meryem
Thu 10 February 2011, 07:58 pm GMT +0200
Allah İnsanı En Güzel Şekilde Yaratmıştır
Allah her varlığı, ifâ edeceği vazifeye uygun şekilde yaratmıştır. İnsanı yeryüzünde halife, hâkim ve Cenab-ı Allah'ın kanunlarının yeryüzünde tatbikçisi, ona kulluk vazifesinin ihtiyari olarak imtihanını verecek bir varlık olarak yarattığı için, görevleriyle mütenasib kabiliyetler ve organlar vermiştir. Zaten Allah yarattığı herşeyî güzel yaratmıştır. "O'dur ki herşeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı"[761].
Allah "Ahsenu'l-Hâlikîn: yaratanların, takdir edenlerin, yapanların en güzelidir."[762].
"Allah O'dur ki arzı size durulacak yer, göğü de bina yaptı; sizi şekillendirdi, şekillerinizi de güzel yaptı. Ve sizi güzel rızıklarla besledi, işte Rabbiniz Allah budur. Bütün âlemleri yaratan Allah ne yücedir!" [763].
"Biz insanı en güzel biçimde yarattık" [764].
"Göklerde ve yerlerde olanları, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir. Allah göğüslerin özünü bilendir"[765]. Gerek fizikî ve cismanî bakımdan, gerek ahlâk ve maneviyat itibariyle ruhanî bakımdan, insan en güzel bir biçimde yaratılmıştır. Organlar görecekleri vazifelere uygun şekilde hikmetinin iktizasınca yaratılmıştır. Bu güzellik belinin doğru oluşundan, endamının güzelliğinden Allah'ın isim ve sıfatlarına tecelligâh olmasına kadar, her husustadır. İnsanın görevi yeryüzünde ifa edeceği ilâhî emaneti yüklenmek ve gereğini yerine getirmek olduğu için, insan Allah'a nîsbeti yönüyle büyük bir kemâl ifade eder. İnce düşünen, insanın inceliklerinde ve sırlarında nazarlarını dolaştıran herkes görür ki, insan, gayb ve şehadet âleminin birleştiği yer, ifade ve istifade feleğinin ışığı, nüsha-î camiadır. Kâinatın özüdür. Hz. Ali'ye nisbet edilen şu mânânın tecelligâhıdır:
"İlacın sendedir de farkında olamazsın, derdin de sendedir fakat göremezsin. Sen sade küçük bir cisim olduğunu sanırsın, halbuki en büyük âlem sende durulmuştur." Allah insanı eliyle yaratmıştır [766]. Meleklere ona secde etmelerini emretmiştir [767].
"Andolsun biz Âdemoğullarına (güzel biçim, mizaç ve aklî kabiliyetler vermek suretiyle) çok ikram ettik, onları karada ve denizde (hayvanlar ve taşıtlar üzerinde) taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yaratıklarımızın birçoğundan üstün kıldık" [768]. İnsan Allah'ın ahlakıyla ahlâklanırsa yücelerin yücesine çıkar; nefsanî ve şeytanî duygularına kapılır giderse hayvanlardan daha aşağıya, aşağıların aşağısına düşer, insan cismanî ve ruhanî pek çok kabiliyetleriyle ebediyete namzet bir varlıktır.[769]
[761] Secde: 32/7
[762] Mu'minûn: 23/14; Sâffât, 37/125
[763] Mü'min: 40/64
[764] Tin: 95/4
[765] Teğabün: 64/4
[766] Sâd: 38/75
[767] RM, XXX, 176. Bakara: 2/34.
[768] İsrâ: 17/70.
[769] Veli Ulutürk, Kur’an-ı Kerim’de Yaratma Kavramı, İnsan Yayınları: 142-143.