saniyenur
Sun 20 May 2012, 03:09 pm GMT +0200
3- Hudeybiye'den Sonraki Gazve Ve Seriyyeler
Hudeybiye antlaşması olayların mahiyetini ve istikametini tamamen değiştirdi. Hudeybiye pratik olarak Kureyş'in müslümanlara karşı düşmanlığının sonu oldu. O zamana kadar müslümanlara karşı yapılan bütün askerî harekâtların başlatıcısı Kureyş olmuştu ve Kabe'nin koruyucuları konumunda olmaları hasebiyle diğer Arap kabileleri Kureyş'i desteklediler. Kureyş, Rasululİah'la barış yapınca, onunla zaten hiçbir şahsî anlaşmazlıkları ve husumetleri olmayan diğer Arap kabileleri müslümanlarla ve dinleriyle yakın ilişkilere girdiler, önyargısız olarak îslâm't ciddiyetle incelemeye başladılar. Daha önce İslâm hakkında hiçbir şey bilmeyen, hiçbir zaman onu hakkıyla anlamamış olan ve Kureyş yüzünden İslâm'a savaş açmış olan yüzlerce ve binlerce kabile mensubu, artık onu incelemek, müslümanların diğer Araplara nazaran maddî ve manevî üstünlüklerini görerek şüphelerini ve yanlış anlamalarını gidermek imkânı buldular. İslâm dininin ve onun liderlerinin karakter ve davranışlarının bu barış ortamında yerli yerince anlaşılması insanları topluluklar halinde İslâm'a yöneltti. Hudeybiye antlaşmasından sonra bir-iki yıl içinde İslâm halkasına girenlerin sayısı daha Önceki on dokuz yıl içinde İslâm'a girenlerden daha fazla oldu.
Bu antlaşma, İslâm tarihinde gerçekten bir dönüm noktasıydı ve Rasulullah'ın büyük bir başarısıydı. Hatta, askerî yönden de, Peygamber'ın Kureyş'in düşmanca tavrını iyi bildiği halde Umre için Mekke'ye gelmesi onun açısından çok akıllıca bir hareketti. Rasulullah bu hareketiyle Kureyş'i çok sıkıntılı ve kritik bir konuma düşürdü. Eğer, ihram giymiş, beraberlerinde kurbanlık hayvanlarla Umre maksadıyla gelen Peygamber'ı ve ashabını engelleyip onlara saldırsa-lar, sadace İslâm'ın lehine müthiş bir destek sağlanmasına neden olacaklardı. Artık bu antlaşma sayesinde Mekke müşrikleri ve diğer Arap müşrikler Medine içinde ve dışında müslümanlarla serbestçe karşı karşıya geldiler. Müslümanlar, birkaç ay önce hayal bile edilemezken, bir yıl sonra Kabe'ye girebileceklerdi. Müslümanlarla, kâfirler ve özellikle de Kureyş müşrikleri arasındaki bu serbest faaliyetler ve münasebetler Halid b. Velid ve Amr b. el-As gibi tanınmış şahsiyetleri İslâm halkasına kazandırdı. Hudeybiye antlaşması aslında binlerce Arabi İslâm'a getirip İs-lâmî hareketi güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda bir yıl sonraki Mekke zaferinin ve takiben diğer zaferlerin kapısını da açtı.
Aynı zamanda, bu antlaşma, artık Kureyş1 le barış yapmış olan İslâm devletine, arta kalan düşman Hayber yahudilerini temelli çökertme imkânı da verdi. Diğer bölgelerdeki yahudilerin birçoğu Hayber'e sığınmışlar ve iyice güçlenerek Medine'ye düşman kesilmişlerdi. Peygamber, Kureyş'ten saldırı endişesi olmaksızın artık Hayber kabilelerini boyun eğdirebilirdi.
Fakat, İslâm Devleti'nin lehine olan bu gelişmelere rağmen, askerî görüş noktasından, açık ve gizli düşmanların faaliyetleri konusunda uyanıklığı elden bırakmak veya gevşetmek ne akıllıca, ne de pratik bir politika olurdu. Bu sebeple, düşmanlarından ve onların hem gizli, hem de açık faaliyetlerinden tamamen haberdar olan Rasulullah, istihbarat ve keşif sistemini devam ettirmeyi İhmal etmedi.
