Eslemnur
Fri 24 September 2010, 09:34 am GMT +0200
b. İslâm'da Kanun Koyma
Yukarıda bahsedilen mevzudan kendi kendine bu husus da anlaşılacaktır ki, İslâm, öyle bir hükümet rejimini gerektirir ki, bu rejimde kanun vazeden bir kurul, bir meclis: (Meclis-i Kanun Saz): (Legislature) ın mevcut bulunması zarureti vardır. Bu kurul veya meclis, müslümanların itimad ettikleri, kimseler toplanır icmâ yahut da çoğunlukla, işleri çözümler, kanunlar koyar ve bu kanunlar da Dârül-İslâm'da (islâm ülkelerinde) icra edilegelir. Böyle bir meclisin (Legislature) nasıl teşekkül edeceği, nasıl çalışacağı, üyelerinin nasıl seçileçekleri hakkında, İslâmda herhangi bir şekil kararlaştırılmış değildir. Bu bakımdan, her zaman ve her devir için, zaman ve zeminin icabına göre, bu iş için ayrı ayrı şekiller bulunabilir. Fakat bu hususta da şu noktalara dikkat edilmesi icabeder:
1. Hükümetin işleri müşavere esasına dayanacaktır.
2. Verilecek olan kararlar ya icmâ ile verilecek yahut da cumhur (çoğunlukla) olacaktır.
3. Kur'an ve Sünnetin hilâfına herhangi bir hususta karar verilemiyecektir. İster verilen bu karar icmâ' (oybirliğiyle) olsa dahi...
4. Kur'an ve Sünnetin ahkâmının şerh ve tefsiri de ancak icmâ veya çoğunluk (cumhur) ile olabilecek veböyle olduktan sonra, ancak bu şerh ve tefsirlerkanunluk mahiyetine girebileceklerdir.
5. Kur'an'da ve Sünnette, haklarında herhangi bir şekilde hüküm bulunmayan meselelerde, bu kurula veya meclise toplanmış bulunan, müslümanların mümessilleri veya vekilleri, bu meseleler için kendileri kanun yapacaklardır. Ancak yapılacak olan bu kanunlar da yine icmâ yahut da çoğunlukla olacaktır.
6. Bu işler öyle bir şekilde tanzim edilecektir ki, hükümet elemanlarının birbirleri arasında, yahut da hükümet ile halk arasında veya halk ile kanun yapan meclis arasında veya hükümetin muhtelif organları ve muhtelif daireleri arasında her ne şekilde olursa olsun bir ihtilâf ortaya çıkarsa bu ihtilâf da ancak Kitabullah ve Sünnet-i Resulullahın hidayetlerinin aydınlığı altında halledilecektir.