- RDA’lar ne kadar geçerlidir?

Adsense kodları


RDA’lar ne kadar geçerlidir?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Tue 31 August 2010, 02:05 pm GMT +0200
RDA’lar ne kadar geçerlidir?


RDA’lar (Önerilen Günlük Miktar), ideal sağlık için ihtiyaç duyulan çeşitli besinler için resmi kuruluşlarca belirlenmiş seviyelerdir. Peki doğrular mı? Bu seviyeler uygun mudur, yoksa belli besinlerin daha yüksek seviyeleri bize daha mı fay­dalıdır? Bu soruları cevaplamak zordur, fakat önce RDA’ların nasıl elde edildiğine bakmalıyız.

RDA ilk olarak, II. Dünya Savaşı sırasında askerlere dağı­tılan kumanyanın besinsel değeri sorgulanmaya başlayınca geliştirilmiştir. Sonrasında, Gıda ve Beslenme Kurumu, çoğu kişinin yediğini umdukları yiyeceklere bakmışlardır. Ortalama bir diyeti analiz ederek önerilen minimum miktarları bulmuş­lar ve sonra, teorik olarak ideal sağlığı garantilemek için, bu değerleri yukarı doğru artırarak ayarlamalar yapmışlardır.

RDA’lar (önerilen günlük miktar), yaygın tüketim seviye­sinin lehine değerler taşımaktadırlar. İnsanların ideal sağlık­larını korumaları için nasıl yemeleri gerektiğini değil, nasıl yediğimizi temsil edecek şekilde formüle edilmişlerdir. Yaygın diyetin özelliklerini taşırlar: Bol hayvansal ürün; bol miktarda süt ürünü ve yağ; az miktarda lif, antioksidanlar; C vitamini gibi, bitkisel yiyeceklerde çok miktarda bulunan besinler bile bu diyette az bulunmaktadır. RDA (önerilen günlük miktar) daha baştan, bütün probleme neden olan bir diyete göre hazır­lanmışlardır.

Bu nedenle, bitkisel temelli besinlerin günlük miktar öne­risini düşük, hayvansal temelli besinlerin günlük miktar öne­risini yüksek tutma eğilimini görürüz. Örneğin, en komik tavsiyelerden biri olan C vitamininin günlük miktar önerisine bakalım. Rafine edilmemiş doğal bitkisel yiyeceklerden bol miktarda içeren bir diyet, önemli miktarda C vitamini sağlar. Benim tavsiye ettiğim ve şahsen kullandığım diyetler, sadece yiyeceklerden günde 500-1,500 mg. C vitamini sağlamaktadır. Tavsiye ettiğim diyetlerin yarısı kadar iyi olan bir diyet uygu­ladığınızda bile, her gün 250-750 mg. C vitamini almış olur­sunuz. C vitamininin günlük miktar önerisinin 60 olması, Amerikan diyetinin yetersizliğini yansıtmaktadır ve doğal bit­kisel gıdalar açısından bu kadar fakir bir diyet uyguladı­ğınızda, yeterli miktarda C vitamini almanın, ne kadar imkan­sız olduğunu göstermektedir.

Tehlikeli derecede eksik olan diyetinizi tamamlamak için, günde 1,000 mg.lik C vitamini hapı alabilirsiniz; fakat o za­man da, C vitaminiyle birlikte, aynı yiyecek paketinde gelen diğer bitkisel kaynaklı antioksidan ve fitokimyasalları kaçır­mış olursunuz. Resmi kuruluşlar, günlük miktar önerisini ko­mik şekilde düşük tutmak zorundadır, aksi halde diğer absürd beslenme tavsiyeleri ile tutarsızlıklar oluşacak ve tamamlayıcı haplar olmaksızın o seviyelere ulaşmak mümkün olmayacaktır.

Resmi kuruluşların beslenme tavsiyeleri, zaman içinde de­ğiştirilip güncellenmektedir. Ama temel Dört Yiyecek Grubu Rehberi gibi tavsiyeler, daima güncel bilimin en az 10 yıl gerisindedir ve gıda üreticileri tarafından güçlü bir şekilde etkilenmektedir. Şu anki günlük miktar önerileri de aym kaderi paylaşmaktadırlar; modası geçmiş beslenme kavramlarına dayanmaktadırlar ve bilimsel bulgularla uyuşmamaktadırlar. Sonuncusu ve en önemlisi de, binlerce fıtobesinin günlük mik­tar önerisi yoktur.

Hastalığa karşı direnci, doğal yiyeceklerdeki farklı maddelerin sinerjisinden kaynaklanan ince nüanslar ve besinsel reaksiyonlar sağlamaktadır. Bütün üyelerinin mü­kemmel bir uyum içinde çalıştığı bir senfoni orkestrası gibi, vücudumuzun performansı, bilinen ve bilinmeyen bütün besin­lerin birbiriyle uyumlu çalışmasına bağlıdır. Doğal yiyecek­lerin zengin bir çeşidini kullanarak, insan denen şaheserin fonksiyonlarını en iyi hale getirebiliriz.

Bu bölümün iki ana mesajını hatırlayalım. Birincisi, yiye­cekler rafine edilip, mikrobesinler doğanın hazırladığı doğal paketten çıkarıldığında, yiyecekler hastalığa yol açıcı özellik­ler kazanırlar. İkincisi, besin yoğunluğu olimpiyatlarında altın madalyayı yeşil sebzeler, gümüş ve bronz madalyayı ise baklagil ve taze meyveler almışlardır.