sumeyye
Sun 22 August 2010, 12:17 pm GMT +0200
kahve TaneLeri gibi bir hayat
Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde
bulunuyormuş
"Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş
Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı
"Olur" demiş çekine çekine
Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini
suyla doldurup üçünün de altını yakmış
"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin
bana" demiş oğluna
Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve
çekirdeği istemiş
Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına
Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki
kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba
koymuş
Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış
Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş
oğlunu
Yemek masasında üç tabak duruyormuş
Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve
çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş
Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?"
Oğlu düşünürken açıklamaya
başlamış"Havuçlar haşlandıkça
aslını kaybedip yumuşamış
Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama
içleri katılaşmış
Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler
sonunda da öyleler "
Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: "Evlilikte
aşk ve şefkat birlikte olmalıdır
Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu
gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler,
pörsütürler
Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar
tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe
katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar
Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise,
şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu
kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi
kişiliklerini yitirmezler
Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları
gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar
geçirmeye isteklidirler
Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa
benziyordu
"Asıl ders bu değil!" dedi baba
Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde
bıraktığı kapların içinde kalan suları
gösterdi
"Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak İkisinde
de bir tat yok "
Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu
yavaşça bir fincana boşalttı
Mis gibi taze kahve kokuyordu Fincanı oğluna uzattı
"İçmek istersin herhalde" dedi
Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü
"Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin
paylaştığı yuva da işte böyle olur Mis
gibi, temiz ve huzur verici
Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı
taze kahve gibi
Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve
şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını,
kokularını ve renklerini katmayı
başarırlar"
alıntı