- Boşamada Kadınlara Zarar Vermenin Yasaklanması

Adsense kodları


Boşamada Kadınlara Zarar Vermenin Yasaklanması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Thu 10 March 2011, 02:40 am GMT +0200

Boşamada Kadınlara   Zarar Vermenin Yasaklanması


Bakara sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Kadınları boşadınız {yani, birinci defa boşadınız} da iddetlerinin bitmesi yaklaştımı {yani, üçüncü ay hâlinden gusletmeden iddetin sonuna geldiler-mı) artık onları ya ma'rûfile tutun {yani, ya iddet-leri içerisinde onlara dönerek Yüce Allah'ın emret­tiği şekilde onları güzellikle tutun} veya maruf ile bırakın {yani, iddetleri bittiğinde mehirlerini ek­siksiz ödemek, mut'a (yararlanacakları bir şeyler) vermek suretiyle onlara güzel muamele ederek bı­rakın}. Sakın zulmetmek için onları zararlarına tutmayın. (Bakara/231)

Şöyle ki: Koca, karısını bir defa boşar, iddetinin sonu­na geldi^ude, sırf zarar vermek kasdıyla ona ric'at eder; böylece onu başkasıyla evlenmekten ahkoyar yahut on­dan bir fidye koparmayı arzulardı. Şanı yüce Allah bunu

yasaklayarak şöyle buyurdu:

Yoksa zulmetmek için onları zararlarına tutmayın! Kim bunu yaparsa {yani, boşama esnasında kadın­lara zarar verirse}, kendisine {günah kazanmak su­retiyle} zulmetmiş olun Allah'ın âyetlerini {yani, Allah'ın Kitab-ı Kerîm'inde kadınları iyilikle tutma yahut güzellikle salma hususundaki emirlerini} şa-ka/eğlence edinmeyin (yani, alay konusu ve oyuncak edinmeyin}. Allah'ın üzerinizdeki nimetini {yani, islâm'ı} ve size kendisi ile öğüt vermek üzere kitab {yani, Kur'ân} ve hikmetten (yani, Kur'ân'daki emir ve nehiyleri ihtiva eden öğütlerden} indirdik­lerini hatırlayın {yani, iyice belleyin} ve Allah'a ittika edin (yani, size verdiği emirler hususunda  O'na karşı gelmeyin}. (Sonra onları sakındırarak şöyle buyurmaktadır:} ve bilin ki, kuşkusuz Allah her şeyi {yani, bütün amellerinizi} bilir {ve amellerinizin karşılığını verir}. (Bakara/231)

Dedi: Bize Mukâtil tahdis edip dedi: Boşamanın en uygunu, kocanın hanımını hayızdan kesilip yıkandıktan sonra onunla cima etmeden bir defa boşamasıdır. Eğer koca arzu ederse, iddet içerisinde ilk mehir ile ona geri dönebilir ve döndüğüne dair de şâhid tutması gerekir. Şa­yet şâhid tutmadan önce onunla cima ederse, ona ric'at etmiş olur, ama yine de şâhid tutması gerekir. Eğer ona dönmek istemezse -kadın onun evinde kalmakla birlikte-onunla cima etmez. İddeti bittimi tek bir talâk ile ondan bâin olur ve artık kadın başka erkekle evlenebilir. Onu boşayan koca da, dilerse o kadına tekrar talib olabilir; an­laşırlarsa, iki talâk hakkı olmak üzere yeni bir mehir ve yeni bir nikâh ile evlenebilirler.

Dedi: Koca, temas etmediği hanımını ne zaman ister­se bir defa boşayabilir ve kadının iddet bekleme yüküm­lülüğü yoktur. Koca, gebe olan hanımını da dilediği vakit bir defa boşayabilir, onun için de muayyen bir iddet yü­kümlülüğü yoktur; (iddeti doğurnıasıyla sona erer). Koca, hayızdan kesilmiş karısıyla -onunla gerdeğe girmiş ise-bir ay cima etmez, sonra onu bir defa boşar. Hayız görme yaşına gelmemiş ve kendisiyle gerdeğe girilmemiş kadı­nın durumu da böyledir. Hayızdan kesilmiş olan ve hayız görme yaşında olmayan boşanmış kadınlar, iddetleri sü­resince oturmakta oldukları evlerden çıkarılmaz. Gebe kadın da doğum yapıncaya kadar oturmakta olduğu ev­den çıkarılmaz ve bunların, şâhid tutmak, iddet süresin­de kocalarının onlara dönmeleri hususunda tâbi oldukları hükümler, hayız gören kadının tâbi olduğu hükümler gi­bidir. Şayet iddet süresi içinde eşlerden birisi ölürse, di­ğeri ona mirasçı olur.

Dedi: Bize Mukâtil'in Hammad'tan, onun İbrâhî n'-den, onun da İbn Mes'ûd'tan rivayet ettiğine göre o, ham-mıyla gerdeğe giren ve onsekiz ay sonra onu bir defa bo-şayan Alkame b. Kays'ın, iddet süresi içerisindeyken Ölen hanımından miras alabileceğini hükme bağlamış ve de­mişti ki: "Ey Alkame! Onun .mirasım al; Yüce Allah onu sana saklamış oldu."

Dedi: Hür-Müslüman erkek ile Yahudi, Hristiyan ka­dın ve câriye arasında mirasçıhk olmaz. Hür kadın ile kö­le olan kocası arasında da mirasçıhk olmaz. [215]


[215] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 210-212.