- Hz. Hamza nın kızının peşlerine takılması

Adsense kodları


Hz. Hamza nın kızının peşlerine takılması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Mon 18 April 2011, 01:48 pm GMT +0200
Bu Sırada Hz. Hamza'nın Kızının Peşlerine Takılması


 

İsrâîl, Ebû İshak yoluyla Berâe b. Âzib'(ra)'dan nakleder: Resûlullah (s.a.v.) Zilkade ayında Umreye gitti. Mekke'liler Onu Ha­reme bırakmak istemeyince; "Üç günlük bir anlaşma" yaptılar. An­laşma metni yazılırken Mekke müşrikleri, "Resûlullah" kelimesine iti­raz edip, "bunun böyle olduğunu bilsek zaten senin girişini red etmez­dik. Ama sen Muhammet b. Abdullah'sın" dediler. Efendimiz:

"Evet ben Allah Resulüyüm ama, Ya Ali böyle olmasına rağ­men sen "Rasul" kelimesini sil" dedi. Ali, "ben onu silemem" de­yince bizzat kendisi sildi. Yazısı güzel olmamasına rağmen bizzat metni yazdı. Buna göre:

1- Mekke'ye girerken yanında silah olarak sadece kılıç buluna­rak girebilecek. 2- Mekke halkından kendisiyle Medine'ye gelmek isteyen kimseyi götürmeyecek. 3- Ashabından Mekke'de kalmak isteyenlere engel olmayacak.

Mekke'de bu üç gün bitince Ali'ye gelip, "Söyle O'na, artık Ha­remden çıksın!" dediler Resûlullah, Mekke'den çıkarken Hamza'mn (Mekke'de kalmış olan) küçük kızı "Amca, amca..! diye peşine takıldı. Hz. Ali onun elinden tutup, Hz. Fatıma'ya vererek "şunu al" dedi.

Bu kere O kızcağıza kim bakacağı hususunda Ali, Zeyd ve Ca'fer ihtilaf etti. Ali (r.a.): "O benim Amcamın kızıdır ben bakacağım" der­ken Ca'fer de: "Ben alırım, hem amcamın kızı hem de teyzesi benim karımdır" dedi. Zeyd b. Harise de: "Benimde kardeşimin kızıdır" di­yordu.

Nebi (s.a.v.) "onun teyzesinin yanında kalmasına hüküm verdi ve:

Teyze anne yerindedir" deyip,

Ali'ye: Sen bendensin bende sendenim"

Ca'fere: Sen, hilkat ve huyca bana benziyor-sun" deyip,

Zeyd b. Hârise'ye de: Sen bizim hem kardeşimiz hem de mevlamizsın" buyurarak, gönüllerini aldı.

Bu hadisi Buharı, Ubeydullah'tan nakleder.[231]

Vakıdî anlatıyor: Bana İbni Ebî Hayseme-Dâvûd b. Husayn-İkrime isnadıyla ibnî Abbas (r.a.)tan naklediyor: Hamza (r.a.)'m kızı Umara ile annesi Selmâ binti Umeys, hicretten sonra Medine'ye gidemeyip Mekke'de kalmışlardı. Nebi (s.a.v.) Umretü'l Kaza için Mekke'ye gel­diğinde Ali b. Ebî Talib gidip: "Bu müşrikler arasında amcamızın kı­zını yetim olarak neye bırakalım ki...?" diye Peygamberle konuyu ko­nuştu.

Nebi (s.a.v.) Hz. Ali'nin Onu Mekke'den çıkarmasına mani olmadı. O da Umarayı Mekke'den götürdü. Bu kere Zeyd b. Harise, "ben ona bakma hakkında daha fazla sahibim, o benim kardeşimin kızıdır" diye konuşmuştu. Zeyd b. Harise Hamza'nm Varisi idi ve Peygamber (s.a.v.) Muhacirler arasında (ahiret) kardeşliği tesis ettiği vakit Hamza ile Zeyd arasında da kardeşlik te'sis ettirdi.

