sumeyye
Sat 12 February 2011, 02:22 pm GMT +0200
7) Hükümdarlar (Devlet Başkanları)
Halife Hükümdarda Bulunması Gereken Özellikler:
Hükümdarın, güzel ahlâka sahip olması gerekir; aksi takdirde şehir üzerine bir yük olur. Eğer cesaret sahibi olmazsa, düşmana mukavemet etmede zaaf gösterir ve bu durumda halk ona hor gözle bakar. Eğer yumuşak huylu (halîm) biri olmazsa, halkını zorba tavrıyla ezebilir. İleri görüşlü (hakîm) biri değilse, şehir için gerekli tedbirleri alamaz. Hükümdar aynı zamanda akıllı, ergen, hür, erkek, görüş sahibi, işitme, görme, konuşma kusuru bulunmayan, hem kendinde hem de kavminde bir şerefsizlik taşımayan, kendisinde ve atalarında güzel hasletler bulunan, halk tarafından iyi bilinen ve şehir halkının yararına çalışmaktan geri durmayacağı, bu konuda bir kusur göstermeyeceğine inanılan bir kimse olmalıdır. Bütün bunlar akıl yoluyla, bulunması gerekli görülen şartlardır. Farklı ülkelerde yaşamalarına, farklı dinlere sahip olmalarına rağmen bütün milletler bu şartlar üzerinde ittifak edegelmişlerdir. Çünkü yöneticinin bulunmasından amaçlanan maslahatın, ancak bu şartlarla gerçekleşebileceğini görmüşlerdir. Eğer bu şartlarda ihmal gösterilirse, o zaman beklenilenin aksine hoş olmayan sonuçlar doğacaktır. Bu halde iken, şehir halkı eğer susacaklarsa, içlerindeki kinle (fakat korkularından) susmuş olacaklardır.
Hükümdar Heybetli Olmalıdır:
Hükümdar, mutlaka halkının kalbinde saygın bir yer kurabilmeli, sonra da bu saygınlığını koruyabilmeli, kusurlarını alacağı uygun tedbirlerle telafi etmeye çalışmalıdır. Kim, bir makama gelmek istiyorsa, o makama münasip düşecek güzel bir ahlâka sahip olmalıdır; şecaat ve hikmet sahibi olmak, cömertlik, affedicilik, halkın yararını dileme gibi. Yönetici, avcının vahşi hayvanlara yaptığı gibi davranmalıdır. Avcı ormana gider ve orada ceylanlara bakar, onların tabiatlarına ve âdetlerine en uygun durumun ne olduğunu tespit eder ve kendisini o hale sokar. Sonra onlara uzaktan gözükür. Gözü onların gözlerinde ve kulaklarında olduğu halde yanlarına yaklaşmaya ballar. Dikkat çektiğini anladığı an, olduğu yerde sanki cansızmış gibi hareketsiz durur. Onların kendisine dikkat etmediklerini anladığı zaman yavaş yavaş ileri doğru hareket eder. Bazen onları coşturacak nağmeler söyler, bazen de sanki yaratılıştan cömert biri gibi, bununla onları avlamak istemiyormuş gibi onlara en çok hoşlarına gidecek yiyecekleri sunar. İyilikler, iyilik sahibi kimseye karşı sevgi ve bağlılık doğurur. Sevgi bağı ise, demir bukağıdan daha güçlüdür. İşte böyle insanlar için ortaya çıkacak kimsenin de, onlara kendisinde bulunmasını arzuladıkları bir kılık kıyafetle, mantık ve edeple yaklaşması gerekir.
Hükümdar Samimi Olmalı Ve Halkına Karşı Sevgisini Belirtmelidir;
Sonra onlara incitmeden yaklaşmalı, samimi davranmalı, halkına ölçüsüz olmamak kaydıyla sevgisini izhar etmelidir. Bütün bunları yaparken, halkı gafil avlamak ve onları sömürmek amacı taşımadığını açıkça gösterir. Sonra onlara, kendi gibi birinin bulunmasının adeta imkânsız olduğunu ihsas etmeli, böylece halk, psikolojik açıdan onun fazilet ve üstünlüğüne inanmalı, kalplerinde ona karşı bir saygı ve sevgi oluşmalı, organları ona karşı duyulan bu saygıdan dolayı titremeli ve teslimiyet göstermelidir. Sonra yönetici bu saygınlığını korumalı, halkın ihtilâfa düşmelerine sebep olacak bir şey yapmamalıdır. Eğer bu özellikler hakkında bir kusur gösterirse, onu lütuf ve iyilikle telafi etmeli, yaptığı şeyin bir maslahata mebnî olduğunu açıklamalı, kendisinin her an için halkın yanında olduğunu, hiçbir zaman onların kötülüklerini istemeyeceğini açıklamalıdır.
Hükümdara İtaat Vaciptir:
Buna karşılık hükümdar da, halkından şunları bekler:
1. Kendisine itaat edilmesi. Bu halka vacip olmalıdır ve hükümdara, kendisine isyan edenlere karşı ceza verme yetkisi tanınmalıdır. Hükümdar, halkı içerisinden savaş, vergi toplama ve idare konularında yeterli gördüğü kimselere, fazlasıyla ihsanda bulunmalı, onların kadrini yüceltmeli, kendilerine güler yüz göstermelidir. Kamu hizmetlerinde hiyanet, ihmal ve kaçışını gördüğü kimselerin ihsanlarını kesmeli, onlara değer vermemeli, kendilerine güler yüz göstermemelidir.
2. Hükümdar, sair insanlardan daha varlıklı olmalıdır. Bu da, insanları sıkıntıya sokacak yollarla olmamalı, ihya edilen ölü araziler ve koruma altına alacağı uzak yerler vb. yoluyla olmalıdır.
3. Hiçbir kimseyi, şura üyelerinin (ehl-i hail ve’l-akd) hak ettiğine ve kamu yararının bunu gerektirdiğine dair onayını almadıkça cezalandırma yoluna gitmemelidir.
Hükümdar, Feraset Sahibi Olmalıdır:
Hükümdar, mutlaka feraset sahibi olmalı, halkın içinden geçen düşünceleri bu yeteneğiyle sezebilmeli, sanki görmüş veya işitmiş gibi kişiler hakkında bir kanaat sahibi olabilecek kadar zeki olmalıdır. Bugünün işini asla yarına bırakmamalı, kurduğu düzeni bozmak, gücünü zayıflatmak için kendisine düşmanlık besleyen hiçbir kimseye karşı zaaf göstermemelidir.
Allah’u a’lem!