sumeyye
Thu 10 February 2011, 05:25 pm GMT +0200
8 ) Abdest Ve Guslün Sırları
Tabiî Yapı Zulmetinden, Hazîre-i Kuds Aydınlığına:
Bil ki: Bazen insan tabiî yapısının karanlıklarından Hazîre-i kuds’ün aydınlığına sıçrayabilir, bu aydınlık (nurlar) kendisine galebe çalar ve bir süre tabiî yapısının egemenliğinden bir tür çıkar; onların içine katılır ve nefsi soyutlamaya yönelik konularda sanki onlardan biriymiş gibi bir hal alır. Sonra tekrar eski haline çevrilir ve artık ilk hale uygun düşen şeyleri arzular hale gelir; kendisini tekrar o hale ulaştıracak şeyleri bir ganimet bilir ve onları, kaçırdığı hallerin telafisi için bir ağ gibi kullanır. Bu haliyle içinde bir duygu hisseder; bu, murdarlıklardan kaçınma ve temizleyici maddeleri kullanma sonucu meydana gelen sevinç ve açılma (inşirah) hali olmaktadır. Kişi, ulaştığı bu hale dört elle sarılır.
Bu mertebedeki insanı şöyle biri takip eder: Muhbir-i sâdık’tan (yani peygamberden) temizlik halinin, insanın kemâl hali olduğunu, Bârî Teâlâ’nın o halin kulda olması sebebiyle hoşnut olacağını, o halde sayısız faydaların bulunduğunu duyar; daha önceden kendisinde mevcut bulunan kalbî şehadetle hemen onu tasdik eder ve emrolunan şeyleri yapar, onun haber verdiği şeylerin hep hak olduğunu görür; artık üzerine rahmet kapıları aralanır ve kendisi meleklerin boyasına girer.
Bu mertebedekileri takip eden bir zümre daha vardır ki, bunlar sözü edilen bu şeylerden hiçbir şey bilmez; ancak peygamberler onlara rehberlik etmişler ve onların âhiret hayatında meleklerin arasına katılmalarını temin edecek davranış biçimlerine kendilerini zorlamışlardır. Bunlar, zincirlerle cennete çekilen kimseler olmaktadırlar.
Hades (Manevî Kirlilik Hali), Nefsi Daraltır; Temizlik İse Genişletir:
“Hades” halinin, istikra sonucunda iki cinse münhasır olduğu görülür. Burada hadesten maksadımız, etkisi daha ilk bakışta nefis üzerinde hissedilen, mahalli munzabıt olduğu için çoğunluk insanların izalesiyle mükellef tutuldukları ve vukuu da çokça bulunan, öğretilmemesi halinde ise insanlar için büyük bir zararın söz konusu olduğu hades halidir. Bunlar:
1. Mide şehvetinin doğurduğu hades hali:
Nefsin, mideden dışarı atılması gereken üç şey yani yel, sidik ve dışkı ile meşguliyeti. İstisnasız her insan, karnında yel olduğu zaman ya da büyük ya da küçük abdest bozma ihtiyacını hissettiği zaman nefsinin daraldığını bilir ve hemen uygun bir yer arar, şaşkın ve daralmış bir hal alır. Kendisi ile açılması arasında bir perde olur. Yellendiğinde ya da büyük ya da küçük abdestini bozup hafiflediğinde ve gusül ya da abdest gibi nefsini temizlik hali için uyaracak bir davranışta bulunduğu zaman, bir rahatlama ve sevinç duyar ve sanki kaybettiğini bulmuş gibi olur.
2. Cinsî arzuların sebep olduğu hades hali:
Nefis, cinsî ilişki şehvetiyle meşgul olur ve tamamen kendisini ona kaptırır. Bu; nefsi, bütünüyle hayvanı tabiatına yöneltir ve başka bir şey görmez olur. Hayvanlar bile eğitilebilmekte ve istenilen şekilde davranışta bulunmaya alıştırılabilmektedirler; meselâ av için eğitilecek hayvanlar aç ya da uykusuz konulmak suretiyle itaate ahştırılabilmekte ve avı sahipleri adına tutmayı öğrenebilmektedirler; bazı kuşlar insanların konuşmalarını taklide zorlandığında bunu yapabilmektedirler. Kısaca her hayvan, kendi tabiatında bulunan bir özelliği izale etmesi ve yapısında bulunmayan bir özelliği elde etmesi için yoğun bir çaba ile karşı karşıya kaldığında bunu başarabilmektedir. Ancak daha sonra bu hayvanın salımvermesi halinde, eğitildiği doğrultuda değil de, şehvetinin doğrultusunda koşturması ve kendisini günlerce o lezzetlere kaptırması halinde, mutlaka binbir zorlukla kazanmış olduğu o melekeyi unutacak ve tekrar eski körlük, cehalet ve sapıklık haline dönecektir.
Cinsî İlişki, Nefsi Kirletir:
Kim bunu düşünecek olursa, hiç şüphesiz şehvetin, nefsin kirlenmesinde, çok yemek, macera ve nefsin meylettiği diğer şeylere nazaran daha fazla etkin olduğunu görür. Kişi, bunu bizzat kendi üzerinde tecrübe etmeli, dünyadan el etek çekmiş ruhbanların tedavisi konusunda -tekrar behimî güçlerinin hayata döndürülmeleri istendiğinde- tabiblerin zikrettikleri şeylere bakmalıdır.