ehlidunya
Tue 24 August 2010, 08:19 pm GMT +0200
Ramazan-ı Şerifteki duâlar inşaallah makbuldür
Bu mübarek Ramazan-ı Şerifteki duâlar, ihlâsı bulmak şartıyla, inşaallah makbuldür. Fakat maatteessüf, ekseriyetçe Risâle-i Nur şakirtlerinin nazarlarını dünyaya çevirmek ve huzur-u kalbi bozmak için, bazı taarruzlar yüzünden o ihlâs, o huzur-u tam bir derece zedelenir.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Bu mübarek Ramazan-ı Şerifteki duâlar, ihlâsı bulmak şartıyla, inşaallah makbuldür. Fakat maatteessüf, ekseriyetçe Risâle-i Nur şakirtlerinin nazarlarını dünyaya çevirmek ve huzur-u kalbi bozmak için, bazı taarruzlar yüzünden o ihlâs, o huzur-u tam bir derece zedelenir. Merak etmeyiniz, herşeyi Cenâb-ı Hakka havale edip öyle taarruzlara ehemmiyet vermeyin.
Kastamonu Lâhikası, s. 206, (yeni tanzim, s. 386)
***
Birinci Suâliniz: Mü’minin mü’mine en iyi duâsı nasıl olmalıdır?
Elcevap: Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünkü bazı şerâit dahilinde duâ makbul olur. Şerâit-i kabulün içtimâı nispetinde makbuliyeti ziyadeleşir.
Ezcümle, duâ edileceği vakit, istiğfar ile mânevî temizlenmeli; sonra, makbul bir duâ olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü, iki makbul duânın ortasında bir duâ makbul olur.
• Hem bizahri’l-gayb, yani gıyaben ona duâ etmek,
• Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur duâlarla duâ etmek; meselâ,
“Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum.” (en-Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1 : 517.)
“Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.” (Bakara Sûresi, 2 : 201.)
gibi câmi duâlarla duâ etmek
• Hem hulûs ve huşû ve huzur-u kalble duâ etmek,
• Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra,
• Hem mevâki-i mübarekede, hususan mescidlerde,
• Hem Cumada, hususan saat-i icabede,
• Hem şuhur-u selâsede, hususan leyâli-i meşhurede,
• Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadirde duâ etmek, kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duânın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut duâ olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, duâ kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir sûrette kabul edilmiş denilir.
Mektubat
LuÜGATÇE:
ihlâs: Yapılan iş ve ibadetlerde yalnızca Allah’ın rızasını gözetmek. Samimiyet.
maatteessüf: Üzülerek.
huzur-u kalb: Kalb huzuru.
huzur-u tam: Tam ve daimî huzur.
esbab-ı kabul: Kabul sebepleri.
şerâit: Şartlar.
şerâit-i kabul: Kabl şartları.
içtimâ: Bir araya gelme, toplanma.
makbuliyet: Beğenilmeye, kabul olunmaya lâyık olma.
ezcümle: Bu cümleden, meselâ.
istiğfar: Allah’tan kusurların affedilmesini, günâhların bağışlanmasını isteme.
salâvat-ı şerife: Peygamber Efendimiz (asm) için yapılan rahmet duâsı.
âhir: Son.
me’sur: Tesirli.
gıyaben: Hazır bulunmaksızın, ardından.
câmi: Kapsamlı.
hulûs: Hâlislik, saflık, samimiyet.
huşû: Korku ile karışık sevgiden gelen edebli hâl.
huzur-u kalb: Kalben huzur duymak.
mevâki-i mübareke: Mübarek mevkiler.
saat-i icabe: Duânın kabul edildiği insanlarca bilinmeyen Cuma gününde bir vakit.
şuhur-u selâse: Üç Aylar.
leyâli-i meşhure: Meşhur geceler.
Leyle-i Kadir: Kadir Gecesi.
karin: Yakın.
kaviyyen me’mul: Kuvvetle umulur.
hayat-ı ebediye: Sonsuz hayat.
