> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Serbest bölgeler ve Irak toprağı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Serbest bölgeler ve Irak toprağı  (Okunma Sayısı 1933 defa)
09 Mart 2011, 12:39:59
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 09 Mart 2011, 12:39:59 »





D- SERBEST BÖLGELER VE IRAK TOPRAĞI

 

Yasak bölge (Haram arazîler) ile Hicaz mıntıkasının dışındaki ülkelere gelince: Daha Önce 4 kısma ayrıldığından söz edilmiştir.

a) Bir kısım üzerindeki halkı müslüman olan ülkeler ki öşür topraklarıdır.

b) Bir kısmı müslümanlarca işe yarar duruma getirilen topraklardır ki yine öşür arazîdir.

c) Bir kısmı da savaşçılarca zorla alman topraklar ki, bu da öşür topraklardan olur.

d) Son bir kısım da, toprak üzerindekilerle anlaşma ya­pılır, arazî fey arazî olur, haraç vergisi konulur. Bu haraç arazî de iki kısma ayrılır.

aa) Toprakların mülkiyetinin kendilerinden çıkması suretiyle anlaşma yaparlar. Böyle bir haraç arazîyi satamazlar, haraç da ücret (kira ücreti) sayılır. Müslüman olsalar da haracı öderler. Üc­ret zımmî ve müslünıandan alınır.

bb) Arazî mülkiyetinin kendilerinde kalması suretiyle anlaş­ma yapılması. Bu durumda arazîyi satabilirler. Haraç da cizye du­rumundadır. Müslüman olurlarsa, haraç da düşer. Bu tür haraç zımmîden alınır, müslümandan alınmaz.

Ülke toprakları şu kısımlara ayrıldıktan sonra Irak toprakla­rının hükümlerini açıklamak îcâb edecektir. Çünkü arazî hakkın­da hukukçular için burada yapılan tatbikat bir asıl, bir Örnek ol­muştur. Hz. Ömer zamanında alınan İran İmparatorluğuna âit Irak topraklarıdır. Sevad denilmesinin sebebi, ziraatçiliğe elve­rişli ve ağaçlarla kapalı arazî oluşundandır. Bitki ve ağacm olma­dığı Arap yarımadasından çıkıp, orasını çeşitli bitki ve ağaçlarla kaplı olarak buldukları için Sevad dediler. Çünkü Araplar yeşil ile sevadı (siyahı) bâzan aynı mânâda, koyu yeşil için kullanırlar.

Fazl b. el-Abbas b. Utbe b. Ebî Leheb, "siyah yüzlü idi" şiirinde şöy­le demiştir:

"Beni anlayanlar bilirler ki ben siyahım, siyah tenlilik Arap nesline mensub olmaktandır."

Bu sebeple yeşil Irak'a Siyah Irak denilmiştir. Arazîye Irak de­nilmesinin sebebi: Dağı ve vadileri olmaksızın, düpe düz oluşu­dur. Arap sözünde Irak müsâvîlik, düzlük anlamına gelir. Şâir de,

"Siz dosdoğru suladınız. Onlar ise düz bir arazîsi olmayan gibi suîadılar." Yani onların arazîsi düz değildi, demek istemektedir.

Sevad denilen arazînin sınırı: Uzunlamasına, yânî Mu­sul'dan Abadan'a kadar, genişliğine ise, Kadisiye suyundan Hıl-van'a kadardır. Buna göre uzunluğu 160 fersahtır. Genişliği de 80 fersahtır. Irak toprakları ise, örfen Sevad topraklarının içine gi­ren hudutları örfen tâyin edilen yerlerdir. Doğusu Dicle nehrinin kollarının birleştiği yerdir. Batısı ise, Harbî denilen yerdir. Bu hattan itibaren güneye, Abadan şehirlerinden Basra'ya kadar uzanır. Bu duruma göre, uzunluğu 125 fersah olup Sevad arazîsinden 35 fersah kısadır. Genişliği 80 fersah olup Sevad arazisiyle aynı genişliktedir. Kudame b. Ca'fer'in dediğine göre: 100 fersaha kadar uzatılabilir. Bugünkü hesaba göre, Sevad top­rakları, tepeler, dağlar, çorak yerler, sazlıklar, harman yerleri, ge­niş caddeler, nehir yatakları, şehir ve köylerin iskân yerleri, nahiyelerin iskân yerleri, sayfiye yerleri, alanları hariç tutulduk­tan sonra tahminen 225.000.000 cerib (455,625 kilometre ka-re)dir. Bu arazînin de 75.000.000 ceribi çıkarsa 150.000.000 cerib de Irak toprağını teşkil eder. Bu arazînin yarısında hububat eki­lir, yarısı da hurmalık, üzümlük ve ağaçlıktır. Kudame b. Ca'fer'in söyleyişine göre, zirâate elverişli topraklar daha geniştir. Fakat bir takım engeller sebebiyle hepsi ekilememiş, değerlendirileme­miştir. İranlılar zamanında en az ekildiğinde 150.000.000 cerib, en fazla ekildiğinde de 277.000.000 ceribdir. Her bir cerib için de ortalama 3 dirhem vergi alınırdı. Hz. Ömer zamanında Sevad arazîsinin ekilen kısmı 230.000.000 cerib ile 236.000.000 cerib arasında değişirdi.

