sumeyye
Fri 7 September 2012, 01:35 pm GMT +0200
B. Hutbe Okunurken Konuşmak: [297]
(a) Cumhur’a göre, hutbe okunurken susmak vaciptir:
(1) Hanefî Mezhebine göre, hutbe okunurken konuşmak tahrimen mekruhtur. Hz. Peygamber’in adı duyulunca, içinden salavât okunur. Kötü bir şeyi düzeltmek için el ve baş işareti yapılabilir. İmamın özel yerinden çıkmasıyla, Ebu Hanife’ye göre hem konuşmak, hem de namaz kılmak; Ebu Yusuf ve eş-Şeybanî’ye göre sadece namaz kılmak mekruhtur. Zararın giderilmesini gerektiren bir halde, meselâ yılan ve akrep veya körün düşmesi halinde konuşulabilir. Kur’ân okumak, teşbih vb. dinlemeyi önleyen her türlü davranış mekruhtur. Dinleyicinin uzakta bulunup hutbeyi dinlememesi halinde, Muhammed b. Seleme el-Belhî ve Muhammed b. Fadl el-Buhârî’ye göre susmak, Kur’ân okumaktan evlâdır; Nusayr b. Yahya’ya göre, içinden Kur’ân okunabilir; el-Hakem b. Züheyr’in fıkıh kitaplarını incelediği nakledilir.
Aksıran kimse, içinden el-Hamdu lillah diyebilir.
Bütün bunlar, hutbe bitene kadar mekruhtur. Aynı davranışları hutbeye çıkıldığında ezan okunurken veya hutbe bitince kaamet getirilirken yapmak, Ebu Hanife’ye göre yine mekruhtur; Ebu Yusuf ve eş-Şeybanî’ye göre mekruh değildir.
(2) Sevrî ve Evzaî’ye göre, hutbe okunurken, sadece aksırana teşmit (dua) ile selâm almak caizdir. Bu görüş, eş-Şafîî ve Ebu Yusuf’tan da nakledilir.
(3) Bazı hukukçulara göre, sadece selâm alınabilir.
(4) Malikî Mezhebine göre, hutbe okunurken ve iki hutbe arasında imam minberde otururken konuşmak haramdır. Fakat imamın boş sözler konuşması halinde, yerilmesi-övülmesi caiz olmayan birini över veya yererse, konuşmak haram olmaz. Hutbeye başlamazdan önce minberde otururken veya ikinci hutbe sonunda duaya başlanırken konuşmak caizdir. Konuşmak haram olan hallerde yemek, işaret veya taş atmak da haramdır. İmam dua edince cemaat âmîn diyebilir, bu menduptur, yalnız yüksek sesle âmîn demek de mekruhtur; âminleri gereğinden fazla demek haramdır. Sebepleri bulununca taavvuz (Allah’a sığınma duası), istiğfar ve salavât okumak menduptur.
(b) Şafiî ve Hanbelî Mezhebi ile Atâ’ya göre hutbeyi işitip işitmemeye göre hüküm değişir:
(1) Şafiî Mezhebine göre, hatip -bilfiil duymasa bile- susunca duyacağı şekilde yakın olan kimsenin hutbenin rükünleri yerine getirilirken konuşması tenzihen mekruhtur (haram olduğu görüşünü benimseyenler de vardır). Rükünler dışındaki işlemler yapılırken, hutbeden öncesi ile iki hutbe arasında -imam özel yerinden çıksa da- konuşmak mekruh değildir. Susunca duyacağı şekilde hatipten uzak olan kimsenin konuşması da mekruh olmaz. Bu gibilerin, zikirle meşgul olması sünnettir. Konuşmanın mekruh olduğu kaidesinden şunlar istisna edilir:
(l.a) Aksırana teşmit (Çünkü bu menduptur),
(l.b) Hz.’Peygamber’in adı geçtiğinde aşırı gitmeksizin salavât okumak (bu da menduptur),
(l.c) Selâm almak (Her ne kadar hutbe dinleyene selâm vermek mekruhsa da, selâm alınması vaciptir),
(l.d) Hanefî Mezhebinin gorüşündeki zarurî durumlar.
(2) Hanbelî Mezhebine göre, cuma günü hutbeyi duyacak şekilde hatibe yakın olan kimsenin, hutbe sırasında her türlü konuşması haramdır. Yalnız hatibin kendisi, bir maslahat (faydalı iş) için başkasıyla konuşabildiği gibi, başkası da onunla konuşabilir. Hz. Peygamber’in adı geçtiğinde salavât okumak her ne kadar mübahsa da, gizlice okunması sünnettir. Dualara âmîn denebilir, aksırana gizlice teşmit yapılabilir. Hutbeyi duymayacak şekilde hatipten uzak olanlara konuşmak caizdir. Zikir ve kıraat, dinleyenleri rahatsız edecek şekilde ses yükseltilmez. Hutbelerden önce ve sonra, iki hutbe arasında hatibin sustuğu, hutbeye başlarken dua ettiği sırada konuşmak haram değildir. Çünkü bu durumda, artık hutbenin rükünleriyle ilgilenmektedir. Başkasının konuştuğunu duyan kimsenin sözle susturulması, doğru olmayıp, el ağzına konarak susturulur. Zarurî durumlarda ise konuşmak vaciptir.
(c) Şa’bî, Sa’id b. Cubeyr ve Nehaî’ye göre, âyet okunması dışında, hutbe okunurken konuşulabilir.
(d) Caferi Mezhebine göre, hutbenin dinlenmesi, ihtiyattır, hatta en uygun davranıştır. Hatta susmak ve -kuvvetli olan mekruh oluşu da- konuşmayı bırakmak ihtiyattır. Konuşmak, hutbenin, faydasını kaldırıyor ve dinlenmeyi engellerse, susmak gerekli olur.
C. Namaz Kılmak: [298]
(a) Hanefî Mezhebine ve Şurayh, İbn Şîrîn, Nehaî, Katâde, Sevrî ve Leys b. Sa’d e göre, hutbe okunurken namaz kılmak mekruhtur. Hutbe öncesinde, hatibin mihrapta namaz kılması da mekruhtur.
(b) Şafiî ve Hanbelî Mezheblerine göre, camiye girince, imamın hutbe okuduğu görülürse iki hafif rekât namaz kılınır.
(c) Malikî Mezhebine göre, hatip minbere çıkınca, nafile namaz kılmak haramdır.
“Hatibin çıkışı namazı, hutbesi konuşmayı haram kılar.”
[297] Şeybânî, Asl, c. I, s. 318; Şafiî, Umm, c. I, s. 203-204; Ahmed, Mesâil, s. 123-124 (449-450); İbn Rüşd, BM, c. I, s. 126; Kâsânî, BS, c. I, s. 263; İbn Kudâme, age, c. II, s. 320-326; Cezîrî, Fame, c. I, s. 398-399; Mergınânî, Hidâye, c. I, c. 84-85; Humeynî, age, s. 89 (7).
[298] Şeybânî, Asl, c. I, s. 319; Serahsî, age, c. II, s. 29; Kâsânî, BS, c. I, s. 263; İbn Kudâme, age, c. s. 319; Cezîrî, Fame, c. I, s. 398-399.