sumeyye
Fri 30 July 2010, 01:06 pm GMT +0200
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime
Yanında ne kızarmış ekmek kokusu, ne de annemin yağlı, reçelli ekmekleri
Kopkoyu, bir yalnızlık demledim kendime
Önce bir eşik yaptım, en soğuk mermerden
Yetmedi
Ardından bir sıra duvar ördüm, en kalın taş bloğu ile, sadece bir sıra
Yine yetmedi
Ardından bir sıra, bir sıra daha
Ben bir koydukça, beş koydu yaşam
Örüldükçe örüldü, yükseldikçe yükseldi
Duvarlarından ışık sızmıyor surlarımın
Kopkoyu bir karanlık ördüm kendime
Şimdi güneşin ne doğuşu, ne batışı görünür oldu buralardan
Yok artık mavinin yeşile çalan tonları Yok artık pembe, beyaz pastel bir bahar
Çok zamandır kumdan kale yapıp, bir dalganın alıp, götürüşünü beklemedim
Çıplak ayakla kumsalda koşmadım Deniz kabuğu toplamadım
Çok zaman oldu, nilüferlerin yaprağından, tırtılın umuduna kanat açmayalı
Çok zamandır yağmura yakalanmadım
Saçlarımdan süzülmedi damlalar
Çok zaman oldu, gökkuşağı görüp, çığlık atmayalı
Çok, çok zaman oldu pencerenin buğusunda bir resmin kayboluşunu beklemeyeli
Çok zaman oldu fotoğraf makinemle yaşamın bir karesini dondurmayalı
Bir bahar dalından düşen çiğ damlasını yakalamayalı
Bir şelalenin sesini resmetmeyeli
Çok zaman oldu, minik ellerle beraber dev bir kardan adam yapmayalı
Kar topundan kaçmayalı
Kara yatıp, iz çıkarmayalı Çok, çok zaman oldu
Çok zaman oldu bir şarkı tutmayalı, yüksek sesle bir şarkıya eşlik etmeyeli
Kahkahaların sığmadığı bir odada bulunmayalı, sessiz film oynamayalı
Çok, çok zaman oldu şen şakrak bir şarkının notalarına tutunup dans etmeyeli
Yüreğim bir serçenin kanadı üzerinde atmıyor uzun zamandır
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime Yanında mı?
Sadece kalemim ve göz yaşlarımla ıslanmış satırlarım
ALINTI