahmetinden ümitvar olmalıdır
Dikkat edilirse böyle bir düşünce birbirinin zıddı değildir Çünkü ele alınan korku ve ümittir Bunların zıddı ise, "korkmamak" ve "ümitsizlik"tir Bize tavsiye edilen, "hem korkmak hem korkmamak" veya aynı anda "ümitli ve ümitsiz olmak" dğildirBizden istenen, "Aşırı korkudan dolayı ümitsiz olmamak" ve "Aşırı ümitten dolayı korkusuz olmamak"tır
Bunun için insan hem korkup hem ümitli olabilir
Hadiste dikkat çekilen mühim bir husus da, "Ben kulumun zannı üzereyim Beni nasıl tanırsa öyle muâmele ederim" hadîs-i kudsîsinde belirtilen gerçektir Bu hadîs-i kudsîye göre, biz Rabbimizin rahmetini ümit edersek öyle muâmele görürüz Ayrıca Rabbimize sû-i zan etmemeliyiz Yani, "Ben çok günahkârım, bana mutlaka azap eder" demek, Allah'ın irâdesine karışmaktır"Ben çok günahkârım, ama Rabbim af ve mağfiret sahibidir" diye düşünmek, günahlara tevbe edip, af dilemek gerekir
Bir kimsenin, "Kesinlikle ben Cehennemliğim" demesi de, "Ben kesinlikle Cennetliğim" diye düşünmesi de yanlıştır, büyük günahtır Doğrusu, şöyle düşünmektir:
"Ben çok günah işledim Allah'ın azabından korkarım Ama pişmanım, Rabbim affedebilir Bu arada Allah beni bazı sevaplar işlemeye muvaffak etti İyi amellerim de Onun ihsânıdır Ümit ederim ki, bana lütufla muâmele eder"
"Hiç kimsenin ameli, kendisini Cennete götürmez Beni de Rabbimin rahmeti olmasa ben de Cennete giremem " diyen Peygamberimiz (asm), eski asırlarda yüz kişi öldürdüğü halde samimî bir şekilde tevbe eden bir kişinin affedildiğini belirtir
İşte korku ve ümit arasında bulunmak budur Bir yanda Allah'ın en büyük Peygamberi, kendi ameliyle Cennete giremeyeceğini belirtiyor; diğer yanda yüz kişiyi öldüren kesin bir pişmanlıkla af dilediği için mağfiret ediliyor
Kişinin ameline güvenmesi, "ucb" denilen mânevî bir hastalıktır ki, en az ümitsizlik kadar kötüdür
Rabbimiz bizleri, hayatımızı hüsn-ü hâtimeyle bitirip imanla kabre girinceye kadar korku ve ümit arasında bulundursun

 

ALINTI