Turebe Üzerine Ömer b. Hattab Seriyyesi:
Turebe'de, Hevâzin'in bir kolu, Hicret'in yedinci yılında Medine' ye saldırmak üzere teşkilatlanıyordu. Rasulullah Ömer b. Hat-tab'ı on üç kişiyle, onlarla anlaşmak için gönderdi. Ömer, yola çıktı ve gündüz saklanıp gece yol aldı, fakat kabile mensupları onları farkederek kaçtılar. Hz. Ömer çarpış-maksızın Medine'ye döndü.
Benî Kilâb'a Karşı Ebû Bekir Seriyyesi: Benî Kilab, Necid'de bir kabileydi ve müslü-manlara saldırmak için hazırlık yapıyorlardı. Bunun üzerine Rasulullah, Ebu Bekir'i bir miktar kuvvetle onların bu faaliyetlerini durdurmak üzere gönderdi. Ebu Bekir, Benî Kilâb'a aniden saldırdı, bazılarını öldürdü, bazılarını da esir aldı. Fakat geri kalanları kaçtı.
Beşir b. Sa'd el-Ensâri Seriyyesi: Benî Mur-re, Fedek'te bir kabileydi ve Hayber yahudi-leriyle birlikte bir takım entrikalar çeviriyorlar ve onları destekliyorlardı. Rasulullah, Beşir b. Sa'd'ı otuz atlıyla onlarla uğraşması için gönderdi. Benî Murre, müslüman bir-Hğİne gece saldırdı ve birbirlerine ok atmaya başladılar. Müslümanların okları tükenin-ci kâfirler hücuma geçtiler; müslümanlara ağır kayıp verdirdiler ve Beşir'i yaraladılar. Beşir daha sonra Medine'ye döndü.
Fedek Üzerine Ğâlib b. Abdullah el-Leysî Seriyyesi: öâlib b. Abdullah el-Leysî, Fedek-teki Benî Murre'yi cezalandırmak için gönderildi. Ğâlib, onlara sürpriz bir hücum yaptı ve bazı adamlarını öldürdü, fakat diğerleri kaçtılar.
el-Meyfe Üzerine Ğâlib b. Abdullah el-Leysî
Seriyyesi: Peygamber, Benî 'Uval ve Benî Sa'lebe'nin düşmanca faaliyetlerini dizginlemek üzere Necid arazisinde, Medine'den yaklaşık 90 mil uzaklıkta olan el-Meyfe üzerine Ğâlib b. Abdullah'ı gönderdi. Ğâlib, J30 adamın komutanı olarak yürüdü ve sürpriz bir hücum yaptı. Düşmandan bazılarını öldürdü ve develeriyle keçilerini ele geçirdi sonra da Medine'ye geri döndü.
Yemn ve Cebâr Üzerine Beşir b. Sa'd el-Ensarî Seriyyesi: Uyeyne ve kabilesi müslümanlara karşı Hayber yahudilerine yardım etmişti; ve Peygamber'ın kuvvetlerine saldırmak için Gatafan'la entrikalar çevirmekte olduğu haberi geldi. Bunun üzerine, Rasulullah onları cezalandırmak için Beşir b. Sa'd'ı üçyüz adamla gönderdi. Beşir gündüz saklanıp, gece yol alarak Yemn ve Ce-bâr'a vardı. Müşrikler büyük bir ganimet bırakarak kaçtılar. Sa'd b. Beşir düşmanı ko-valadıysa da yerini tesbit edemedi. Aldığı esir ve ganimetle Medine'ye döndü.
Benî Süleynı'e Karşı İbnu Ebi'l Avca es-Siilemî Seriyyesi: İbn Ebî'l Avca es-Sülemî, Medine İslâm Devleti'ne karşı düşmanca faaliyetlerine devam etmekte olan Benî Süleym üzerine gönderildi. Fakat müslümanların arasındaki bir casus tarafından önceden uyarılmıştı. es-Sülemî, onları İslâm'a davet edince, müslümanların etrafını kuşattılar ve ok yağmuruna tuttular. Müslümanlar kahramanca çarpıştılar. Müşriklerin tamamı öldürüldü. Birçok müslüman da şehid oldu. Komutan Ebi'I-Avcâ yaran olarak Medine'ye getirildi.
