sumeyye
Wed 4 May 2011, 01:28 pm GMT +0200
16- Hz. Süleyman Kıssası Ve Haberleri Araştırmak
Hz. Süleyman (a.s.), hüdhüd kuşunun Sebe' kraliçesi ve halkıyla ilgili getirdiği haberi ilk başta hemen kabul etmediği gibi yalanlanmadı da. Gelen haberi önemli ye araştırmaya değer buldu.
Hüdhüd bir kuştu ve dilini de yalnızca Hz. Süleyman (a.s.) anlıyordu. Onun, habersiz olarak ortalıktan kayboluşuna karşılık Hz. Süleyman'a yanlış bir bilgi vermesi mümkün değildi. Bu açıdan bakınca hüdhüdün haberinin kesin olduğunu söyleyebiliriz.
Buna rağmen Hz. Süleyman, böyle bir haberin araştırılması gerektiğini, hüdhüdün doğru söyleyip söylemediğinin o zaman anlaşılabileceği kararını verdi.
Kur'an bunu bir örnek olarak sunuyor ve insanlara haber konusunda evrensel bir ilkeyi tavsiye ediyor:
Tek kişi veya tek kanaldan gelen haberlerle hüküm vermeyin. Haberleri araştırın. Hükümlerinize kararlarınıza yalan ve yanlış haberler temel olmasın.
Kur'an mü'minlere şöyle emrediyor:
"Ey iman edenler! Eğer bir fâsık (dinin emrine uymayan) kimse, size haber getirirse, onu etraflıca araştırın. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursanız da, sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz." [387]
Mü'minler, kendileriyle, akrabalarıyla, dost ve düşmanlarıyla ilgili her duydukları haberle amel edemezler. Tavırlarını aslı astarı olmayan haberlere, veya duyduklarına göre belirleyemezler.
Kur'an, fâsıkların getireceği, ya da yayacağı haberleri bile araştırmayı emrediyor. Hz. Süleyman, emrinde bulunan ve yalan söyleme cesareti olmayacak bir kuşun haberini -fâsık olmadığı halde- araştırma ihtiyactnı hissetti.
Ya kimliği inkarcılık olan, şirk dinini benimseyen, yalan söylemeyi, iftira atmayı, uydurma haber üretmeyi ahlâk ve meslek haline getirenlerin haberleri karşısında nasıl bir tavır takınılmak? Yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka vereceğine inanmayan kezzablann (yalancıların) haberleri ve verdikleri bilgiler karşısında ne yapmalı?
Günümüzde ya bir siyasî sistemin, ya belli gurupların ya da para babalarının sözcüsü durumunda olan medya kuruluşlarının haberleri karşısında ister istemez daha dikkatli olmak zorundayız. Medyanın akı kara gösterme gibi göz boyama marifeti, çok etkili propoganda malzemesi olduğu bilinen bir şeydir. Medyanın bu kimliğine rağmen ondan her zaman tarafsız yorum, doğru haber ve objektif bakış açısı beklemek safdillik olur.
Çoğu zaman güçlülerin sözcüsü, siyasal sistemlerin uydusu ya da 'lehve'l hadis', yani boş ve saptırıcı söz üretim merkezleri olarak faaliyet gösteren medya karşısında daha duyarlı olma gereği vardır.
Aksi halde bilmeden, iyice araştırma yapmadan hemen harekete geçeriz de yanlış ve zararlı bir karara varabiliriz. Cahillik sonucu başkalarına zarar verebilir, haklarında yanlış düşünebiliriz. Yanlış bir fikre kapılabilir, insanlar, olaylar ve dünya hakkında isabetsiz bilgi sahibi olabiliriz. Nitekim günümüzde kamuoyunu genellikle bu yalan veye abartılı oyalayıp duruyor. [388]
[387] Hucurât: 49/6, 214
[388] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 213-215.