meryem
Sat 12 February 2011, 03:51 pm GMT +0200
Enşe'e Fiili
İnşâ' fiili, "NŞ'" kökünden if'âl babına nakledilmiş mastar şeklidir. Neşe'e, doğmak, olmak, zuhur edip meydana gelmek, inşa, birşeyi ihdas etmek, yetiştirmek, büyütmek demektir, Birşeyi îcad edip büyütmek, geliştirmektir. En çok da canlılar hakkında kullanılır [134]. "Ense' Allahu halkahu "Allah yaratıklarını ilk olarak yarattı, yaratılışlarını başlattı" demektir [135]. Fîruzâbâdî, "İnşa üç şekilde gelir, der:
1) Halk (yaratmak) mânâsına: "Sonra onların arkasından başka bir nesil yarattık" [136]
"Çardaklı çardaksız (üzüm) bahçeleri... yaratan hep O'dur" [137] Terbiye etmek mânâsına:
"Süs içinde yetiştirilip mücâdelede açık olmayanı {tartışmayı ve kavgayı beceremeyeni) mi (Allah'ın parçası yaptılar.” [138] Gece ibâdeti mânâsına:
"Gerçekten gece kalkıp ibadet etmek, daha oturaklı ve (geceleyin) okumak daha etkilidir." [139]
Bu madde birşeyin ihdası ve terbiyesi (büyütme, yetiştirme, geliştirme) için konulmuştur [140]. İbn Kayyim şöyle der: "İnşâ' fiilinin Allah'a itlâkı fiilen vâki olmuştur, örnekleri çoktur. Fakat el-Munşil lâfzı varit olmamıştır, inşa' kula da şüru' ve ibtidâ (başlama) itibariyle itlâk edilir.
Enşe'e yuhaddisuna (bize anlatmaya başladı) gibi. Bu mukayyed bir inşa'dır. Cenâb-ı Hakk'ın inşası ise mutlaktır. Başlama mânâsı etrafında dönen, 'enşe'ehullahu,' yâni Allah onu yaratmaya başladı demektir. Nâşi'e ilk neş'et eden buluttur. Cevherî, 'nâşi' etü'1-leyl’ gecenin ilk saatleridir, der" [141].
Lügatlerin verdiği bu bilgilere göre, inşa' fiilinin, ibda' gibi yoktan var etme mânâsına değil de ibdâ'dan sonra ilk yaratma, çoğu defa yaratılmış bir asıldan ilk ihdas ve meydana getirme, kurma, yaratmaya başlama mânâsına geldiği anlaşılıyor. Şu âyet-i kerîmelerden bu mânâları anlayabiliyoruz:
"Sizi yerden inşa eden ve orada yaşatan O'dur..." [142]
"O'dur ki sizi bir tek nefisten inşa etti:..." [143]
"Rabbin zengin, rahmet sahibidir. Dilerse sizi götürür, sizi nasıl başka bir topluluğun soyundan yarattı ise, sizden sonra da dilediğini (yaratıp) sizin yerinize getirir." [144]
İnşâ' Kur'ân-i Kerîm'de ilk defa, 3. sırada yer alan el-Müzzemmil sûresinde 6. âyette "nâşi'e" şeklinde geçer. Gece namazı ibadeti manasınadır. Bu kelime başka âyette yoktur. Yine 23. sıradaki en-Necm sûresinde "Şüphesiz ki tekrar yaratmak da O'na aittir." [145]
Bu ikinci yaratılış iki kere geçmektedir. İkincisi de, "De ki yeryüzünde gezin, bakın yaratmaya nasıl başladı, sonra Allah son yaratmayı yapacaktır. Çünkü Allah herşeye kadirdir" [146]
İnşâ' fiilinin, bu âyetlerden, mücerred kavramlara da taalluku bulunduğu anlaşılıyor. 41. sırada bulunan Yâsîn sûresinde "De ki: 'Onları ilk defa yaratan diriltecek, O her yaratmayı bilir'" [147] Daha sonra 46. sırada yer alan Vâkı'a sûresinde "Size böyle ölümü takdir ettik) ki sizin yerinize benzerlerinizi getirelim (veya kılıklarınızı değiştirip sizi bilmediğiniz bir biçimde yahut niteliklerde) yaratalım. Andolsun ilk yaratmayı bildiniz, (bunu) düşünüp ibret almanız gerekmez mi (sizi ilk defa yarattığımızı gördüğünüzden dolayı yeniden yaratabileceğimizi de anlamanız icab eder)" [148]
