ehlidunya
Sun 12 June 2011, 08:54 pm GMT +0200
Hazret-i Peygamber'in nezaketi
Hz. Âişe bir hatırasını şöyle anlatır: "Bir gün Allah'ın Rasûlü, yanımda iki cariye Buas Savaşı ile ilgili hamasî türküler söylerken çıkageldi.
Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de ters tarafa çevirdi. Derken babam Ebû Bekir içeri girdi. "Rasûlullah'ın evinde şeytan çalgısı öyle mi?" diyerek hemen oracıkta beni azarladı. Bunun üzerine Rasûlullah ona döndü ve, "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. Onlar sohbete dalıp dikkatlerini bizden çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım da kalkıp gittiler."
Hz. Aişe devamla der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahîler, mescidde kılınç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resûlullah'tan taleb ettim, yoksa o mu kendiliğinden arzuladıydı (hatırlamıyorum). "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben, "Tabii!" dedim. Kalktı, beni arka tarafına aldı, yanağım yanağına dayalı olduğu halde dikilip seyrettik. O, "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince, "Yeter mi?" buyurdular. Ben, "Evet!" dedim. "Öyleyse git!" dediler."
Allah'ın Rasûlü, kızı Fatıma ziyaretine geldiğinde ayağa kalkar, ona doğru yönelir, elinden tutar, önce onu öper, sonra da yer verir, oturturdu. O, hizmetçilerine karşı da çok müşfik ve empatik davranırdı. Hz. Enes'i (r.a.) çağırdığında son derece yumuşak ve gönül alıcı bir edâ ile "Evlâdım!" diye seslenir, ona ve diğer azatlısı Zeyd'e (r.a.) öz evlâdı gibi muamele ederdi.
Milli Gazete
Hz. Âişe bir hatırasını şöyle anlatır: "Bir gün Allah'ın Rasûlü, yanımda iki cariye Buas Savaşı ile ilgili hamasî türküler söylerken çıkageldi.
Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de ters tarafa çevirdi. Derken babam Ebû Bekir içeri girdi. "Rasûlullah'ın evinde şeytan çalgısı öyle mi?" diyerek hemen oracıkta beni azarladı. Bunun üzerine Rasûlullah ona döndü ve, "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. Onlar sohbete dalıp dikkatlerini bizden çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım da kalkıp gittiler."
Hz. Aişe devamla der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahîler, mescidde kılınç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resûlullah'tan taleb ettim, yoksa o mu kendiliğinden arzuladıydı (hatırlamıyorum). "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben, "Tabii!" dedim. Kalktı, beni arka tarafına aldı, yanağım yanağına dayalı olduğu halde dikilip seyrettik. O, "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince, "Yeter mi?" buyurdular. Ben, "Evet!" dedim. "Öyleyse git!" dediler."
Allah'ın Rasûlü, kızı Fatıma ziyaretine geldiğinde ayağa kalkar, ona doğru yönelir, elinden tutar, önce onu öper, sonra da yer verir, oturturdu. O, hizmetçilerine karşı da çok müşfik ve empatik davranırdı. Hz. Enes'i (r.a.) çağırdığında son derece yumuşak ve gönül alıcı bir edâ ile "Evlâdım!" diye seslenir, ona ve diğer azatlısı Zeyd'e (r.a.) öz evlâdı gibi muamele ederdi.
Milli Gazete