Bu mübarek Ramazan-ı Şerifteki duâlar, ihlâsı bulmak şartıyla, inşaallah makbuldür. Fakat maatteessüf, ekseriyetçe Risâle-i Nur şakirtlerinin nazarlarını dünyaya çevirmek ve huzur-u kalbi bozmak için, bazı taarruzlar yüzünden o ihlâs, o huzur-u tam bir derece zedelenir.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Bu mübarek Ramazan-ı Şerifteki duâlar, ihlâsı bulmak şartıyla, inşaallah makbuldür. Fakat maatteessüf, ekseriyetçe Risâle-i Nur şakirtlerinin nazarlarını dünyaya çevirmek ve huzur-u kalbi bozmak için, bazı taarruzlar yüzünden o ihlâs, o huzur-u tam bir derece zedelenir. Merak etmeyiniz, herşeyi Cenâb-ı Hakka havale edip öyle taarruzlara ehemmiyet vermeyin.
Kastamonu Lâhikası, s. 206, (yeni tanzim, s. 386)
***
Birinci Suâliniz: Mü’minin mü’mine en iyi duâsı nasıl olmalıdır?
Elcevap: Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünkü bazı şerâit dahilinde duâ makbul olur. Şerâit-i kabulün içtimâı nispetinde makbuliyeti ziyadeleşir.
Ezcümle, duâ edileceği vakit, istiğfar ile mânevî temizlenmeli; sonra, makbul bir duâ olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü, iki makbul duânın ortasında bir duâ makbul olur.
• Hem bizahri’l-gayb, yani gıyaben ona duâ etmek,
• Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur duâlarla duâ etmek; meselâ,
“Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum.” (en-Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1 : 517.)
“Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.” (Bakara Sûresi, 2 : 201.)
gibi câmi duâlarla duâ etmek
• Hem hulûs ve huşû ve huzur-u kalble duâ etmek,
• Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra,
• Hem mevâki-i mübarekede, hususan mescidlerde,
• Hem Cumada, hususan saat-i icabede,
• Hem şuhur-u selâsede, hususan leyâli-i meşhurede,
• Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadirde duâ etmek, kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duânın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut duâ olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, duâ kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir sûrette kabul edilmiş denilir.
Mektubat
LuÜGATÇE:
ihlâs: Yapılan iş ve ibadetlerde yalnızca Allah’ın rızasını gözetmek. Samimiyet.
maatteessüf: Üzülerek.
huzur-u kalb: Kalb huzuru.
huzur-u tam: Tam ve daimî huzur.
esbab-ı kabul: Kabul sebepleri.
şerâit: Şartlar.
şerâit-i kabul: Kabl şartları.
içtimâ: Bir araya gelme, toplanma.
makbuliyet: Beğenilmeye, kabul olunmaya lâyık olma.
ezcümle: Bu cümleden, meselâ.
istiğfar: Allah’tan kusurların affedilmesini, günâhların bağışlanmasını isteme.
salâvat-ı şerife: Peygamber Efendimiz (asm) için yapılan rahmet duâsı.
âhir: Son.
me’sur: Tesirli.
gıyaben: Hazır bulunmaksızın, ardından.
câmi: Kapsamlı.
hulûs: Hâlislik, saflık, samimiyet.
huşû: Korku ile karışık sevgiden gelen edebli hâl.
huzur-u kalb: Kalben huzur duymak.
mevâki-i mübareke: Mübarek mevkiler.
saat-i icabe: Duânın kabul edildiği insanlarca bilinmeyen Cuma gününde bir vakit.
şuhur-u selâse: Üç Aylar.
leyâli-i meşhure: Meşhur geceler.
Leyle-i Kadir: Kadir Gecesi.
karin: Yakın.
kaviyyen me’mul: Kuvvetle umulur.
hayat-ı ebediye: Sonsuz hayat.