- Ölümü Anmak ve Kısa Emel

Adsense kodları


Ölümü Anmak ve Kısa Emel

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Wed 5 October 2011, 10:12 am GMT +0200

Ölümü Anmak ve Kısa Emel


3092. Ebu'd-Derdâ'ya: "Sevdiğin kimse için ne dilersin?" diye sorulduğunda "Ölüm" diye cevap verdi. (Soran kişi) "Eğer ölmezse" deyince "Malı ve çocuğunun az olmasını" diye cevap verdi. (Müsedded)
3093. Câbir'irı bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Cebrail bana Ey Muhammedi Dilediğin kadar yaşa, mutlaka bîr gün öleceksin. Dilediğin kişiyi sev, mutlaka bir gün ondan ayrılacaksın. Dilediğini yap, mutlaka bir gün onunla karştlaşacakstn dedi." (Ebû Dâvud et-Tayâlisî) [1]
3094. Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "Ölüm, mü'min için lütufîur" buyurmuştur. {Abd b. Humeyd ve Ebû Ya'lâ) [2]
3095. İbn Mes'ûd'un bildirdiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Gafile şaşmak gerek. Çünkü onun yaptıklarından gaflet olunmamaktadır. Dünyalık peşinde olana şaşmak gerek. Çünkü ölüm onun peşindedir. Kahkahalarla gülene şaşmak gerek. Çünkü Allah 't memnun mu etti, yoksa öfkelendirdi mi bilmez. " (Ebû Bekir b. Ebî Şeybe)
3096. Ebû İshâk, Neha'lı bir zâttan şöyle dediğini nakletmiştir: Ebu'd-Derdâ'nın ölümünde yanındaydım. (Ölmeden önce) Dedi ki: Size Allah Resûlü'nden (sallallahu aleyhi vesellem) işittiğim bir hadisi söyleyeceğim. Buyurdu ki: "Allah'a, onu görürmüşçesine ibadet et. Sen onu görmesen bile o seni görmektedir. Kendini ölmüşlerden say ve mazlumun bedduasından sakın. Zira mazlumun duasına icabet olunur. Sizden yatsı ve sabah namazlarında cemaate katılabilenler, emekleyerek de olsa bunu yapsın. "
Senedindeki müphem kişi olmasa, hadis sahihtir} [3]  (Müsedded)
3097. Ebu'd-Derdâ, "Allah'a onu görürmüşçesine ibadet et... ifadesiyle başlayan hadisi "mazlumun bedduasından sakın" cümlesine kadar mevkuf olarak (yani kendi sözü olarak) söylemiş, sonra ravi şu ilaveyi zikretmiştir: "Bil ki, seni başkalarına muhtaç etmeyen az mal, seni azdıran çok maldan daha hayırlıdır. Zira günah eskimez, iyilik de unutulmaz.[4] (Müsedded)
3098. Ebû Zekeriyâ el-Kûfî'nin kendisine hadis nakleden bir zâttan naklen bildirdiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bir zâtı üç şeyden men edip, üç şeyi ona tavsiye etmiştir: Menettiklerine gelince, bu konuda şöyle buyurmuştur: "Ahdi bozma, bozulmasına destek de olma ve zulmetme. Kim zulme uğrarsa, mutlaka Allah ona yardım edecektir. Hileden sakın. Zira hileye, ancak onu planlayan düşer. Bütün bunlar Allah nezd'mde sondur." Tavsiye ettiklerine gelince bu konuda da şöyle buyurmuştur: "Ölümü sıkça an. Zira bu seni başka bir şeyle meşguliyetten ahkor. Duaya sarıl. Zira sen duanın ne zaman kabul olunacağım bilemezsin. Şükürden ayrılma. Zira şükür ziyade ecir vesilesidir/' Sonra Süfyan "Şükrederseniz and olsun ki, size karşılığını artıracağım [5] âyetini okudu. (İbn Ebî Ömer)
3099. Urve bildiriyor: Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi veseüem) ashabının kendisiyle gülüp eğlendikleri bir kadın vefat etti. Bilâl: "Yazık! Rahatladı" dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "Ancak bağışlanan kişi rahatlar" buyurdu. (el-Hâıis)
Hadis mürsel olmakla birlikte ravileri güvenilir kimselerdir.
3100. îmrân b. Husayn'ın bildirdiğine göre Resûlullah (sallailahu aleyhi vesellem): "Hangi mümin daha akıllıdır?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. "Mü'minlerin en akıllısı, ölümü en fazla hatırlayanları ve ona en iyi hazırlık yapanlarıdır" buyurdu.[6] (el-Hâris)
3101. Zeyd b. Ali'nin babalarından naklettiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "İnsanların hangisi daha akıllıdır? diye sordu. (Hadisi nakleden Hz. Ali demiştir ki:) "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedim. "İnsanların en akıllısı, ölümü en fazla hatırlayanları ve ona en iyi hazırlık yapanlarıdır" buyurdu.[7] (el-Hâris)




[1] Bûsîrî demiştir ki: "Bunu Tayâlisî zayıf bir senetle rivayet etmiştir. Zira Hasan b. Ebî Ca'fer zayıftır. Ama el-Hâkim'in rivayet edip sahth gördüğü bir şahidi vardır. (III, 100)
[2] Bûsîrî hadisi ayrıca el-Hâkim'e de nispet etmiş ve şu açıklamayı yapmıştır: "Hepsi de zayıf biri olan Abdurrahman el-Efrikî tarikiyle nakletmişlerdir. Ama hadisin, Ebû Cuhayfe ve İbn Mes'ûd'dan gelen bir şahidi vardır. el-Hâkim, el-Efrîkî'nin hadisini sahîh kabul etmiştir." Heysemî ise demiştir ki: "Bunu Taberânî rivayet etmiş olup ravileri güvenilir kimselerdir." (Mccmn II, 320)
[3] Heysemî demiştir ki: "Bunu Taberânî rivayet etmiş olup Neha'lı zâtı zikredeni görmedim." Bu zâtın isminin "Câbir" olduğunu söylemiştir. {Mecma II, 40). Bûsîrî de demiştir ki: "Senedinde ismi zikredilmeyen biri vardır." Münzirî'den, "Câbir" başlığında onun halini bilmediği nakledilmiştir." Bununla beraber sahîh bir şahidi bulunduğunu belirtmiştir. (III, 92)
[4] Ahmed b. Hanbel, ez-Zühd, s. 135.
[5] İbrahim sur. 14/7.
[6] Bûsîrî   demiştir   ki:   "Bunu   al-Hâris   zayıf   biri   olan   Halîl   b.   Zekeriyâ'dan nakletmiştir."
[7] Bûsîrî'nin dediğine göre senedinde yer alan Amr b. Hâlid zayıf biridir.