- İnsanları uyarmak hepimizin görevi

Adsense kodları


İnsanları uyarmak hepimizin görevi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 25 July 2010, 02:22 pm GMT +0200
Manevi açlıktan kurtulmak için


Egosunu yenebilen örnek kişiler, mutluluk ve bilgelik timsali olarak etraflarına ışık ve huzur verirler Onlar iman ve ilahi hatırlatmalardan aldıkları ilhamla enerjilerini dışa da yansıtırlar Peygamberler ve gönül erleri bunların canlı misalleridir Ruhlarımız kendini aşabilen gönül erlerine rastlarsa onların yanında soluk alır, dinlenir ve rahatlar Dünyevi meşguliyet ve sıkıntılar unutulur, adeta manevi bir bayram yaşanır Müminin ruhu, namaz, zikir ve sohbet gibi manevi atmosferlere ulaşabilmek için çırpınır Müslüman; namaz, Kur'ân ve dini sohbet meclislerinde bulunmak için can atar Günahlardan tövbe ile uzaklaşıp, nafileler ile Rabbine yaklaşmaya çalışır İç dünyasındaki dağınıklıkları toparlar, yakın ve uzak istikamete emin adımlar atar

Müslüman kendini düzeltmeye çalışırken, diğer insanların ve günahkârların da iyi insan olması ve hidayete ermesi için gayret eder Hata ve kusuru kabul edebilmek irfandandır Kişilere karşı işlenen hataları af dileme ortadan kaldırırken, Allah’a karşı işlenen günahları da tövbe ortadan kaldırır Böylelikle kişi günahın ağırlığından kurtularak hidayete doğru kanat çırpmaya başlar Bazı bela ve musibetler, inanana kendini yeniden sorgulama ihtiyacı hissettirir Kusurunu anlayıp tövbe eden kişi, güzel ameller ile iç huzura kavuşur, mutlu bir hayat yaşar

İnsanları uyarmak hepimizin görevi
Elmalılı Hamdi Yazır’ın Tefsirinden bu konu ile ilgili bir nakilde bulunalım “Tebliğ vazifesini yerine getirme, herkese son nefesine varıncaya kadar bir nevi farzdır Bununla beraber, dünyada hiçbir hususta ümitsizliğe düşmek caiz değildir Her ne kadar günahkâr olurlarsa olsunlar, insanların tövbe ve takvasını arzu ve ümit etmek de bir vazifedir İnsanlığın hali sürekli değişmededir ve kader sırrı meydana gelişinden önce bilinmez Ne bilirsiniz, bu güne kadar hiç söz dinlemeyen bu insanlar belki yarın dinleyiverir ve sakınmaya başlar, bütün bütün sakınmazsa, belki biraz sakınır ve bu sayede azabı hafifler Her halde tebliğde bulunup öğüt vermek, tebliği terk etmekten evlâdır Tebliği bütünüyle terk etmekte ise hiç bir ümit yoktur Hiç bir mukavemete maruz kalmayan fenalık daha süratle yayılır Herhangi bir fenalığın aslını silmek mümkün olmasa da hızını azaltmaya çalışmak da göz ardı edilmemelidir” (Hak Dini Kur’an Dili, IV, 2313)

Peygamber Efendimiz (sav) ise Hz Ebu Rafi’ (ra)’a şu nasihatte bulunmuşlardır: “(Ya Ebâ Rafi’!) Allah’a yemin ederim ki, senin vasıtan ile Allah’ın bir kişiye hidayet vermesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır”

Hayatımız her zaman aynı olmaz Bazen sevindirici, bazen de üzücü olaylarla karşılaşabiliriz Güzellikler karşısında şükretmesini, sıkıntılar karşısında da sabredip Allah Teâlâ'ya sığınmasını bilmeliyiz Unutarak veya farkına varmadan bazı yanlışlıklar yapabiliriz Bu durumda hemen pişman olmalı, tövbe etmeli ve Allah Teâlâ'ya sığınıp ondan bağışlanmamızı istemeliyiz Allah Teâlâ bütün yarattıklarını sever Onların kötülüklerini istemez Tövbe ettikleri zaman, günahlarını bağışlar Onun her şeye gücü yeter O, her kötülüğü önleyebilir

Günlük hayatımıza da yansıdığı gibi, günahlar kişiye dert ve sıkıntı olarak geriye döner Bunun çaresi, tövbe, istiğfar ve gözyaşıdır Gözyaşı ve tövbe, insanî bir kusur olan kibir, benlik şişmesi ve gurura da engel olurYaratıcısı karşısında acziyetini hisseden kişi kibirlenebilecek bir şeyinin olmadığını anlayacaktır Hidayet üzere devam edebilmek için nefis muhasebesi, yaparak günahlardan tövbe etmelidir Namazda günde 40 defa okuduğumuz Fatiha Suresi’nde “bizi hidayete erdir”, duasının arkasındaki sır perdesi de belki burada aralanmaktadır



ALINTI