sümeyra
Fri 16 December 2011, 08:57 am GMT +0200
4239) "... Hanzala el-Kâtib et-Temîmî el-Üseyyidî (Radiyallahü anh)den
4239) "... Hanzala el-Kâtib et-Temîmî el-Üseyyidî (Radiyallahü anh)den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Biz Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunuyorduk. Bize cennet ve cehennemi öyle hatırlattı ki biz (cennet ve cehennemi) gözle görüyor gibi olduk. Sonra ben kalkıp ailemin ve çocuğumun yanma gittim ve (o hâli unutup) güldüm, eğlendim. Hanzala dedi ki: Biraz sonra (kendimi toparlayıp Resül-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında iken) içinde olduğumuz hali hatırladım. Hemen (evden) çıktım ve Ebû Bekir (Radıyallâhü anh)'a rastladım .Ona: (içine düştüğüm gafleti anlatarak) münafık oldum, münafık oldum, dedim, Ebû Bekir: Muhakkak biz onu (yâni aile ferdlerimizle eğlenip gülme işini) işliyoruz, dedi. Sonra Hanzala gidip bu hâli Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e anlattı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Yâ Hanzala! (Benim yanımda olmadığınız zaman) benim yanımda olduğunuz gibi olsaydınız melekler yataklarınız üstünde (veya yollarınız üzerinde) sizlerle tokalaşacaktı. Yâ Hanzalal Bir saat şöyle, bir saat böyle, buyurdu."[121]
İzahı
Bu hadisi Müslim, Tevbe kitabının 3. babında rivayet etmiş, T i r m i z î de Sıfatü'l-Kıyâme bâblannın sonlarında rivayet etmiştir.
Hanzala (Radıyallâhü anh), Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selam) 'in kâtiblerinden olduğu için ona el-Kâtib, denmiştir. Tuhr fe yazarının bu hadisin izahı bölümünde verdiği bilgiye göre Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in kâtibliğini yapan sahâbîler şunlardır : Ebü Bekir, Ömer, Osman, Alî, Übeyy bin Kâ'b, Zeyd bin Sabit el-Ensâri. Muâviye bin Ebi Süfyân, Hanzala el-Üseyyidî, Hâlid bin Said bin el-Âs, Ebân bin Said ve el-Alâ bin el-Hadrami (Radıyaîlâhü anhüm) İ O'nun devamlı kâtibleri ise Zeyd bin Sabit ile M u â v i y e idi.
Hanzala (Radıyallahü anh) 'in : "Ben münafık oldum" sözünü söylemesinin sebebi ve mânâsı şöyledir: Hanzala, Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in meclisinde ve sohbetinde bulunduğu zaman, Allah korkusu, âhiret kaygısı, Allah zikri, murakabe ve tefekkür gibi dini ve mânevi işlere tamamen yönelip dünyayı, çoluk çocuğu unutmuş durumda idi. Sonra huzurdan ayrılıp aile ferd-lerinin yanına gelince bu defa dünya işleriyle meşgul oldu. Hâlindeki bu değişikliğin bir nevî münafıklık sayılmasından korktuğu için bu sözü söylemiş ve nihayet durumu Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'e arz etmiş, Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) da bu hâl değişikliğinin münafıklık sayılmadığını, mü'minlerin devamlı surette din işiyle uğraşıp dünya işlerini tamamen bırakmakla mükellef olmadıklarını ve bâzı zamanlarda din işiyle, diğer bâzı zamanlarda dünya işleriyle meşgul olmalarının tabii olduğunu bildirmiştir.
Meleklerin mü'minlerle yataklar üstünde veya yollarda tokalaşmasından maksad aleni ve göz göre göre tokalaşmalarıdır. Çünkü meleklerin zikir ehli ile tokalaştığı sabittir. Ancak zikir ile meşgul olanlar bu tokalaşmayı gözle görmezler. Bu itibarla hadisteki tokalaşma aleni olan tokalaşmadır.
Resül-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâmın) "Bir saat şöyle, bir saat böyle" buyruğunun mânâsı şöyledir: Yâni adam, bâzı zamanlarda Allah'ı anmakla ve diğer bâzı zamanlarda Allah'ı anmayıp dünya işleriyle meşgul olmakla münafık sayılmaz. Allah'ı andığınız zamanda kulluk görevinizi yerine getirirsiniz. Allah'ı anmayı gevşettiğiniz vakitlerde meşru olmak kaydı ile nefsi arzularınızı ve dünya işlerinizi görürsünüz.