Kur'ân-ı Kerîm'de inşâ' fiilinin faili hep Allah'tır. Mef'uller ise, bahçeler, ağaçlar, insan, insan zürriyeti ve nesilleri, cennet kadınları, insanın organları, hayvanlar [hayvanlardan da (çeşit çeşit yarattı) kimi yük taşır, kiminin tüyünden döşek yapılır) [149] bulutlar, ilk ve ikinci yaratma (dünya ve âhiret hayatı)'dır. "Çardaklı çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurma(ları), ekin(leri), zeytinleri, narları -birbirine benzer ve benzemez biçimde-yaratan (enşe'e) hep O'dur. Her biri meyva verdiği zaman meyvesinden yeyin, hasat günü hakkını (sadakasını) verin; fakat israf etmeyin; çünkü O israf edenleri sevmez!" [150] Aynı mânâ şu âyetlerde de vardır: [151] "Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: 'Ey kavmim, O'ndan başka tanrınız yoktur! Sizi yerden inşa eden ve orada yaşatan O'dur; O'ndan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin! Çünkü Rabbim(in) rahmeti yakındır, (O, duaları) kabul edendir." [152] âyetlerinde de geçer. "Görmediler mi, onlardan önce nice nesiller yok ettik; hem onlara size vermediğimiz şeyleri vermiştik ve göğü de üzerlerine bol bol boşaltmıştık ve ırmakları ayaklarının altında akar kılmıştık. Fakat günahlarından ötürü onları helak ettik ve onların peşinden başka bir nesil yarattık". [153] Yine aynı mânâ [154] âyetlerinde de mevcuttur. "Biz oradaki kadınları yeniden inşâ' ettik.Onları bakireler yaptık" [155]
"O’mdur ki, sizin için o kulağı, o gözleri ve gönülleri inşâ etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz!" [156]
Ayrıca Hadid, 57/23 âyetine de bakılmalıdır. "O'dur ki size, korku ve ümid içinde şimşeği gösterir, (yağmur yüklü)-ağır ağır bulutları yayar." [157]Aynı mânâda şu âyetlere de bakınız:
Necm: 53/57; Vakıa, 56/62. inşâ' fiili iki yer dışında [158] Kur'ân'da her zaman Mekkî âyetlerde geçmektedir. Bu durum ilk muhataplara ulûhiyeti tanıtma bakımından Allah'ın yaratıcı vasfının ne kadar önemli olduğunu ifade eder. [159]
[134] Muf.,s.493.
[135] LA, I, 165-166.
[136] Mü'minûn: 23/31.
[137] En'am: 6/141); 2
[138] Zuhruf: 43/18); 3
[139] Müzzemmil: 73/6.
[140] Basâ'ir, II, 164.
[141] İbn Kayyim, s. 282.
[142] Hûd: 11/61;
[143] En'am: 6/98;
[144] En'am: 6/133.
[145] Necm: 53/47.
[146] Ankebût: 29/20.
[147] Yasin: 36/79.
[148] Vakı’a: 56/61,62.
[149] En'am: 6/42,
[150] En'am: 6/141, 142.
[151] Vakıa: 56/72; Mü'minûn, 23/19.
[152] Hûd: 11/61). Aynı mânâ Necm, 53/12; En'am, 6/97, 133; Vakıa, 56/61
[153] En'am: 6/6.
[154] Hacc: 22/11; Mü'minûn, 23/14,31,42; Kasas, 28/45
[155] Vakıa: 56/34, 35
[156] Mü'minûn: 23/78.
[157] Ankebut: 29, 20.
[158] Ra'd: 13/12; Necm, 53/32
[159] Veli Ulutürk, Kur’an-ı Kerim’de Yaratma Kavramı, İnsan Yayınları: 36-38.