neslinur
Sat 14 August 2010, 09:10 am GMT +0200
İhrama Girmeden Önce Sürülen Güzel Kokunun İhramlı İken Devamında Bir Sakınca Var mıdır?
İslâm toplum hayatım en güzel tanzim eden ve fertleri en uy gun davranışlarla birbirine ısındıran; nefret, tiksinti doğuran şeylerden kaçınmalarını telkin eden dindir. O bakımdan Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz günde birkaç defa saç ve sakalını tarar, güzel koku sürünür ve dişlerini misvaklardı. Hacc menasiki (ibadetleri) yerine getirilirken, hac dışı günlük hayata nisbetle birtakım şeyleri kullanmak yasaklanarak onun bir istisna teşkil ettiği belirlenmiştir.
İhramdan önce, daha önceki baplarda belirttiğimiz üzere güzel koku sürünmek müstehab, olduğu gibi, ihrama tam hazırlanırken de güzel koku sürünmekte bir sakınca olmadığını, hatta istihbap kapsamına girdiğini söyleyebiliriz.
İhrama girdikten, yani hacca niyet edip iki bez parçasına büründükten sonra artık güzel koku sürünmemiz yasaklanmıştır.Ama daha önce süründüğümüz güzel kokunun rayihası devam ediyorsa, onu gidermeğe gerek yoktur.
Konuyla ilgili hadisler
îbn Ömer (r.a.) (318 nolu) hadisinde, Hz. Peygambere'e (s.a.v.); "İhramlı olan kimse neler giyebilir?" sorulduğunda, Efendi-miz'in şu cevabı verdiği açıklanmış bulunuyor: 'İhramlı kimse dikişli gömlek, sarık, külah, takke ve dikişli don giyemez. Aynı zamanda vers ve za'feran ile boyanmış elbise de giyemez..."
Sonra da ihramlı bir vaziyette ölen adam için "Onu tahnit etmeyin (güzel kokulu nesne sürmeyin)" buyurmuştur.
Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki: "Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz ihramlı olduğu halde
üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen ben Onun saçının aynm çizgisindeki güzel kokunun parlaklığına (şu anda) bakar gibiyim." [264]
Müslim, Nesâî ve Ebû Davud'un rivayetinde ise, şöyle denilmektedir:
"Resulüllah'ın (s.a.v.) ihramlı iken saçının ayrım çizgisindeki miskin parlaklığına (şu anda) bakar gibiyim." [265]
Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:
"Bizler KesulüUah (s.a.v.) Efendimiz'le beraber Mekke'ye hareket edip çıktığımızda, ihrama gireceğimiz sırada alınlarımıza "Sük1* denilen güzel kokuyu sürerdik. Öyleki bizden birimiz terlediğimizde o koku (terle birlikte) yüzümüze doğru akardı da o hali gören Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bizi ondan men'etmez di." [266]
Said b. Cübeyr'in îbn Ömer (r.a.) dan yaptığı rivayette, adı geçen şöyle demiştir:'
'Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ihramlı bulunduğu halde içine güzelkoku katılmadık zeytin yağıyla (bazı yerlerini) yağladı." [267]
Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal ve Îhticacları
"İhrama girmek isteyenin gusletmesi, güzel koku sürmesi.." başlığı altındaki bölümde bu konuyla ilgili müctehidlerin görüş ve ic-tihadlarmı belirtmiş bulunuyoruz. Burada onların bir özetini vermekle yetiniyoruz:
Hanefî, Şafiî ve Hanbelîlere göre, ihrama girmeğe hazırlanan kimsenin^ girmeden önce güzel koku sürünmesinde bir sakınca yoktur. Hatta bazısına göre müstehabdır.
İmam Mâlik'e göre ise, mekruhtur. Şüphesiz Mâiîkiler bu konuda Buharı ve Müslim!de geçen şu rivayetle istidlal etmişlerdir: "Bir adam, Hz, Peygamber'e (s.a.v.) dedi ki: Ya Resulellah! Vücudunu güzel kokuyla buladığı halde umreye niyet edip ihrama giren kişi hakkında ne buyurursunuz?!1 Resulüllah (s.a.v.) biraz durduktan sonra şu cevabı verdi: "Üzerindeki güzel kokuyu üç defa yıka, üstündeki cübbeyî çıkar ve hac için ne yaptınsa aynı şeyi umre için de yap." [268]
Tahliller ve Diğer Rivayetler
344 nolu Hz. Aişe hadisi sahihtir ve istidlale salihtir. Hadis, ihramdan az önce güzel koku sürmenin müstehab olduğuna ve aynı zamanda ihrama girdikten sonra, o kokunun rayiha ve parlaklığının vücudun bir yerinde kalmasında bir sakınca olmadığına delalet etmektedir.
345 nolu Aişe hadisini nakleden Ebû Davud ve el-Münzerî hadisin sıhhat derecesi üzerinde bir beyanda bulunmamışlardır. Ancak yapılan tesbitlere göre, isnadında yer alan raviler sikat (güvenilirler)dir. Ancak ravilerden Hüseyn b. Cüneyd -ki bu zat Ebû Davud'un şeyhidir- üzerinde durulmuş: Nesâî, "onun rivayetinde bir salanca yoktur" derken İbn Hibban onu sekat arasında zikretmiştir. [269] Zehebî ise, bu zat hakkında bir tesbite yer vermemiştir. Böylece hadisin sahih olduğu ağırlık kazanıyor.
347 nolu Said hadisinin garip olduğunu Tirmizî belirtirken, bu rivayeti Fekad es-Sincî tarikiyle bildiğim ilave ediyor. Hadis, ihramlı kimsenin, içine güzel koku karıştırılmamış zeytin yağını bedenin bir yerine sürmesinde bir sakınca olmadığına delalet etmektedir. Nitekim İbn Münzir diyor ki: "İhramlı olan kimsenin zeytin yağı, içyağı, tereyağı yemesinde ve bunları (bedeninin herhangi bir yerine sürmek suretiyle) kullanmasında bir sakınca olmadığında ilim adamlarının icma'ı vardır." [270].
Böylece ihramlı kimse için güzel koku ile, sözü edilen yağlar hakkında ayrıntılı bilgi verilmiş oluyor. Birini diğerine kıyas mümkün değildir. [271]
Çıkarılan Hükümler
1- İhramdan hemen önce güzel koku sürünmek mekruhtur. Süründüğü takdirde onu bedeninden gidermesi gerekir. Bu, İmam Malik'e göredir.
2- İhram'a girilmeden önce güzel koku sürünmekte bir sakınca yoktur.
3- İhramdan Önce sürülen güzel kokunun rayihası ve parlaklığı vücutta kalsa ve bir süre devam etse bile bir sakınca yoktur. Bu, diğer üç imama göredir.
4- Baş ve alın kısmına sürülen güzel koku, ihrama girdikten sonra terle birlikte akıp yüze bulaşırsa, bunda da bir beis görülmemiştir.
5- İhramlı kimsenin içyağ, zeytin yağı, tereyağı yemesinde ve gerektiğinde bunları bedeninin bîr yerine sürmesinde bir sakınca yoktur.
6- Sözü edilen yağlara güzel koku karıştırıldığı takdirde kullanılması caiz değildir.
7- Bununla beraber ihramdan önce aşırı derecede güzel koku sürmekten kaçınıp ifrat ve tefritten uzak kalınarak normal şekilde sürünmek daha uygun olur. [272]