Ca'fer (r.a.) bunu duyunca, "teyze, anne demektir. Öyle olunca-onun teyzesi Esma binti Umeys benim yanımda, nikahım altında bulundu­ğundan bu işe en layık benim" demişti.

Hz. Ali'de: Görüyorum ki onu paylaşamıyorsunuz, O benim amca kızımdır, Onu müşriklerin arasından alıp çıkaran benim, sizin ona be­nim öteme varan bir akraba bağınız da yok. Ben sizden daha layığım" dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.):

"Ben aranızda hükmedeceğim. Sana gelince Yâ Zeyd! Allah ve Resulünün Mevlasısm, Yâ Ali sana gelince sen karde'şim ve dos-tumsun, Yâ Ca'fer sen ise hem ahlaken hem de hilkaten bana ben-ziyorsun, Yâ Ca'fer! Sen ona daha layıksın, nikahında da teyzesi var. Kadın teyzesinin kocasına nikah edilemez. Halasının üstüne nikah edilemez." buyurarak, O'nun Ca'ferin bakımında kalmasına ka­rar verdi.

Vakîdi devamla der ki: Peygamber Ca'fer'in lehine karar verince, Cafer kalkıp seke seke Peygamberin etrafında tur attı. Peygamber (s.a.v.)de: "Bu ne, yâ Ca'fer?" deyince, "Yâ Resûlallah! Necaşi birini razı ettimi onun etrafında sekerek dönerdi," dedi. Nebi (s.a.v.) de bu­nun üzerine :" Sen Onunla evlen ! " buyurdu. O da, "O benim süt kardeşimin kızıdır!" dedi. Nebi (s.a.v.) de onu, Seleme b. Ebî Seleme ile evlendirdi. Nebi (s.a.v.) Seleme'ye:" ona mükafat verdin mi? " buyurdu.[232]

 

Sekizinci Hicri Yıl Olayları İbnü Ebî'l Avca'nın Benûsüleyme'ye Seriyyesi
 

İbni Şihâb'ı Zûhrî anlatıyor: Nebi (s.a.v.) hicrî yedinci yılın Zilhicce ayında Umreden döndüğünde, İbnü Ebî'l Avcâ'yı elli, kişilik bir müfre­zenin başında Süleym oğullarına gazaya yolladı. Süleym oğullarının casusu da bunlar arasındaydı.

Medine'den ayrıldıklarında bu casus hemen kavmine gelip onlara tehlikeyi haber verdi. Hemen büyük bir güç hazırladılar. İki kuvvet karşılaştıklarında İbnü Ebî'l Avca onları İslâm'a da'vet ettiyse de, onlar buna sadece ok atarak cevap verdiler ve "Bizim senin davet ettiğin şe­ye ihtiyacımız yok" diye saldırıp, bir saat ok attılar.

Etraftan müşriklere yardımlar geldi ve Müslümanları kuşattılar ve şiddetli bir çarpışma oldu ve mücahitlerin hepsi şehid oldu. Reisleri İbnü Ebî'l Avca da vurulup şehid cesetleri arasında kaldı. Sonra ayılıp büyük bir efor sarfederek Medine'ye Peygamber'e geldi. Medine'ye gelebildiğinde, 8ci hicri yılın Safer ayının birinci günü idi.[233]



[231] Buhârî Meğazî 64/43 h. no: 4251; Beyhakî S. Kübrâ 8/5-6; Delâil 4/339; Müsned 1/98, 108, 115, 230, 4/342; Hakim 3/120; Abdürrezzak 20394; Tah. Müşkil 4/173; Hatib Tarih 11/171.

[232] Vakîdî 2/738; Beyhakî Delâil 4/340.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 4/140-142

[233] Vâkidî 2/741; Beyhakî Delâil 4/341, 342.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 4/143

Bilal2009
Sat 4 September 2021, 12:54 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Wed 22 September 2021, 12:28 am GMT +0200
Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim