sumeyye
Sat 15 January 2011, 03:50 pm GMT +0200
"İçtihad Et"
89. Ukbe bin Âmir el-Cühenî (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullaha (s.a.v.) geldim. Yanında dâvâlaşan iki kişi vardı. Bana,
"Bunlar arasında hüküm ver" buyurdu. Ben,
"Annem babam sana feda olsun. Buna sen benden daha lâyıksın" dedim.
"Aralarında hüküm ver" buyurdu.
"Ne ile hüküm vereyim?" dedim. Şöyle buyurdu:
"İctihad et. Eğer isabet edersen on sevap kazanırsın. İsabet edemezsen bir sevap kazanırsın."[367]
İzah
Peygamberimizin dâvâlılar arasında hüküm vermesini istediği Ukbe bin Âmir (r.a.) Medineli bir Müslümandı. Hicretten hemen sonra Müslüman olmuş, kendilerini ilme adayan Suffe Ashabının arasına katılmıştı.
Peygamberimiz Hz. Ukbe'ye zaman zaman nasihatta bulurdu. Meselâ bir defasında onun bir suâli üzerine şöyle buyurmuştu:
"Senin halini sormayanın halini sor. Sana birşey vermeyene vermeye bak. Sana haksızlık edeni de affet."[368]
Âlim Sahabîlerden birisi olan Ukbe (r.a.) bir çok hadis rivayet etti. Rivayet ettiği hadisler Buhari ve Müslim'de, yer alır. Ahmed bin Hanbel de, Müsned'de onun rivayet etmiş olduğu 169 hadise yer vermiştir.
Hicretin 58. yılında da vefat eden Ukbe (r.a.), Hicretin 52. yılında, Hz. Muâviye devrinde İstanbul'un fethi için hazırlanan orduya da katıldı. Allah kendisinden razı olsun.
Hadis, aynı zamanda Peygamberimizin (s.a.v.) Ashabını yetiştirme tarzını da göstermektedir.[369]
Allah Dinini Günahkâr Kimse İle De Kuvvetlendirir
90. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
"Muhakkak Allah bu dini, İslâmdan nasibi olmayan kavimle [kavimlerle] kuvvetlendirir."[370]
İzah
Müslim'de yer alan Ebû Hüreyre (r.a.) kanalıyla gelen rivayet şöyledir:
Resûlullah ile birlikte Hüneyn savaşında bulunduk. Müslüman ismi ile çağrılan birisi için Resûlullah (s.a.v.),
"Bu adam Cehennemliktir" buyurdu.
Savaş başladığında o kimse şiddetle savaştı ve yaralandı. Biraz sonra "Ey Allah'ın Resulü, sizin kendisi için 'Cehennemliktir" dediğiniz adam bu gün şiddetli bir şekilde düşmanla çarpıştı ve öldü" dediler.
Resûlullah yine,
"Cehenneme gitti" buyurdu.
Müslümanlardan bâzılarının şüpheye düşmelerine çok az kalmıştı. O sırada adamın ölmediği, fakat ağır şekilde yaralandığı söylendi. Akşam olunca adam yaralarının acısına dayanamayarak kendini öldürdü. Bunu Peygamberimize haber verdiler. Resûlullah (s.a.v.),
"Allahü ekber. Şehadet ederim ki, ben Allah'ın Resulüyüm" buyurdu.
Sonra da Bilal'e şöyle seslenmesini emretti:
"Müslümandan başkası Cennete giremez. Şüphesiz Allah bu dini günahkar bir adamla da kuvvetlendirir."[371]
Evet, Allah'ın hikmetine binaen dinini günahkâr, hatta dinsiz kimseler vesilesi ile de kuvvetlendirir. O kimsenin niyeti İslama hizmet düşüncesi olmadığından onu Cehenneme atar. Müslümanların böyle kimseleri iyi tanımaları, "İslama hizmet ediyor" diye onu sevmemeleri gerekir.[372]
Kişi Sevdiğiyle Beraberdir.
91. Abdurrahman bin Saffan rivayet ediyor:
Babam Safvan Resûlullaha (Medine'ye) hicret etti ve ona biat etti. Resûlullah (s.a.v.) elini uzattı, onun elini okşadı. Safvan, "Ben seni seviyorum yâ Resûlallah" dedi.
Resûlullah (s.a.v.),
"Kişi sevdiğiyle beraberdir" buyurdu.
34 ve 38 numaralı hadislere ve izahına bakınız.[373]
Telbiye
92. İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (a.s.m.) şöyle telbiye getiriyordu:
"Lebbeyk. Allâhümme lebbeyk. Lebbeyk lâ şerike leke lebbeyk. İnnel-hamde ve'n-ni'mete leke ve'1-mülk lâ şerîke lek (Buyur Allah'ım, ben Senin emrine ve fermanına sözüm ve özümle tekrar tekrar icabet ettim. Emrine boyun eğdim. Rabbim, Senin dâvetine icabet etmek benim boynumun borcudur. Senin benzerin ve hiçbir ortağın yoktur. Rabbim, bütün varlığımla Sana yöneldim. Şüphesiz hamd da, nimet de yalnız Sana mahsustur. Mülk de Senindir. Hiçbir şekilde Senin benzerin ve ortağın yoktur.)"[374]
İzah
Hac ibâdeti ile ilgili bir tâbir olan telbiye, yukarıdaki sözleri söylemektir. Haccın farzlarından olan ihram, Hanefî mezhebine göre ancak yukarıdaki cümleyi söylemekle gerçekleşir. Hacca giden bir kimse niyet etse, fakat telbiye getirmese, ihrama girmiş sayılmaz. Şafiî, Mâliki ve Hanbelî mezheplerine göre ise ihram için telbiye şart değildir.
Hacda ihramlı iken kişinin farz namazlarından sonra, seher vakitlerinde ve her fırsatta telbiye söylemesi sünnettir.[375]
Allah Kimlerin İşlerini İstikamet Üzere Devam Ettirir?
93. Semüre bin Cündeb (r.a.) rivayet ediyor:
"Namazı dosdoğru kılın, zekât verin, haccedin, umre yapın, doğru ve dürüst olun ki, Allah da işlerinizi istikâmet üzere devam ettirsin."[376]
Peygamberimizin Hayası
94. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahın avretini asla görmedim.[377]
İzah
"Resûlullahın avretini asla görmedim" diyen Peygamberimizin (s.a.v.) hanımı Hz. Âişe'dir. Aslında dinimize göre eşler birbirlerinin avret yerlerini rahatlıkla görebilirler. Buna rağmen, Resûlullahın eşi onun avretini görmediğini söylemektedir. Bu, Peygamberimizin hayasını ifâde etmektedir.[378]
[367] Câmiü'l-Evsat, 2:350, (1606) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/153.
[368] Müsned, 4:203, (17303)
[369] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/154.
[370] Müslim, İmân: 178; Buhari, Cihad: 182, Meğazî: 38. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/154.
[371] Hadisin son kısmı, Mu'cemü's-Sagîr'de de rivayet edilmiştir. 232 nolu hadise bakınız
[372] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/155.
[373] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/155-156.
[374] Buhari, Hac: 26; Tirmizî, Hac: 13; Müslim, Hac; 19, 22; Ebû Dâvud, Menâsik: 26; Nesâî, Menâsik: 54; Muvatta, Hac: 28; Dârimî, Menâsik: 13; Müsned, 1:376, (2753). İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/156.
[375] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/157.
[376] Câmiü'l Evsat, 3:33, (2055) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/157.
[377] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/157.
[378] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/158.