saniyenur
Fri 14 October 2011, 08:45 pm GMT +0200
8. Ben Allah'tanım Hadisi
Bursevî'nin "Levlâke" hadisiyle de irtibatlandırdığı bu hadise göre, Allah Teâlâ mahlukatı yaratmak isteyince İlk önce hakikat-ı Muhammediyyeyi ortaya çıkarmış, onu âlemlere rahmet kılarak, İnsanlığı şereflendirmiş, sonra onun nurundan ruhları yaratmıştır.[1441] Bursevî, bu konuya temas ettiği yerlerde genellikle "Ene minallah ve'1-müminüne minnî, (min feyzi nurî): Ben Allah'tanım. Müminler de benim umumdandır, benim nurumun feyzîn-dendir" şeklinde bir hadis zikretmektedir. [1442]
Ne var ki hadisi mevzuatla ilgili eserlere alan muhaddisler hadis üzerinde müspet kanaat belirtmemişlerdir. Sehâvî fo.902/1496), şeyhi Ibn Hacer (ö.852/1448)'in bu hadise "yalan, uydurma'1 dediğini, bazı hafızlara göre de bu lafızla merfu bir hadisin bitinn e iiğinİ söylemiş, Kitab ve sünnette şu rivayetlerin sabit olduğunu belirtmişti1: ''Bazınız bazınızdandır [1443] Sünnette ise Peygamber (a.s.) Eşarîler için, "Onlar bendendir. Ben de onlardanım" buyurmuş, Hz. Ali'ye hitaben de "Sen bendensin, ben de sendenim" demiş, torunu Hz. Hasan'a da "Bu bendendir. Ben de ondanım" buyurmuştur. Muhaddİslere göre bütün bu rivayetler sahihtir.[1444] Bu hadis, Deylemî (ö.558/1163)'nin Firdevs adlı eserinde "Ben Allah azze ve celle'denim. Müminler de bendendir. Kim bir mümine eziyet ederse bana eziyet etmiş olur" şeklinde tahriç edilmesine rağmen hadisin isnadının olmadığı belirtilmiştir.[1445] Hadis muhteva olarak diğer hadislerin şümulüne girmekle birlikte bu lafızla rivayetinin sabit olmadığı anlaşılmaktadır. Zaten Bursevî de bu kadarını yeterli görmektedir. Fakat cezim sigasıyla kesin olarak bu hadisi Hz. Peygam-ber'e nispet hususunda ihtiyatlı davranmak daha selametti görünmektedir. Nitekim aynı şeyler "Allah cahil veli edinmez" hadisi için de söz konusudur.
[1441] Rûh. V, 529.
[1442] RÛh, II, 370; IV, 196; V, 529; VI, 232; Rûhu'l-Mesnevi, I, 11; Tuhfe-i HaiiHyye, s. 8; Tuhfe-\ Vesîmiype, s. 12; Kitobü'n-Netice, 1, 128; Kenz-i Mahfî, s. 87.
[1443] Âl-i İmrân (3), 195.
[1444] Sehâvt.s. 116; Aclûnî, I, 237.
[1445] Sehâvî,s. 116; Aclûnî, I, 237.