Ğâlib b. Abdullah el-Leysî Seriyyesi: Ğâlib komutası altındaki 60 kişiden oluşan bu se-riyye, el-Kedid üzerindeki Benî'l-Melluh üzerine gönderilmişti. Bu kabile kahramanlığı ve savaşçılığıyla bilinirdi. Rasulullah, öâ-lib'e onlara sürpriz hücum yapması konusunda yazılı talimatlar verdi. Gâlİb,onlarla çar-pışmaksızın hayvanlarını ele geçirdi ve hayvanlarla beraber Medine'ye geri döndü.
Şucâ b. Vehb el-Esedî Seriyyesi: Rasulullah 25 askerin başında Şucâ b. Vehd d-Esedî'yi Medine'den yaklaşık elli mil uzaklıktaki Rukbe topraklarında bir grup Hevazin'li üzerine gönderdi. Şucâ, gündüz saklanıp gece yol alarak es-Seyy mahalline vardı ve düşman üzerine aniden hücum etti. Fakat düşman kaçınca sadece onların develerini ve keçilerini yakaladı.
Ka'b b. Umeyr el-Gıfarî Seriyyesi: Çok sayıda insanın Zâtu Etlân'da toplandığı ve müslümanlara saldırmak amacında oldukları şeklinde bir haber alındı. Peygamber Ka'b b. Umeyr el-Gıfarî'yi on beş kişiyle birlikte durumu araştırması için Zatû Etlâh'a gönderdi. Ka'b b. Umeyr komutasındaki bu küçük birlik müşriklerle karşılaşınca onlara İslâm'ı tebliğ ettiler. Müşrikler silahla mukabelede bulundular. Müslüman askerleri şe-hid oluncaya kadar savaştılar. Sadece bir asker yaralı olarak kurtulup Medine'ye geri döndü. Peygamber derhal ordu göndermek istediyse de düşmanın kaçtığı haberi geldi.
Zeyd b. Harise veya Mute Seriyyesi: Rasu-lullah, Suriye'deki Busra kiralına bir mektupla beraber bir elçi gönderdi. Bu elçi, Şu-rahbil b. Amr el-Gassanî tarafından durdurularak şehid edildi. Bunun üzerine, Peygamber, Zeyd b. Harise'yi 3000 kişilik bir kuvvetle bu caniyi cezalandırmak üzere gönderdi. Ayrıca askerleri gönderirken Rasulullah: "Eğer Zeyd öldürülürse, Cafer b. Ebî Talip komutanınızdır; eğer Cafer de öldürülürse o zaman Abdullah b. Revâha komutanınız olsun; o da öldürülürse, o zaman da müs-lümanlar kimi dilerse onu başına geçirsin." buyurdu. (İbn Sa'd, Kitab et-Tabakat el-Kebir, sf. 7-165). Rasulullah, Zeyd'e, karşılarına çıkan insanları İslâm'a davet etmesini, eğer kabul ederlerse dostlukla muamele etmesini, yok eğer kabul etmezlerse onlarla çarpışmasını söyledi.
Şurahbil b. Amr el-Gassanî bu seferi haber alınca 100.000 adam ve hadsiz hesapsız savaş araçları, mal ve hayvan topladı. İki ordu arasında şiddetli bir savaş başladı. Zeyd Şehit düştü ve sancağı Cafer aldı; o da şahid düşünce sancağı Abdullah b. Revâha aldı, o da şehid düşünceye kadar çarpıştı. Sonra bütün sahabeler Halid b. Velid'İn komutan olmasına karar verdiler. Halİd b. Velİd düşmana şiddetli bir hücum yaptı ve büyük kayıplar verdirdi. Sonra da müslüman ordusunu sağ salim Medine'ye getirdi. (İbn Sa'd, Kitab et-Tabakât el-Kebir).
