sumeyye
Tue 8 February 2011, 02:43 pm GMT +0200
5. Dinin, Delillerle İsbat Edilmesi:
Eğer galebe, sadece kılıç zoruyla olsaydı, bu durumda insanların kalplerindeki şüpheler izale edilemez, belki de kısa bir süre sonra tekrar küfre’ dönerlerdi. Dolayısıyla, gerek aklî ve gerekse hissî (hatâbî) delillerle dinin isbatlanması, kalplerde tesbitine çalışılması gerekli olmuştur. Bunun için meselâ şu konular işlenecektir: Daha Önceki dinler, uyulmaya elverişli değildir, çünkü masum (hatadan korunmuş) olmayan kimselerden gelmiştir. Onlar, toplum hayatısaa elverişli değildir. Onlarda tahrifler yapılmış ve birçok hüküm değiştirilerek yerinden çıkarılmış, başka yere konmuştur. Bu ve benzeri hükümler, herkesin gözü önünde ortaya konmalıdır. Bununla yetinilmeyerek hak dinin üstün tarafları da açıklanmalıdır. Bunun için, onun kolay ve müsamahakâr olduğu, getirdiği hükümlerin açık seçik olduğu, aklın onun güzelliklerini kavrayabileceği, gecesinin gündüzü gibi aydınlık olduğu, getirdiği hayat tarzının çoğunluk halk için en faydalı yol olduğu ve bu yolun, eski peygamberlerden kalan ve halihazırda kendilerinde mevcut bulunan tarza en çok benzer olduğu.., gibi konular işlenmelidir..
Allah’u a’lem!
18) Dinin TahriftenKorunmasının Sağlama Alınması
Dinin Tahriften Korunması:
Yüce Allah’ın katından, önceki dinleri nesneden yeni bir din getirecek olan büyük önderin, getireceği bu dini iyice koruma altına alması ve onu tahrife tamamen kapaması gerekecektir. Çünkü böyle bir peygamber, getirdiği din çatısı altında, pek çok yetenekleri, farklı garazları olan insanları bir araya getirecektir. Gerek arzu ve heveslerin peşinden koşma, gerekse eski müntesip oldukları dinlere karşı olan içlerindeki sevgi, ya da kıt anlayışlarının -ki insanlar genelde bazı şeyleri aklederlerse de, çok şeyi kaçırırlar- sonucu olarak, dinin esaslarından olmak üzere belirtilen bazı şeyleri ihmale yeltenirler, yahut ondan olmayan şeyleri ona katmaya çalışırlar. Bunun sonucunda din bozulur. Nitekim bu, daha önce pek çok dinin başına gelmiş bir şeydir. Dine nereden halel geleceğini bütün ayrıntılarıyla tesbit etmek mümkün değildir. Çünkü bunlar, sayılamayacak kadar çoktur ve belirli de değildir. Ancak, bir şey tümden elde edilemiyor diye, tümden ihmal de edilmez. Bu durumda, dine intisap edenlerin, icmali olarak tahrife götürecek yollara başvurmaktan son derece şiddetli bir şekilde sakındırılma-sı ve uyarılması gerekir. Tahminen dinî mesâilin ihmali ve onlar hakkında lakayt davranılması sonucunu doğuracak, tahrife zemin ve imkân hazırlayacak sebepler tespit edilmeli, bu gibi bahanelerle tahrife kalkmanın insanlık tarihi boyunca yaşanmış müzmin bir hastalık olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla bu tür davranışlara yol açacak boşluklar, fesad mahalleri tam anlamıyla tıkanmalı, bozulmuş dinlerde alışılmış bulunan şeyler kaldırılmalı, onların yerine onlara muhalif düşen, meselâ namaz gibi dinî şeâ’irden sayılacak ve çok yaygın bulunacak şeyler ikame edilmelidir.