Hanzala (R.A.) Hâl Tercemcsî
Hanzala bin Rabf bin SayfI et-Temimî e'l-Üseyyidi Ebû Rib'î el-Kûfî (R.A.) sahâbidir. 18 aded hadisi vardır. Müslim onun bir hadisini rivayet etmiştir. Tirmizi, Nesâl ve İbn-i Mâce de onun hadislerini rivayet etmişler. Râvileri Yezid bin eş-Şıhhlr ve Ebû Osman en-Nehdİ'dir. Bu zât, Irak fetihlerinde Hâlid bin el-Velld (R.A.)'ın refakatinde bulunmuştur. Vahiy kâtibligi görevini yaptığı nakiolmus-tur. Bir kavle göre Ali (RA.)'den sonra vefat etmiştir. (Hulâsa, 96)
4239) "... Hanzala el-Kâtib et-Temîmî el-Üseyyidî (Radiyallahü anh)den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Biz Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunuyorduk. Bize cennet ve cehennemi öyle hatırlattı ki biz (cennet ve cehennemi) gözle görüyor gibi olduk. Sonra ben kalkıp ailemin ve çocuğumun yanma gittim ve (o hâli unutup) güldüm, eğlendim. Hanzala dedi ki: Biraz sonra (kendimi toparlayıp Resül-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında iken) içinde olduğumuz hali hatırladım. Hemen (evden) çıktım ve Ebû Bekir (Radıyallâhü anh)'a rastladım .Ona: (içine düştüğüm gafleti anlatarak) münafık oldum, münafık oldum, dedim, Ebû Bekir: Muhakkak biz onu (yâni aile ferdlerimizle eğlenip gülme işini) işliyoruz, dedi. Sonra Hanzala gidip bu hâli Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e anlattı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Yâ Hanzala! (Benim yanımda olmadığınız zaman) benim yanımda olduğunuz gibi olsaydınız melekler yataklarınız üstünde (veya yollarınız üzerinde) sizlerle tokalaşacaktı. Yâ Hanzalal Bir saat şöyle, bir saat böyle, buyurdu."[121]
İzahı
Bu hadisi Müslim, Tevbe kitabının 3. babında rivayet etmiş, T i r m i z î de Sıfatü'l-Kıyâme bâblannın sonlarında rivayet etmiştir.
Hanzala (Radıyallâhü anh), Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selam) 'in kâtiblerinden olduğu için ona el-Kâtib, denmiştir. Tuhr fe yazarının bu hadisin izahı bölümünde verdiği bilgiye göre Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in kâtibliğini yapan sahâbîler şunlardır : Ebü Bekir, Ömer, Osman, Alî, Übeyy bin Kâ'b, Zeyd bin Sabit el-Ensâri. Muâviye bin Ebi Süfyân, Hanzala el-Üseyyidî, Hâlid bin Said bin el-Âs, Ebân bin Said ve el-Alâ bin el-Hadrami (Radıyaîlâhü anhüm) İ O'nun devamlı kâtibleri ise Zeyd bin Sabit ile M u â v i y e idi.
Hanzala (Radıyallahü anh) 'in : "Ben münafık oldum" sözünü söylemesinin sebebi ve mânâsı şöyledir: Hanzala, Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in meclisinde ve sohbetinde bulunduğu zaman, Allah korkusu, âhiret kaygısı, Allah zikri, murakabe ve tefekkür gibi dini ve mânevi işlere tamamen yönelip dünyayı, çoluk çocuğu unutmuş durumda idi. Sonra huzurdan ayrılıp aile ferd-lerinin yanına gelince bu defa dünya işleriyle meşgul oldu. Hâlindeki bu değişikliğin bir nevî münafıklık sayılmasından korktuğu için bu sözü söylemiş ve nihayet durumu Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'e arz etmiş, Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) da bu hâl değişikliğinin münafıklık sayılmadığını, mü'minlerin devamlı surette din işiyle uğraşıp dünya işlerini tamamen bırakmakla mükellef olmadıklarını ve bâzı zamanlarda din işiyle, diğer bâzı zamanlarda dünya işleriyle meşgul olmalarının tabii olduğunu bildirmiştir.
Meleklerin mü'minlerle yataklar üstünde veya yollarda tokalaşmasından maksad aleni ve göz göre göre tokalaşmalarıdır. Çünkü meleklerin zikir ehli ile tokalaştığı sabittir. Ancak zikir ile meşgul olanlar bu tokalaşmayı gözle görmezler. Bu itibarla hadisteki tokalaşma aleni olan tokalaşmadır.
Resül-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâmın) "Bir saat şöyle, bir saat böyle" buyruğunun mânâsı şöyledir: Yâni adam, bâzı zamanlarda Allah'ı anmakla ve diğer bâzı zamanlarda Allah'ı anmayıp dünya işleriyle meşgul olmakla münafık sayılmaz. Allah'ı andığınız zamanda kulluk görevinizi yerine getirirsiniz. Allah'ı anmayı gevşettiğiniz vakitlerde meşru olmak kaydı ile nefsi arzularınızı ve dünya işlerinizi görürsünüz.
Hanzala (R.A.) Hâl Tercemcsî
Hanzala bin Rabf bin SayfI et-Temimî e'l-Üseyyidi Ebû Rib'î el-Kûfî (R.A.) sahâbidir. 18 aded hadisi vardır. Müslim onun bir hadisini rivayet etmiştir. Tirmizi, Nesâl ve İbn-i Mâce de onun hadislerini rivayet etmişler. Râvileri Yezid bin eş-Şıhhlr ve Ebû Osman en-Nehdİ'dir. Bu zât, Irak fetihlerinde Hâlid bin el-Velld (R.A.)'ın refakatinde bulunmuştur. Vahiy kâtibligi görevini yaptığı nakiolmus-tur. Bir kavle göre Ali (RA.)'den sonra vefat etmiştir. (Hulâsa, 96)