- Hiç olmayacak şeyler için dua

Adsense kodları


Hiç olmayacak şeyler için dua

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Sat 14 August 2010, 10:03 pm GMT +0200

Niçin, hiç olmayacak şeyler için dahi dua edilir?

Eğer desen: Madem o Habîbullahtır. Bu kadar salâvat ve duaya ne ihtiyacı var?

Elcevap:
O zat (a.s.m.) umum ümmetinin saade-tiyle alâkadar ve bütün efrad-ı ümmetinin her ne-vi saadetleriyle hissedardır ve her nevi musibet-leriyle endişedardır. İşte, kendi hakkında merâ-tib-i saadet ve kemâlât hadsiz olmakla beraber, hadsiz efrad-ı ümmetinin, hadsiz bir zamanda, hadsiz envâ-ı saadetlerini hararetle arzu eden ve hadsiz envâ-ı şekavetlerinden müteessir olan bir zat, elbette hadsiz salâvat ve dua ve rahmete lâ-yıktır ve muhtaçtır.
Eğer desen: Bazen kati olacak işler için dua edilir: meselâ husuf ve küsuf namazındaki dua gi-bi. Hem Bazen hiç olmayacak şeyler için dua edi-lir.
Elcevap: Başka Sözlerde izah edildiği gibi, dua bir ibadettir. Abd, kendi aczini ve fakrını dua ile ilân eder. Zâhirî maksatlar ise, o duanın ve o ibadet-i duaiyenin vakitleridir; hakikî faydala-rı değil. İbadetin faydası âhirete bakar. Dünyevî maksatlar hâsıl olmazsa, 'O dua kabul olmadı' denilmez. Belki 'Daha duanın vakti bitmedi' de-nilir.
Hem hiç mümkün müdür ki, bütün ehl-i imanın bütün zamanlarda mütemadiyen kemâl-i hulûs ve iştiyak ve dua ile istedikleri saadet-i ebediye onlara verilmesin ve bütün kâinatın şehadetiyle hadsiz rahmeti bulunan o Kerîm-i Mutlak, o Ra-hîm-i Mutlak, bütün onların o duasını kabul etme-sin ve saadet-i ebediye vücut bulmasın?

Üçüncü Nükte

Dua-yı kavlî-i ihtiyarînin makbuliyeti, iki ci-hetledir: Ya ayn-ı matlubu ile makbul olur; veya-hut daha evlâsı verilir.
Meselâ, birisi kendine bir erkek evlât ister. Ce-nâb-ı Hak, Hazret-i Meryem gibi bir kız evlâdını veriyor. 'Duası kabul olunmadı' denilmez. 'Da-ha evlâ bir surette kabul edildi' denilir. Hem Bazen kendi dünyasının saadeti için dua eder. Duası âhiret için kabul olunur. 'Duası reddedildi' de-nilmez. Belki, 'Daha enfâ bir surette kabul edil-di' denilir, ve hâkezâ...
Madem Cenâb-ı Hak Hakîmdir. Biz Ondan iste-riz, O da bize cevap verir. Fakat hikmetine göre bizimle muamele eder. Hasta, tabibin hikmetini itham etmemeli. Hasta bal ister; tabib-i hâzık, sıtması için sulfato verir. 'Tabip beni dinlemedi' denilmez. Belki âh ü fizârını dinledi, işitti, ce-vap da verdi, maksudun iyisini yerine getirdi.


Mektubat