Vadi ul-Kurâ Üzerine Amr b. el-As Seriyyesi: Benî Kudâa halkının Medine'ye saldırmak için toplandığı şeklinde bir haber geldi. Bunun üzerine Rasulullah, Amr Îbnu'1-As komutası altında 300 kişilik bir kuvvet gönderdi. Amr, gündüz saklanıp geceleri yol aldı. Düşmanın sayısının müslümanlardan kat kat fazla olduğunu görünce Peygambe 'a yardım göndermesi için haber yolladı. Müslüman ordusunu desteklemek için Ebu Ubey-de b. el-Cerrah komutası altında 200 kişi gönderildi. Bu birleşik ordu düşman topraklarının sınırına vardı ve düşmanı toplantı halinde buldular. Müslümanlar saldırıya geçti ve düşman kaçtı. Müslüman ordusu Medine'ye geri döndü.
Ebu Ubeyde b. Cerrah veya el-Habat Seriyyesî: Ebu Ubeyde b. Cerrah komutası altında 300 kişilik bir birlik keşif için Medine-den elli mil uzaklıktaki deniz kıyısına gönderildi. Bu seferde müslümanlar büyük bir açlıkla karşı karşıya kaldılar. Öyle ki, kurumuş ağaç yapraklarını yemek mecburiyetinde kaldılar. Allah'ın inayetiyle toyük bir balık karaya vurdu da, onu yeyip kurtuldular. Bu sefer sırasında düşmana rastlamadılar.
Ebu Kafada b. Rib'i el-Ensarî Seriyyesi: Hicret'in sekizinci yılında Rasulullah, Ebu Katade komutası altında 15 kişilik bir birliği Benî Gatafan'a gönderdi ve onlara düşmana sürpriz bir hücum yapmalarını emretti. Asıl amaçları düşmanı tacız etmek ve kuvvetleri, faaliyetleri ve planları hakkında bilgi toplamaktı. Bu birlik, düşmana ani bir hücum yaptı, bir kısmını öldürdüler ve diğerleri de kaçtılar. Develeri ve keçileri müslümanlar tarafından yakalanarak Medine'ye getirildi.
Ebu Katade b. Rib'i'nin Batnu İdem Üzerine Seriyyesi: Rasulullah, Batnu İdem tarafına Ebu Katade komutası altında sekiz kişiden oluşan bir birlik gönderdi. Batnu İdem, Medine'den otuz mil uzaklıkta bir yerdi. Bu seriyyenin amacı, etraf ahaliye, özellikle de Kureyş'e Peygamber'ın bundan sonraki seferini bu yöne yapmayı planladığı izlenimini vermekti. Aslında, Peygamber , Mekke'ye hücum etmeyi planlıyordu; çünkü Kureyş Hudeybiye antlaşmasını bozmuş ve müslümanların müttefiklerine Kabe'de saldırarak onları Öldürmüştü. Rasulullah, Kureyş'i, sürpriz yaparak, hazırlıksız yakalamak istediğinden Mekke seferini gizli tutmak istiyordu.
Bu seriyye, kendilerini müsîüman selâmıyla selâmlayan bir adama gereksiz yere saldırdı ve devesiyle mallarım aldılar. Bu olayı Hz. Peygamber haber alınca, onları kınadı ve o zaman (Nisa 4: 94) ayeti nazil oldu. Bu seriyye Medine'ye dönerken, Rasulullah'm Mekke yönüne hareket ettiğini işittiler ve yollarını değiştirerek Rasulullah'a eı_ Sukya'da katıldılar. (İbn Sa'd, Kitab et-Tabakat el-Kebir).
Benî Cezime Üzerine Halid b. Velid Seriyyesi: Rasulullah, Mekke'nin aşağı kısmında bulunan Benî Kinane'nin kolu Benî Cezime'ye onları İslâm'a davet etmesi için Halid b. Velid'i gönderdi. Onu savaşması için göndermemişti. Halid, 350 kişilik bir kuvvetle yola çıktı. Oraya varınca, Halid'e halkın İslâm'a girdiği söylendi, fakat o bunu müslümanların gazabından kurtulmak için yaptıklarını düşündü. Onlardan bazı adamlar öldürüldü. Peygamber @ bunu işitince: "Yarabbi, Halid'in işlediği suçtan ben mazurum." dedi. Ali b. Ebî Talib'i, Öldürülenlerin akrabalarına kan parasını ödemesi ve kaybettiklerini tazmin etmesi için gönderdi. (İbn Sa'd).