Buraya kadar Sevad arazîsinin hududu, alanı, ekilen miktarı tesbit edildi. Bu toprakların alınışı ve hükmü hakkında âlimler, hukukçular fikir ayrılığına düşmüşlerdir,

Iraklı hukukçulara göre, Irak zorla fethedilmiştir. Fakat Hz. Ömer arazîyi savaşçılara dağıtmamış, yine ora halkına bırakmış, buna karşılık arazîye haraç vergisi koymuştur.

Şafiî mezhebinde açık olan görüşe göre: Sevad arazîsi zorla alınmıştır. Savaşçılara mülk olarak taksim edilmiştir. Sonra Hz. Ömer, onları geriye aldı, askerler de Sevad arazîsinden ayrıldılar. Ancak bîr grup ellerindeki arazîyi para karşılığı sattılar ve geri döndüler. Müslümanları arazîden geri çektikten sonra Hz. Ömer arazîye haraç vergisi koydu.

Şafiî mezhebine mensup bir kısım hukukçular da Sevad arazîsinde farklı görüştedirler. Ebû Saîdi'l-İstahrî'ye ve bir kısmı­na göre, Hz. Ömer bu arazîyi bütün müslümanlara vakfetmiştir. Her yıl ücret olarak Ödenmek üzere de arazî sahiplerine, işletenle­re, haraç vergisini kararlaştırmış, tarlalarını ellerinde bırakmış­tır. Vakfın müddetini de kararlaştırmayışımn sebebi, Âmme ya­rarını düşündüğün dendir. Hz. Ömer'in bu şekil vakıf bırakması, arazîyi fey olarak kabulü, Resûlullah'm (s.a.v) Hayber, Avâlî ve Nadr oğullan mallarını Allah'ın birer feyy'i olarak kabul edişin-dendir. Haraç olarak alman paralar da âmme işlerine harcanır. 1: 5'ini Özel zümrelere dağıtmak da söz konusu değildir. Sırf orduya da harcanamaz. Çünkü âmme menfaatma vakfedilmiş tir. Genel menfaat ve işlere sarfedilir. Bu cümleden olarak ordunun yiyece­ği, içeceği, kale ve hisarlar yaptırma, cami, köprü ve su yolları yap­tırma âmme işleri gören hâkimlerin, şahitlerin, hukukçuların, kurramn, imamların, müezzinlerin ihtiyaçlarına harcanır. Bu se­bepledir ki arazînin mülkiyetinin satışı yasaktır. Yararlanma hakkı, zilyedlik, birinden diğerine geçebilir. Ayrıca üzerinde yapılan şeyler, ağaçlar, evler satılabilir. Bu muameleler mülkiyete te­sir edemez.

Bir fikre göre de: Hz. Ömer, Sevad arazîsini, Hz. Ali ve Muaz'ın görüşlerine de dayanarak vakfetmiştir. Şâfıî mezhebinden Ebu'l-Abbas b. Süreyc'e göre, Hz. Ömer orduyu Sevad arazîsinden geri çekince, elde ettiği arazîyi, sahiplerine, köylülere haraç olarak koyduğu mal karşılığında sattı. Onlar da her yıl bu bedeli Ödediler. Böylece haraç bir bedel, semen olmuş oldu. Bu şekilde hareket et­me, âmme yararına uygundur. Kiraya vermede de durum buna benzer. Binâenaleyh Sevad arazîsinin mülkiyetini satın alanlar, başkalarına bunu satabilirler.

