Eslemnur
Mon 27 September 2010, 12:32 pm GMT +0200
Hükümet Organlarının Çalışma Hududu ve Bunların Birbirleriyle Alakaları
Şimdi şu mesele de hal olunmalıdır: Acaba hükûmetin muhtelif organlarının (Organ of the state) tercihleri ve çalışma hududu neler olmalıdır?
Teşri (Kanun yapıcı / yasama) Meclislerin Hududu
Teşriî (Kanun yapıcı: Legislature) organ o şeydir ki,
biz ona eski istilahta (Ehlü'l-halli ve'l'akd) deriz. Bu mevzuda şu mesele de tamamen açıktır ki; bu teşriî organ Allahın Kitabı ve Resulullahın Sünnetinin hidayeti ışığı altında çalışacak ve bunların aksine, kendi icmâı (oy birliği) ile dahi her ne suretle olursa olsun, herhangi bir kanun yapmak yetkisinde olmayacaktır. Şimdi ben sizlere Kur'an-ı Kerimde bu meselenin nasıl anlatılmış olduğunu arz edeyim:
"Her hangi bir erkek veya kadının Allah ve O'nun Re, sulünün herhangi bir işte yapmış oldukları çözüm ve vermiş oldukları hüküm karşısında, her ne şekilde olursa olsun, lıiç bir suretle hüküm vermek hakkı yoktur. Böyle yapmak isteyen ve buna yeltenen kâfir olur."
Bunun için de bu hükümler şunu gerektirir: Allah ve O'nun Resulünün hükümlerinin hilafına her ne suretle olursa olsun kanun yapmak teşri meclisin tercih ve yetkilerinin haricinde kalır. Bu gibi yine herhangi bir kanun da kanun yapıcılar tarafından yapılmış ve kanun hükmüne getirilmiş olsa dahi, yukarıdaki esas kaidenin gerektirdiğine göre, Anayasa (Düstur) ve kanunların hududuna tecavüz etmiş ve Anayasayı çiğnemiş (Ultro vires of the Constitution) hükmünde olacaktır.
Bu durumda şu sorular sorulabilir: ilk önce îslâmî Hükümette teşri organı (kanun yapan) ne vazife görecektir?
Bu sorunun cevabı şudur: Elbette bu organ da bazı vazifeler görecektir. Bunları sıralayalım:
1. Herhangi bir işte ve hususta, Allahın ve O'nun
Resulünün açık ve kesin bir hükmü varsa, teşriî organı bunlar hakkında hiçbir değiştirme yapamamakla beraber, bunların icrası ve yerine getirilmesi için zarurî olankaideleri ve nizamları (Rules and Regulations) kararlaştıracaktır.
2. Allah'ın Kitabında ve Resulullahın Sünnetinde bulunan bazı ahkâm'ın çeşitli tâbir ve tefsirleri olmak ihtimali mevcut olduğundan teşri meclisi bu ifade ve tefsirlerin üzerinde çalışacak, son şeklini tespit edecek ve kanun haline getirecektir. Bunun için de teşri meclisinde çalışan şahısların hep, ehli ilim olmaları ve muhtelif meseleler üzerinde çalışabilmek ehliyetini sahip bulunmaları şarttır. Yoksa onların yarım yamalak yapacakları çözümler, varacakları netice ve karar şeriatı karmakarışık hale sokar. Fakat bir soru da seçime iştirak ederek oy verenlerin hakkında sorulabilir. Böyle vasıflara sahip kimseler nasıl seçilebilir? Usulen bunu da kabul etmek gerekir ki, kanun yapmak için değil de esasında kanun yazmak için, bu meclis hazırlanır. Şu şartla ki, bu meclis salahiyetini aşıp da tahrif yoluna gitmemelidir.
3. Bazı muamelelerde de herhangi bir usul ve esasa
ait hüküm mevcut değildir. O zaman teşri organının vazi
fesi şudur: İslâmın usuli âmmesini (Umumî kaidesini)
gözönünde bulundurarak bu hususlar hakkında kanun yapar. Yahut da bu gibi meseleler hakkında daha önce fıkıh kitaplarında bir hüküm veya hükümler mevcut ise bunları inceler ve bunlardan münasib bulduğu birini seçip umumî kanun haline getirir.
4. Bazı meseleler ve muamelelerle de karşılaşabili
nir ki, bunlar hakkında ne rehber olabilecek bir usul, ne
de buna benzer bir hüküm bulunur. O zaman teşri orga
nının vazifesi, bunlar üzerinde hükümler oluşturmak ve kararlar vermek olur. Zira böyle hususlarda Hak Taalâ kanun koymak hususunu serbest bırakmıştır. Bunun için böyle meselelerde ve bu gibi muamelelerde teşri organı münasib kanunlar yapar. Bu kanunlar da ancak şu şartla yapılır ki, her ne suretle olursa olsun, herhangi bir şer'î hüküm veya usule aykırı olmamalıdır. Bu gibi meselelerde de esas usul şu olacaktır: Verilen bu hükümler ve kararlar yasaklanmış hususlara ait olmayıp mubah hususlarda olmalıdır.
Bu dört esas kaideyi, biz Allah Resulünün Sünneti ile Hülefa-i Raşidinin teamüllerinden ve Ümmetin Mücte-hidlerinin reylerinden ve nazariyelerinden elde etmiş oluruz. Gerektiği takdirde bunlar hakkında kaynak alınan hususlar da bildirilmelidir. Fakat benim düşünceme göre, herhangi bir kimse, İslâmî Hükümetin esas kaidelerini bildikten sonra, genel akıl ile: Akli âmm: (Common Sense) şunu kavrar ki, bu şekildeki hükümette teşri organının vazifelerinin hududu bunlardan başka bir şey olamaz.