sumeyye
Mon 17 January 2011, 02:33 pm GMT +0200
İ. Allah'tan Müjde Olan Rüyalar:
Bu rüyaların hakikati şudur: Nefs-i natıka, kolay kolay kavranamayan bazı gizli sebeplerden Ötürü, beden örtüsünden sıyrılma fırsatını bulduğu zaman, hayır ve cûd-ı ilâhî menbamdan üzerine ilmî bir kemâlin feyiz olarak inmesine istidatlı bir hal alır. Bunun sonucu olarak da istidadına ve maddesine göre, O'nun katında bulunan saklı ilimlerden üzerine bir şeyler iner.
Bu kabil rüyalar ilâhî bir talimdir. Rasûlullah'ın (s.a.) rüya halinde miracda bulunarak Rabbini en güzel surette görmesi ve kendisine keffâretlerin ve derecelerin öğretilmesi gibi. Keza rüya halinde miracda bulunarak dünya hayatından ayrılan ölülerin durumlarının kendisine gösterilmesi gibi. Nitekim bunu Câbir b. Se-müre rivayet etmiştir. Yine bu yolla dünyada olacak olaylara dair bilgilendirilmesi gibi. [137]
ii. Melekî Rüyalar:
Nefiste yer etmiş olan meziyet ve rezaletlerin melekî tarzda temessülü şeklinde olan rüyalara gelince, bunların esası şudur: İnsanda hem güzel hem de kötü melekeler vardır. Ancak bunlardan hangisinin güzel hangisinin kötü olduğunu ancak melekî surete intikâl edebilen kimseler anlayabilirler. Kim böyle bir soyutlanmayı başarırsa, kendisine hasenat ve seyyiâtı misâli bir surette gözükür. Bu kişi Allah'ı görür; bunun esası Yaratıcıya teslimiyettir. Rasûlullah'ı (s.a.) görür, bunun esası, içinde yer eden ona itaat duygusudur. Nurlar görür, bunların esası içinde ve organlarında yer etmiş müktesep tâatlerdir. Bunlar nurlar ve bal, tereyağı ve süt gibi temiz şeyler suretinde gözükür.
Kim Allah'ı (c.c), Rasûlullah'ı (s.a.) ve melekleri kötü bir surette görürse, yahut öfke halinde görürse bilsin ki, itikadında bir bozukluk ve zayıflık vardır, nefsi henüz kemâle ermemiştir.
Aynı şekilde taharet sebebiyle hasıl olan nurlar da güneş ve ay suretinde gözükür. [138]
iii. Şeytanî Rüyalar:
Bunlar; maymun, fil, köpek gibi lânetli hayvanlar yahut siyahî insanlar görmek suretiyle bir korku ve ürperti duyulması halidir. Kişi böyle bir şey gördüğü zaman hemen Allah'a sığınmalı ve sol tarafına üç defa tükürmeli ve yatmakta olduğu yanını değiştirmelidir. [139]
Rüya Tabiri
Müjde olan rüyalar tabir olunur. Bu konuda esas, hayallerin (sembollerin) bilinmesidir. Yani tabir, hangi şeyin hangi manayı temsil ettiğini bilme esasına dayanır.
Tevilde bazen zihin müsemmâdan isme intikâl eder. Şu örnekte olduğu gibi: Kasûlullah (s.a.), rüyasında kendisini Ukbe b. Râfi'in evinde görmüş ve kendisine İbn Tâb hurması getirilmiş. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Ben bunu, yükselmenin dünyada bizim için, âhirette akibetin de bizim olduğuna ve dinimizin tamamlandığına yordum.[140]
Zihin bazen, bir şeyden, o şeyin ilgili olduğu şeye intikâl eder. Kılıçtan savaş manası çıkarmak gibi.
Bazen vasıftan, ona uygun olan bir cevhere intikâl eder. Kendisini mal sevgisine kaptıran kimseyi Rasülullah'm (s.a.) altın bilezik şeklinde görmesi gibi. [141]
Kısaca söylemek gerekirse bir suretten, onun temsil ettiği manaya intikâl etmenin çeşitli şekilleri vardır. Bu türden olan-rü-yalar, nübüvvetin (kırk altı cüzünden) bir cüzüdür. [142] Çünkü bir tür gaybî feyiz şeklidir ve Hakk'tan halka inen bir vasıtadır. Nübüvvetin esası ise budur. Diğer rüya türlerinin tabiri yoktur. [143]
SOHBET ÂDABI
Adaba Riayet Zorunluluğu:
Fıtrat-i selîmenin, bireylerin birbirine ihtiyaç duymalarının ve bu ihtiyaçları karşılama zorunluluğunun gereklerinden biri de, insanların aralarında riayet edecekleri bazı görgü kurallarının bulunmasıdır. Bunların büyük çoğunluğu üzerinde -şekil ve kalıp bakımından farklı olsalar bile- esas itibariyle Arap Acem bütün uluslar müttefiktirler. Bu itibarla onlar üzerinde durmak, uygun olanlarını, yanlış olanlarından ayırmak Rasülullah'm (s.a,) gerçekleştirmekle görevli olduğu maslahatlardan biri olmaktadır. [144]
Belli Başlı Görgü Kuralları:
Bunları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz: [145]
[137] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/616-617.
[138] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/617.
[139] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/617.
[140] Müslim, Rü'yâ, 18.
Dünyada yükselişi, Râfi'in evinde olmaktan çıkarmıştır; çünkü râfi' yüksek demektir. Akibetin bizim için olacağı manasını Ukbe isminden çıkarmıştır. Dinin kemâlini Tâb isminden almıştır. Çünkü bu kelime, kemâle ermek, güzel olmak anlamlarına gel inektedir.(Ç)
[141] Hadis şöyle: "Bir defa ben uyurken elimde iki altın bilezik gördüm. Bunların hali beni meşgul etti. Derken rüyamda bana onları üflemem vahy edildi. Ben de üfledim ve onlar uçuştular. Ben bunları benden sonra çıkacak iki yalancı (peygamber) diye yordum. Bunlardan biri Sana'nm reisi Anst, diğeri Yemâme'nin reisi Müseylime'dir." bkz. Müslim, Rü'yâ, 21.
[142] bkz. Müslim, Rü'yâ, 6-9.
[143] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/617-618.
[144] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/619.
[145] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/619.