Sevad arazîsine konulan haracın miktarına gelince:


Amr b. Meymun'un-anlattığına göre: Hz. Ömer, Sevad arazîsini düşmandan alınca Huzeyfe'yi Dicle ötelerine, Osman b. Huneyf i de Dicle'nin batı tarafına aşağı Irak'a gönderdi. Şa'bî'nin dediğine göre, Osman b. Huneyf kendi mıntıkasını ölçmüş, 36.000.000 ce-rib bulmuş ve her ceribe 1 dirhem, 1 kafız vergi koymuştur. Kâsım'a göre de, Kafız bir ölçü vasıtası olup hububat ölçmede kul­lanılır. Şaburkan da denir. Yahya b. Âdem'e göre de, Haccâc tara­fından kararlaştırılan bir hububat ölçeğidir. Katâde'nin İbn Mah-led'den rivayetine göre, Osman b. Huneyf, üzüm bağlarının her 1 ceribine 10 dirhem, hurmalıkların her 1 ceribine 8 dirhem, şeker kamışlıklarının her 1 ceribine 6 dirhem, yaş hurmalıkların, çayır­lıkların, sebzeliklerin her 1 ceribine 5 dirhem, buğdayın her 1 ceri­bine 4 dirhem, arpalıkların her 1 ceribine 2 dirhem vergi koymuş­tu. Bu rivayete göre arpa ve buğdayın haraç vergileri, başka rivâyetlerdekine muhalif düşecek miktardadır. Bu fark da muhte­lif yerlerde arazînin veriminin farklı oluşundandı. Huzeyfe'nin ve Osman b. Huneyf in arazî ölçümünde kullandıkları zira' normal zira'dan 1 tutam, 1 parmak daha uzundur.

Sevad arazîsi İranlıların ilk zamanlarında Harac-ı Mukâ-seme (Mahsûlün durumuna göre onda birden (1: 10), yarıya (1: 2) kadar) vergisi alınırdı. Bunu ilk koyan İran Hükümdarı Kubaz b.

Firuz'dur. Alanlardan alınan haraçlardan daha çok haraç almış­tır. Harac-ı Mukâseme ile topladığı vergi miktarı 150.000.000 dir­hemi bulmuştur. Haraç miktarları arasındaki bu farklılıklar, arazînin alanlarının ölçümlerinin şahıstan şahsa farklı oluşu, vergi takdîr edenlerin takdîr yetkilerini kullanarak haracı az veya çok koyuşlarındandır. Şöyle ki, anlatıldığına göre, İran hükümda­rı bir gün avlanırken sık ağaçlı bir yere geldi. Av ağaçlığa daldı. Kendi de avı görmek için yüksek bir yerdeki ağaca çıktı. O anda bir bahçe içinde çukur kazan bir kadın gördü. Bahçe içinde hurma, nar gibi meyveli ağaçlar vardı. Kadının çocuğu nardan koparmak istiyor, kadın ise önlüyordu. Hükümdar duruma hayret etti. Kadı­na bir haberci göndererek, çocuğu nar meyvesi almaktan niçin ön­lediğini sordurdu. Kadın da,

- Mülkümda devletin hakkı vardır. Mahsûl ve meyveleri vergi­lendirecek memur (kâsim) gelmedi ve devlet hakkım almadı. Dev­let hakkını almadan, meyvelerden birisinin koparılmasından kor­karım. Devlet hakkını alsın, ondan sonra.

Hükümdar kadının bu sözü üzerine oradan ayrıldı. Tebâsma şefkatle muamele yapılması hususunda, arazînin Ölçülmesini ve­zirlerine emretti. Âdil, doğru bir şekilde Ölçülüp vergilerin de âdil bir şekilde konulmasını, halkın ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için kendilerine imkân tanınmasını tenbihledi. İranlılar bundan son­ra bu şekilde arazı üzerinden vergi aldılar

İslâm geldikten sonra Hz. Ömer halîfe olunca toprakların Öl­çüsünü aynen kabul etti. Zamanında arazînin haracı en yüksek seviyeye ulaşmış, 120.000.000 dirhem haraç toplanmıştır. Aynı yerden Ubeydullah b. Ziyâd biraz baskı ve zorlukla 135.000.000 dirhem haraç toplamıştır. Haccâc ise aynı arazîden, 118 milyon dirhem toplayabilmiştir. Ömer b. Abdilaziz, güzel muamele ve adaletle bu vergiyi 120.000.000 dirheme çıkarmıştır. İbn Hubey-re, askerin yiyeceği ve harp ihtiyatı hariç 100.000.000 dirhem ola­rak haraç almıştır. Yusuf b. Ömer ise, Sevad arazîsinden her yıl 60.000.000 dirhemle 70 milyon dirhem arasında vergi almıştır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Serbest bölgeler ve Irak toprağı
« Posted on: 24 Nisan 2024, 00:30:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Serbest bölgeler ve Irak toprağı rüya tabiri,Serbest bölgeler ve Irak toprağı mekke canlı, Serbest bölgeler ve Irak toprağı kabe canlı yayın, Serbest bölgeler ve Irak toprağı Üç boyutlu kuran oku Serbest bölgeler ve Irak toprağı kuran ı kerim, Serbest bölgeler ve Irak toprağı peygamber kıssaları,Serbest bölgeler ve Irak toprağı ilitam ders soruları, Serbest bölgeler ve Irak toprağıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes