- Gana'dan gani gani rahmet

Adsense kodları


Gana'dan gani gani rahmet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Thu 1 July 2010, 03:06 am GMT +0200
  Gana'dan gani gani rahmet
   
Osman İnci kardeşimizden Gana hatıraları:

Tarih 2 Mart 2010. Türkiye'de en soğuk dönemlerin yaşandığı günlerde gönlüne Afrika'nın sıcağı düşen bir grup Bursalı esnaf hem Afrika'daki gönül dostlarını ziyaret hem de "Acaba ne yaparız da yıllarca ezilen ve zor şartlarda yaşamaya çalışan Afrika insanına el uzatabiliriz?" düşüncesiyle çıktıkları uzun yolculuğun ardından Gana'nın başkenti Akra şehrine vardılar. İçlerinde birisi vardı ki grupta hemen fark ediliyordu. Sevecen ve şakacı tavırlarıyla göze çarpıyordu. İşte bu dış görünümün ardında derin bir de his dünyası olan bu kalender insan, Mehmet Çiftçi Ağabey idi. İşte bu zat, Gana'nın kuzeyinde bulunan Müslüman şehirlerinden başladıkları bu yolculuklarında Temale'de kara kıtanın beyaz elbiseli Müslümanları ile kıldıkları cuma namazı sonrası çok duygulanmış ve "Rabb'im ne olur bana da gerçek hicreti nasip et." diye dua edip gözyaşı dökmüştü.

Cuma namazının ardından Tolon adlı bir ilçeye doğru yola koyuldular. Orada Peygamberimiz'in (aleyhissalatü vesselam) doğumu münasebetiyle düzenlenen Kutlu Doğum kutlamalarına katılacaklardı. Vardıkları meydanda kırk iki köyden insan bir araya toplanmış Kur'an'lar okuyor, dualar ediyor, şiirler söylüyor ve Afrika halkının kendileri için bayram ilan ettikleri günlerde âdet haline getirdikleri yerel danslarını yapıyorlardı. Halk kilometrelerce uzaklardan gelen bu beyaz kardeşlerini görünce çok sevinmişti ve yerel danslarında kendilerine katılmalarını istemişlerdi. Sıra Mehmet Ağabey'in idi. O kadar yolu bu insanları sevindirmek için gelmişti, ne olursa olsun yapılan bu teklifi geri çevirmemeliydi. Önce mizacı gereği biraz utandı. Hayatında ilk defa bir müzik eşliğinde hiç bilmediği bir şeyi yapacaktı ama siyahi kardeşlerinin bu beraberlikten duydukları sevinci ve merakla ona bakan gözlerdeki memnuniyeti fark edince "Belki de Allah'ın rızası burada saklıdır, bak bizim onlar ile bütünleşmemizden nasıl da gurur duyuyorlar." deyip yerel dansı yaptı. Aşiret reisi ile yaptıkları görüşmede reisin "Buralarda toprak çok, insan çok ama eğitim verecek okulumuz yok, binamız yok." demesi üzerine yine kendini tutamamış oracıkta gözyaşları boşalıvermişti.. Bunun gibi her yaşadığı ilkin ardından aynı dua dökülüveriyordu dudaklarından... "Rabb'im nasip et ben de buralara hicret edeyim..."

Duygu sellerinin yaşandığı bu gezide, akıncılar gibi kavurucu sıcağa ve bazen imkansızlıklardan kaynaklanan açlığa aldırış etmeden ülkenin kuzeyini dolaşan bu gönül erlerinin yolu bu defa yetim çocukların kaldığı bir yurda düşmüştü. Çoğunluğunun Müslüman olduğu şehirdeki bu yurt bir kilise tarafından kontrol ediliyordu. Gördükleri bu manzara karşısında adeta buz kesilmişlerdi. İçeri girdiklerinde 0-5 yaş arası onlarca çocuk koşarak dizlerine sarılmış ve adlarının Ali, Mehmet, Ayşe vs. olduğunu söylüyor, onlara baba diye hitap ediyor ve kendilerini öptürebilmek için fırsat kolluyorlardı. Yirmili yaşlarda genç bir Avrupalı bayan o zor şartlara aldırış etmeksizin kucağına aldığı iki çocuğa birden bakıyor, karınlarını doyurmaya çalışıyordu. Bu görüntü Mehmet Ağabey'i öyle derinden etkilemişti ki dayanamayıp dışarı çıktı. Artık gördükleri ona ağır gelmeye başlamıştı ve Gana'ya gelip burada yerleşmenin kararını almıştı. Bir köşeye çekilip "Allah'ım fırsat ver hicret için..." diyor ağlıyor ağlıyordu..

Mehmet Ağabey bu duygu yüklü gezinin ardında buradaki arkadaşlarına "Bekleyin inşallah geleceğim ve yıllarca beklenen okulun inşaatını ben yapacağım." diyerek ayrıldı... Bir gün gelecek ve ümitle beklediğimiz yeni okulumuzun inşaatını yapacaktı... Telefonlarla devamlı arıyor, "Bekleyin geliyorum her şeyimi topladım ben de hicrete hazırım inşallah." diyordu. Fakat 24 Nisan sabahı Mehmet Çiftçi Ağabey'in yüreğindeki hicret arzusu, küçük siyah yetim çocuklara bir el uzatma ümidi ile çıktığı bu yolda Rabb'ine yürüdüğünü duydu, Gana'da onu ümitle bekleyen Türk kardeşleri... 24 Nisan'da Gana'da aylardır beklenen yağmur gürleyerek yağıyordu o gün... Okulumuzun inşaatını yapmak nasip olmasa da o gönlündeki o güzel niyetle kalplerimizde koca koca binalar dikti ve gitti... Allah kendisine rahmet, kalanlarına ise sabırlar ihsan etsin İNŞALLAH...