Uyeyne b. Hisn el-Fezârî Seriyyesi: Rasulullah, Uyeyne yi 50 atlıyla Benî Temim üzerine gönderdi. Uyeyne, gündüz saklanıp gece yol alarak İlerledi. Düşman sınırında çarpışma oldu. Benî Temîm'de birçok müşrik öldürüldü. 11 erkek, 11 kadın ve 30 çocuk esir alındı. Fakat Peygamber onları kabilelerine geri gönderdi.
Kutbe b. Amir Seriyyesi: Hicret'in dokuzuncu yılında, Rasulullah Kutbe b. Amİr'i 20 kişiyle Haş'em kabilesine gönderdi. Kutbe-ye dikkatli olması ve onlara karşı sürpriz bir hareket yapması talimatı verilmişti. Haş'em halkı İslâm Devleti'ne karşı isyan hazırlığı içindeydi. Kutbe, düşmana gece sürpriz bir hücum yaptı. Her iki taraftan da adamların yaralandığı şiddetli bir çarpışma meydana geldi. Kutbe onları alt etmeyi başardı ve erkek ve kadınlardan esirler aldı, develerini ve keçilerini ele geçirdi. Fakat Rasulullah bu esirleri serbest bıraktı.
ed-Dehhâk b. Siifyan el-Kilâbî Seriyyesi: Rasululla, küçük bir birlikle ed-Dehhâk el-Kilâbî'yi kendi kabilelerini İslâm'a davet etmesi için gönderdi, fakat bazıları direndi ve birkaç adamın öldürüldüğü bir çatışma cereyan etti. Benî Kilâb da İslâm Devletine karşı isyan hazırlığı içindeydi.
Alkarna b. Mucezziz el-Mudlicî Seriyyesi:
Rasulullah tarafından, Alkarna b. Mucezziz komutası altında 300 kişilik bir seriyye, Habeş halkıyla ilişki içinde oldukları rivayet edilen Cidde halkının hareketleri ve planlarına göz kulak olmaları maksadıyla gönderildi. Çarpışma olmadan geri döndüler.
Abdullah b. Huzeyfe el-Karşî Seriyyesi: Abdullah b. Huzeyfe el-Karşî komutası altında 300 kişilik bir birlik deniz sahili boyundaki bölgelerde soygunlar yapan ve Mekke'ye hücum etmeyi planlayan kabileler üzerine gönderildi. Bu seriyyeyi haber alınca hepsi dağıldılar.
Son altı seriyye, çevre bölgelere düzen ve adaleti sağlamak ve Mekke zaferini pekiştirmek için yapılmıştı. Mekke'nin düşmesinden sonra, bazı kabileler İslâm Devleti'ne isyan ettiler fakat bu çok sınırlı bir seviyede kaldı. Peygamber onlara isyanı diğer bölgelere yayma şansı tanımadı ve onları daha tomurcuk halindeyken yolmak için güçlü askerî birlikler teşkil etmek üzere gerekli adımları süratle attı. Bu zamanında müdahale İslâm Devleti'nin otoritesini tesis etti ve Mekke çevresindeki mesele çıkarmaya aday unsurları boyun eğdifdi.
Necrân Üzerine Halid b. Velid Seriyyesi: Ha-Hd b. Velid, Hicret'in onuncu yılında Tebük seferinden sonra 420 kişilik bir kuvvetle Necrân üzerine gönderildi. Hıristiyan yöneticilerle olan problemleri halletmeyi başardı ve bu böygelerdeki çeşitli hırİstiyan liderleriyle, antlaşmalar yaptı.
AH b. Ebî Talib Seriyyesi: Ali, 300 atlıdan oluşan bir kuvvetle Yemen üzerine gönderildi. Ali'ye Rasulullah tarafından, düşman savaşı başlatmadıkça onlarla savaşmaması söylenmişti. Ali, Yemen'lilerle karşılaştı ve onları İslâm'a davet etti, fakat müslüman-ların üzerine ok ve taş atmaya başladılar. O zaman Ali onlara karşı bir hücum düzenledi ve bazılarım öldürdü, diğerleri de kaçtı. Ali, onların peşine düşmedi, fakat onları tekrar İslâm'a davet etti. Yemenliler hemen kabul ettiler ve İslâm'a girdiler, reisleri bağlılık yemini etti.