- Bu çağda, böyle ders olmaz

Adsense kodları


Bu çağda, böyle ders olmaz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Sat 1 September 2012, 07:22 pm GMT +0200

BU ÇAĞDA BÖYLE DERS OLMAZ!    
   
İnkılâp Tarihi, eğitimin bütün kademelerinde kaldırılmalı...

 
Taraf′ın haberine göre, YÖK, 12 Eylül ürünü olan İnkılâp Tarihi dersinin üniversitelerde okutulması uygulamasının kaldırılması üzerine çalışma yapıyor. Üniversitelerde Türk Dili ve Edebiyatı dersiyle birlikte bütün öğrencilerin alması zorunlu olan Atatürk İlkeleri dersinin yasal dayanağını 1981 tarihli yükseköğretim yasası oluşturuyor. Yasada öğrencilerin "Atatürk İnkılâpları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı" yetiştirilmesi yer alıyor.
 
ÇAĞIMIZA TERS BİR ANLAYIŞ
 
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Berktay, “Ne ilk ve orta öğretim, ne üniversite düzeyinde Atatürk ilkeleri diye bir ders olamaz. Çağımızda hiçbir ülke gençlerini, ama Kemalizm, ama Marksizm şu veya bu tür bir nasyonalizmin ilkelerine göre yetiştirmeyi, böyle tek tip bir ideolojik yapılanmayı bütün gençliğine empoze etmeyi tasavvur edemez” dedi. Berktay öncelikle, anayasada ve YÖK yasasında Atatürk ilkelerine bağlılık ifadelerinin çıkarılması gerektiğini söyledi.
 
Atatürk ilke ve inkılâpları
 
BİZİM ülkede eğitim sistemi, insanları donanımlı, çağdaşlarıyla rekabet edebilecek düzeyde bireyler hâline getirmek için değil, bilinçaltlarına zehir enjekte edip sakatlamak için kurulmuştur.
Evrensel gerçekler değil, yerel yalanlar öğretilir.
Çünkü yönetimde kim varsa, o, insanları kendine itaat edecek kullar olarak biçimlendirmek ister.
Çocukların bütün yaratıcılıklarını, özgürce düşünebilme yeteneklerini kırarak onları dar kalıpların içine tıkıştırır.
On dokuzuncu yüzyılda küçük ayakları olsun diye “ayaklarına dar gelen” ayakkabılar giydirilen Çinli kadınların ayakları gibi insanların beyinleri de sakat ve küçük bırakılır, o Çinli kadınlar nasıl yürüyemezse bizim eğitim sisteminden geçenler de özgürce düşünemezler.
Bu sistemli sakatlama çabaları ilkokuldan başlar ve üniversiteye kadar sürer.
Düşünün ki zaten kendisi bir “köleleştirme” kurumu olan YÖK’ün kanununda çocukları “Atatürk milliyetçiliğine bağlı olarak” yetiştirmek gibi bir amaç vurgulanmıştır.
“Atatürk milliyetçiliği” Kenan Evren gibi darbecilerin hayalindeki ülkenin insanlarını kalıplara dökmek için uydurulmuş bir klişe.
Ne demek Atatürk milliyetçiliği?
Bu Atatürk milliyetçiliğinin diğer “milliyetçiliklerden” nasıl bir farkı bulunuyor?
Başına hangi insanın adını koyarsanız koyun milliyetçilik milliyetçiliktir ve üniversite eğitimiyle hiçbir alakası yoktur.
Kimya fakültesinde nasıl bir Atatürk milliyetçisi yetiştireceksiniz?
Atatürk’ün bulduğu kimya formülleri mi var?
Ya da Türklere ait, bizim gezegenin ve evrenin yasalarından farklı yasaları bulunan bir kimya bilimi mi bulunuyor?
Peki, doktorları nasıl Atatürk milliyetçisi yapacaksınız?
Atatürk’ün tıptaki yeri ne?
Böbrek transplantasyonunun Atatürk milliyetçiliğine uygun bir ameliyat biçimi mi bulunuyor?
Hipokrat’ı, Kopernik’i, Edison’u, Madam Curie’yi hangi “milliyetçilik” kriterlerine uygun olarak okutacaksınız?
Üniversitelerde bütün insanlığın birikimi öğretilir çocuklara, onlar bu birikime bir katkıda bulunabilecek düzeye gelsinler diye yetiştirilirler.
Üniversite milliyetçilikle taban tabana zıt bir yerdir.
Adına ister Atatürk milliyetçiliği deyin, ister Nehru milliyetçiliği deyin, ister Mao milliyetçiliği deyin, ister Hitler milliyetçiliği deyin, ister Tito milliyetçiliği deyin, milliyetçilik oldu mu üniversite olmaz.
Milliyetçilik yereldir.
Üniversite evrenseldir.
Buranın bütün yöneticileri de evrensel değerlerden, bu değerleri kavrayacak, bunlara yenilerini ekleyecek özgür beyinlerden korktukları için çocukları içine dökecekleri bir demir döküm fırını gibi kullanmak isterler eğitimi.
Kenan Evren YÖK denen saçmalığı kurdu ama otuz yıl boyunca hiçbir yönetici de bu kurumu değiştirmedi.
Hâlâ da olduğu yerde duruyor.
Yöneticiler çocukları kalıba dökme fikrine hiç karşı çıkmadılar, sadece kalıbın şeklini değiştirmek isteyenler çıktı.
İnsan beynini bir kalıba göre şekillendirmek istediğinde, onun yaratıcılığını örselersin, düşünme yeteneğini iğdiş edersin.
Amaç da zaten budur.
İnsanlar düşünmesinler, bir kalıbın biçimini alsınlar ve kendilerine ezberletilenleri tekrar etsinler.
Zaten elindeki insan malzemesini bu kadar kötü kullandığı için Türkiye “gelişmişlik” düzeyine hiç ulaşamadı, yaratıcılıkları, yeni düşünceleri, özgürlükleri olmayan insanlarla bir toplum nasıl gelişecek?
Niye dünyanın en iyi üniversiteleri, çocuklarını herhangi bir “milliyetçiliğe” bağlı olmadan yetiştiren ülkelerden çıkıyor da, “Atatürk milliyetçiliğine” göre insan yetiştiren Türk üniversiteleri bu kadar geri kalıyor?
Niye “Atatürk milliyetçiliğine” göre adam yetiştiren üniversitelerimize Amerika’dan akın akın çocuk gelmiyor da, Türkiye’den “Atatürk milliyetçiliğini hiç duymamış” Amerikan üniversitelerine akın akın çocuk gidiyor?
Ve, bu gerçek böylesine açık biçimde önümüzde dururken niye hiçbir hükümet YÖK’ü kaldırmıyor?
Bir ülkenin insanları Atatürkçü olur, dindar olur, sağcı olur, solcu olur, faşist olur, demokrat olur, bütün gerçekleri özgür bir ortamda öğrendikten sonra ne olacağına kendi karar verir.
İnsanların “nasıl” olacağına bir otorite karar verdi mi o Ortaçağ olur, tek bir inançla kalıplaştırılmış, yeniliklere bakması yasaklanan, yaratıcılıkları cezalandırılan bir dönem demektir bu.
Zaten bu yüzden, en gelişmiş teknolojik aletleri kullanırken bile zihinsel bir Ortaçağ’ın bütün geriliklerine sahip sıkıntılı bir ülkede yaşıyoruz.
Düşünce dünyamız o yüzden böylesine sığ.
Şimdi YÖK, üniversitede Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi derslerini kaldırmayı düşünüyormuş, dünyanın başka hiçbir üniversitesinde okutulmayan, okutulmayacak, okutulması düşünülemeyecek bir dersi kaldırmayı “düşünmek” bile bu ülke için önemli bir adım olarak gözüküyor.
Ortaçağ’dan kurtulmak için küçük bir kıpırtı.
Ne yazık ki buna bile şükredecek kadar geri bir düzende yaşıyoruz.

