Eslemnur
Thu 3 March 2011, 01:19 pm GMT +0200
Allah Yolunda Ribât
Âl-i Imrân sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Ey îmân edenler! Sabredin {yani, farzlar üzerinde sabredin}; sabırda yarışın {yani, Nebî ile birlikte savaş cephelerinde sabırda yarışın} ve ribâtta bulunun {yani, şirk olan dînlerini terkedip dîniniz olan islâm'a dönünceye kadar müşrik düşmanlarıniza karşı hazırlıklı olun} ve Allah'a ittika edin yani, Allah'ın size vermiş olduğu emirler hususunda Allah'a ittika edin} ki felaha eresiniz. (Âl-i İmrân/200) [285]
Allah'ın Müşriklerle Savaşmada ağır Yükümlülüklerden Sonra Müslümanlara Ruhsat Vermesi
Enfâl sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Ey îmân edenler! Toplu bir halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. Bir savaş taktiği (yani, müşriklere tekrar hücum etmek amacıyla yer değiştirme} yahut başka bir birlige katılma (yani, firar söz konusu olmaksızın arkadaşlarına katılma} gayesi ile olması müstesna, kim o gün {yani, özellikle Bedir günü} onlara arkasını dönerse {yani, Nebî ve ashabını bırakıp kaçarsa}, muhakkak o, Allah'ın gazabına uğramış {yani, Allah'tan gelecek bir azabı hakketmiş} olur ve varacağı yer de cehennemdir. O ise ne kötü bir dönüş yeridir! (Enfâl/15-16)
Bu, özellikle Bedir günü için böyle idi. Şanı yüce Allah kâfirlerin köklerini kesmek için o gün Müslümanların yükümlülüklerini ağırlaştırmıştır. Bedir savaşı, Nebî'nin Mekkeli müşriklerle ilk savaşıdır.
Bir başka âyet-i kerînıe'de de şöyle buyurmaktadır:
Sizden sabırlı yirmi kişi ikiyüz kişiyi mağlûb eder ! (yani, mü'minlerden sabırlı yirmi kişi, müşrikler-
den ikiyüz kişiye karşı savaşabilir ve onları mağlûb eder}. Sizden yüz kişi, bin kişiyi mağlûb eder {yani, kafirlerden bin kişi ile savaşabilir ve onları mağlûb eder}. (Enfâl/65)
Yüce Allah Bedir günü —onların kuvvetlerini kırmaları için- Müslümanlardan bir kişiyi on müşriğe karşı savaşmakla yükümlü kıldı. Bedir günü müşrikler bozguna uğrayıp kuvvetleri kırılınca, Müslümanların yükünü hafifletti:
Şimdi Allah sizden hafifletti {yani, Bedir savaşından sonra yükünüzü hafifletti} ve bildi ki sizde bir zaaf var. O halde sizden sabırlı yüz kişi olursa ikiyüz kişiyi mağlûb eder {yani, ikiyüz müşrikle savaşabilir ve onları mağlûb eder}, sizden bin kişi olursa -Allah'ın izni ile- ikibini mağlûb eder {yani, müşriklerden ikibin kişiyle savaşabilir ve onları mağlûb eder}. (Enfâl/66)
Bedir savaşından bir sene sonra Uhud günü Müslümanların bozguna uğramaları üzerine Âl-i İmrân sûresinde şu buyruk nazil oldu:
İki ordunun karşılaştığı gün {yani, Müslümanlar topluluğu ile müşrikler topluluğunun Uhud günü karşı karşıya gelip Nebî ile sebat gösteren 18 kişi dışında Müslümanların geri dönüp kaçtıkları gün}içinizden yüz çevirenleri {yani, bozguna uğrayarak savaştan kaçanları}, sadece yaptıkları bazı işler sebebiyle (yani, yerlerinden ayrılarak Nebî'ye karşı gelmeleri sebebiyle -çünkü Nebî Uhud günü okçulara, "Yerinizden asla ayrılmayın" dediği halde onlar yerlerinden ayrılmışlardı-} şeytan yoldan çıkarmak istedi. Bununla birlikte Allah kendilerinden affetti {yani, onları cezalandırmayıp hepsini toptan imha etmemekle affetti}. Kuşkusuz Allah gafurdur, halimdir.[286] (Âl-i İmrân/155)
Uhud günü bozguna uğrayıp kaçan kimselere -Bedir günü kaçanlar için öngördüğü üzere— ateş azabını takdir buyurmamıştır. İşte bu, ağır hükümden sonra bir ruhsattır.
Dedi: Müslümanlar Huneyn günü de bozguna uğradılar. Allah Teâlâ bunu şu buyruğunda dile getirmektedir:
Huneyn günü de size yardım etti. Hani çokluğunuz sizi böbürlendirmişti de size bir faydası olmamıştı; genişliğine rağmen yeryüzü başınıza dar gelmişti. Nihayet arkanızı dönmüştünüz {yani, Nebî ile beraberindeki bir grup dışında kaçıp gitmiştiniz -Müslümanlardan kaçanlar Mekke'ye kadar varmıştı, buna rağmen Allah onları cehennem azabıy-la tehdid etmemiştir. Bu da, Uhud savaşından sonra olmuştu-}. (Tevbe/25) [287]
[286] TerGümeye esas aldığımız baskıda rahim şeklindedir. Ancak doğrusu halım olmasıdır. (Çeviren)
[287] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 306-308.
[285] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 306.