sümeyra
Mon 12 December 2011, 03:19 pm GMT +0200
Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)'den
4295) "... Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Allah (Azze ve Celle), yaratıkları yarattığı zaman kendi zâtı için: Benim rahmetim gadabıma galebe çalar, diye bizzat yazdı (yâni vaad edip bu vaadini yerine getirmeyi taahhüt etti)."[165]
İzahı
Ebû Hüreyre (Radiyallâhü'anh) 'in her iki hadîsini B u hâri, Müslim ve Tirmizî de rivayet etmişlerdir. İlk iki hadis, Allah'ın âhiret günü mü'minlere olan rahmetinin çokluğuna delâlet eder. Tıybi: Bu hadîslerden maksad rahmetin sınırlı olduğunu ifâde etmek değildir. Çünkü ilâhî rahmet sonsuzdur. Bu itibarla maksad, Allah'ın dünyada tüm yaratıklara ettiği merhamet payı ile âhirette mü*minlere ihsan edeceği merhamet payı arasındaki büyük farklılığı tasvir etmektir, demiştir.
Ü b b 1 de: Bu hadîslerden maksad Allah'ın rahmetinin çokluğunu ifâde etmektir. Bununla beraber rahmetin çeşitlere ve kısımlara ayrılması mânâsı da kasdedilmiş olabilir. Ancak bilinen çeşidin dışında kalan çeşitlerin ve kısımların nasıl olduğunu ancak Allah bilir, demiştir.
İlâhî rahmetin, ilâhî gadaba galebe çaldığına dâir hadîsten maksad da Allah'ın rahmetinin çokluğunu ifâde etmektir. Çünkü Allah'ın rahmeti, O'nun sevab dilemesi sıfatına aittir, gadabı da ceza dilemesi sıfatına aittir. Allah'ın sıfatlarından birinin diğerine galebe çalması düşünülemez. Ancak mecazi mânâda olabilir. Buradaki ifâdeden maksad rahmetin çokluğudur.
Tıybi 4295. hadîsten kasdedilen mânâ ile ilgili olarak şöyle der: Yâni Allah yaratıkları yarattığı zaman rahmetinin gadabına galebe çaldığına, onu geçtiğine kesin hükmederek, kafi surette vaadetti. Bu hükmün değişmesi ve verilen vaaddan dönüş yapılması söz konusu değildir. Çünkü Allah'ın hükmü kesindir, vaadinden de caymaz.
4295) "... Ebû Hüreyre (Radiyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Allah (Azze ve Celle), yaratıkları yarattığı zaman kendi zâtı için: Benim rahmetim gadabıma galebe çalar, diye bizzat yazdı (yâni vaad edip bu vaadini yerine getirmeyi taahhüt etti)."[165]
İzahı
Ebû Hüreyre (Radiyallâhü'anh) 'in her iki hadîsini B u hâri, Müslim ve Tirmizî de rivayet etmişlerdir. İlk iki hadis, Allah'ın âhiret günü mü'minlere olan rahmetinin çokluğuna delâlet eder. Tıybi: Bu hadîslerden maksad rahmetin sınırlı olduğunu ifâde etmek değildir. Çünkü ilâhî rahmet sonsuzdur. Bu itibarla maksad, Allah'ın dünyada tüm yaratıklara ettiği merhamet payı ile âhirette mü*minlere ihsan edeceği merhamet payı arasındaki büyük farklılığı tasvir etmektir, demiştir.
Ü b b 1 de: Bu hadîslerden maksad Allah'ın rahmetinin çokluğunu ifâde etmektir. Bununla beraber rahmetin çeşitlere ve kısımlara ayrılması mânâsı da kasdedilmiş olabilir. Ancak bilinen çeşidin dışında kalan çeşitlerin ve kısımların nasıl olduğunu ancak Allah bilir, demiştir.
İlâhî rahmetin, ilâhî gadaba galebe çaldığına dâir hadîsten maksad da Allah'ın rahmetinin çokluğunu ifâde etmektir. Çünkü Allah'ın rahmeti, O'nun sevab dilemesi sıfatına aittir, gadabı da ceza dilemesi sıfatına aittir. Allah'ın sıfatlarından birinin diğerine galebe çalması düşünülemez. Ancak mecazi mânâda olabilir. Buradaki ifâdeden maksad rahmetin çokluğudur.
Tıybi 4295. hadîsten kasdedilen mânâ ile ilgili olarak şöyle der: Yâni Allah yaratıkları yarattığı zaman rahmetinin gadabına galebe çaldığına, onu geçtiğine kesin hükmederek, kafi surette vaadetti. Bu hükmün değişmesi ve verilen vaaddan dönüş yapılması söz konusu değildir. Çünkü Allah'ın hükmü kesindir, vaadinden de caymaz.