Ahmet Altan,
Taraf, 31 Ağustos  2012

 
Bu çağda, böyle ders olmaz
 
Ünİversİtelerde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin kaldırılması gündemde. Taraf Gazetesi’nin haberine göre, YÖK, 12 Eylül ürünü olan İnkılâp Tarihi dersinin üniversitelerde okutulması uygulamasının kaldırılması üzerine çalışma yapıyor. Yükseköğretim kanunundaki “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” öğrenciler yetiştirme hedefi doğrultusunda konulmuş olan dersin kaldırılmasıyla ilgili, “Dersin ve üniversitelerdeki Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüleri’nin kaldırılması için çalışmalar yapılıyor mu” sorusuna YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, “Yükseköğretim yasası değişikliği kapsamında bu konular gündemimizde, tartışılıyor” cevabını verdi. Üniversitelerde Türk Dili ve Edebiyatı dersiyle birlikte tüm öğrencilerin alması zorunlu olan Atatürk İlkeleri dersinin yasal dayanağını 1981 tarihli yükseköğretim yasası oluşturuyor. Yasada yükseköğretimin amaçları sıralanırken öğrencileri, “ Atatürk İnkılâpları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı” yetiştirmek ilk sırada yer alıyor. Çetinsaya’nın açıklaması, bu ifadenin de değişebileceğine işaret ediyor.
 
NE İLK VE ORTA ÖĞRETİM, NE DE ÜNİVERSİTEDE BÖYLE BİR DERS OLAMAZ
 
Konuyla ilgili Taraf ’a değerlendirmelerde bulunan Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Berktay, “Ne ilk ve orta öğretim ne de üniversite düzeyinde Atatürk ilkeleri diye bir ders olamaz. Çağımızda hiçbir ülke gençlerini ama Kemalizm ama Marksizm şu veya bu tür bir nasyonalizmin ilkelerine göre yetiştirmeyi, böyle tektip bir ideolojik yapılanmayı bütün gençliğine empoze etmeyi tasavvur edemez” dedi. Öncelikle, anayasada ve YÖK yasasında Atatürk ilkelerine bağlılık ifadelerinin çıkarılması gerektiğini söyleyen Berktay “Bunlar olmadan da YÖK’ün bu tartışmayı yapmasını son derece hayırlı görüyorum. Üniversite gençliğinin zihinlerini cendereye alma çabalarının bir halkası da kırılmış olacaktır” ifadelerini kullandı. Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç Dr. İsmet Akça da “Üniversite düzeyinde Atatürk İlke ve İnkılâpları Tarihi dersi diye bir ders abesle iştigâl. İnsanlık Tarihi, Türkiye Tarihi dersi olur. Ama De Gaulle İnkılâp Tarihi, Lincoln İlke ve İnkılâp tarihi olamayacağı gibi böyle bir ders de olamaz” dedi. Akça, öte yandan bu tür ufak iyileştirmeler yapılırken üniversitenin ticarileştirildiğini, asıl meselenin gözden kaçırılmaması gerektiğini de söyledi.

yeniasya