- Abdullah b. Huzâfe nin İran Şahı Kisra ya Gönderilişi

Adsense kodları


Abdullah b. Huzâfe nin İran Şahı Kisra ya Gönderilişi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 1 March 2010, 04:17 pm GMT +0200


Abdullah b. Huzâfe´nin İran Şahı Kisra´ya Gönderilişi


Gönderiliş Tarihi ve Sebebi




Hicretin 6. yılında Zilhicce ayında Hudeybiye´den dönüldükten sonra, Hicretin 7. yılında Muharrem ayında İslâmiyete davet etmek üzere birer mektupla hükümdarlara gönderilen altı zâttan birisi de Abdullah b. Huzâfe olup, Acem Şahı Kisrâ´ya gönderilmişti.[158]

Peygamberimiz Aleyhisselam, mektubunu Kisrâya sunmak üzere, Bahreyn valisine vermesini de, Abdullah b. Huzâfe´ye emir buyurdu.[159]

Peygamberimiz Aleyhisselam; yazdırdığı "Muhammed Resûlullah" mührüyle mühürlü mektubunda şöyle buyurdu:

"B ismi İlâhirrahm ânirrahîm

Allah´ın Resûlü Muhammed´den Farsların büyüğü Kisrâya!

Hidayete uyan, doğru yolu tutanlara, Allah´a ve Resûlüne iman edenlere, Allah´tan başka hiçbir ilah ve mâbud olmadığına, O´nun eşi, ortağı bulunmadığına ve Muhammed´in de O´nun kulu ve resûlü olduğuna şehadet getirenlere selam olsun!

Ben seni Allah´a imana davet ediyorum!

Çünkü, ben, Allah´ın kalbleri diri ve akılları başında olanları uyarmak, kâfirler hakkında da o azap sözü gerçekleşmek üzere bütün insanlara göndermiş olduğu peygamberiyim!

Öyleyse, Müslüman ol, selameti bul!

Davetimden yüz çevirirsen, kaçınırsan, bütün Mecusîlerin günahı senin boynuna olsun!"[160]

Abdullah b. Huzâfe; Peygamberimiz Aleyhisselamın bu mektubunu, Kisrâya sunmak üzere, Bahreyn valisi Münzirb. Sâvâ´ya başvurdu. O da, onu Kisrâ´ya yolladı.[161]

Abdullah b. Huzâfe´nin bildirdiğine göre; kendisi Kisrâ´nın kapısına kadar vardı, yanına girmek için izin istedi.[162]

Kisrâ, önce köşk salonunun süslenmesini emretti. Sonra Fars devlet adamlarının, daha sonra da Peygamberimiz Aleyhisselamın elçisinin içeri alınmasına müsaade etti.[163]

Abdullah b. Huzâfe içeri girdi.[164]

Kisrâ, mektubun elçiden alınmasını emretti.

Abdullah b. Huzâfe:

"Onu, Resûlullah Aleyhisselamın buyruğu üzere, sana kendim vereceğim!" dedi.

Kisrâ:

"Öyleyse, haydi, yanıma yaklaş!" dedi.

Abdullah b. Huzâfe, yaklaşıp Kisrâ´ya mektubu verdi.

Kisrâ, mektubu okutmak için Hîre´li kâtibini çağırdı, mektubu ona okuttu.

Kâtip, mektubu:

"Allah´ın Resûlü Muhammed´den, Farsların büyüğü Kisrâ´ya!" diyerek okumaya başlayınca, Kisrâ mektuba Resûlullah Aleyhisselamın ismiyle başlanmış olmasına son derecede kızdı, bağırdı, çağırdı.

Daha mektubun içinde ne denildiğini anlamadan,[165] mektubu alıp yi itti [166] ve:

"O, benim bir kölem durumunda bulunduğu halde, bana böyle yazıyor ha?!" dedi.[167]




[158] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 258, 259.

[159] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 189, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 305, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 136, Muhyiddin b. Arabf, Muhâdarâtu´l-ebrâr, c. 2. s. 164.

[160] Yakubi, Târih, c. 2, s.77,İbn İshaktan naklen Taberî, Târih, c. 3, s. 90, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 349, Ebu´l-
Ferecİbn Cev^f, el-Vefâ, c. 2, s. 732, İbn E ar, Kâmil, c. 2, s. 2, 3, Muhyiddin b. Arabf, c. 2, s. 184, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s.
262, 263, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 269, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 71, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 37,
Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 290, 291 , Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 34, 35, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 291 ,
Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 340, 341.

[161] Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 341 .

[162] İbn Seyyid, c. 2, s. 263, Halebî, c. 3, s. 291.

[163] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 268, 269.

[164] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 263.

[165] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 269, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 291.

[166] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 260, Taberî, Târih, c. 3, s. 90, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvvıe, c. 2, s. 349, Süheylf, Ravdu´l-ünüf, c. 6, s. 590, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 213, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 269, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 71, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 34.

[167] Taberî, Târih, c. 3, s. 90, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 349, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 213, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 269, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 37, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 34.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/405-407.