- Eğer siyasete bakarsak...

Adsense kodları


Eğer siyasete bakarsak...

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
selsebil
Sat 10 October 2009, 11:49 am GMT +0200


Bismillahirrahmanirrahim

Reisicumhur Celâl Bayar ve Heyet-i Vükelâsına,
Ankara,


Bize hücum eden ve mahkemelerde tâzip edenler demişler: "Bu Nur talebelerinin dini siyasete âlet etmek ihtimalleri var, belki de ediyorlar."

Biz de o zâlimlere karşı müdafaatlarımızdaki binler hüccetle demişiz ve diyoruz ki:

Biz, dini siyasete âlet değil, belki rıza-yı İlâhîden başka hiçbir şeye, hattâ dünyaya ve saltanata âlet etmemek bizim esas mesleğimiz olduğundan, düşmanlarımızca da tahakkuk etmiş ki, üç senedir üç çuvaldan ziyade dosyalarımızı garazkârâne tetkik ettikleri halde bizi mahkûm edemiyorlar. Verdikleri keyfî ve vicdanî hükümlerine de bir bahane bulamıyorlar ki, Temyiz o hükmü bozdu.

Evet, biz dini siyasete âlet değil, belki vatan ve milletin dehşetli zararına siyaseti mutaassıbâne dinsizliğe âlet edenlere karşı, bizim siyasete bakmamıza mecburiyet-i kat'iye olduğu zaman, vazifemiz siyaseti dine âlet ve dost yapmaktır ki, üç yüz elli milyon kardeşlerin uhuvvetini bu vatandaki kardeşlere kazandırmaya sebep olsun.

Elhasıl: Bize işkence edenlere, siyaseti asabiyetle dinsizliğe âlet etmelerine mukabil, biz de siyaseti dine âlet ve dost yapmakla bu vatan ve milletin saâdetine çalışmışız.

Kardeşlerim, ben bunu böyle münasip gördüm, sizlerin meşveretine havale ediyorum.(Emirdağ L. Sh. 264)

Bediüzzaman Said Nursî


SÖZLÜK:


HEYET-İ VÜKELÂ : Vekiller, mebuslar heyeti. Meclis heyeti.
EMSÂL : Misaller, denk ve benzerler.
TÂZİB : Acı çektirme, sıkıntı verme, azap çektirme, incitmek.
AHRÂR : Hürriyetçiler ; II. Meşrûtiyet devrinde Osmanlı Ahrar Fırkası (Partisi)'nın mensupları.
MUKADDERÂT : Kader; ALLAH tarafından takdir edilenler.
İFŞÂ : Açıklama, duyurma.
HÜCCET : Senet, vesika, delil; bir iddiânın doğruluğunu ispat için gösterilen belge.
RIZÂ-İ İLÂHÎ : ALLAH'ın rızâsı
TAHAKKUK : Delil ile ispat edilme, gerçekleşme.
MUTAASSIBÂNE : Taassub gösterircesine. Aşırı derecede taraftarlık göstererek.
MECBURİYET-İ KAT'İYE : Kesin zorunluluk.
UHUVVET : Kardeşlik, din kardeşliği, samîmi dostluk.
ASABİYET : Hamiyet; sinirlilik, aşırı gayret.
MUKABİL : Karşı, karşılık olarak, bedel.
MÜNÂSİP : Uygun, denk.
MEŞVERET : İşlerin konuşup anlaşma yoluyla halledilmesi.