> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Kumandanın harp sonu görevleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kumandanın harp sonu görevleri  (Okunma Sayısı 1364 defa)
10 Mart 2011, 14:46:29
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Mart 2011, 14:46:29 »



E- KUMANDANIN HARP SONU GÖREVLERİ


Komutanın beşinci görevi, harp ne kadar uzarsa uzasın, düş­manla harbe sabretmesidir. Harpten kaçmak yasaktır. Allah da âyet-i kerîmesinde:

"Ey îman edenler, sabredin, sabır yarışı edin, onlara ga­lebe çalın. Sınırlarda nöbet bekleyin, yurdunuzu çiğnet­meyin, umulur ki bu sayede felah bulursunuz". (K. K. 3:200) buyurmuştur. Bu âyet-i kerîmede üç türlü mânâ vardır. Hasan'ın dediğine göre: Allah'a itaate sabredin, Allah'ın düşmanlanyla sa­bır yarışı yapın, Allah yolunda nöbetlesin, kenetlenin. Muham-med b. Ka'b'a göre: Dininizde sabırlı olun, size va'd olunan şeye ulaşmada sabır yarışı yapın. Benim ve sizin düşmanlarınıza karşı nöbetlesin, birleşin. Zeyd b. Esleme göre: Harbe sabredin, düş­manla sabır 3rarışı yapın, nöbet mahallerinde, sınırlarda nöbetle­sin. Savaşta sabırlı olma, harp hukukundan olunca komutanın dört güzel sıfattan biriyle zafere ulaşması için sabır lüzumludur.

a) Düşmanın müslüman olması, böylece bizim iyiliğimize olan onların da iyiliğine, bizim aleyhimize olan onların da aleyhinedir. Düşman müslüman olursa mal ve mülkleriyle beraber bırakılırlar. Eesûlullah (s.a.v) da:

"İnsanlarla, lâ ilahe illallah deyinceye kadar harbet-mem emredildi. Eğer bu sözleri söylerlerse bizim tarafı­mızdan canları, malları emniyettedir. Demezlerse savaşı hak etmişlerdir.”[54] buyurmuşlardır.

Müslüman olunca, ülkeleri Dâr-ı İslâm olur. Ve İslâmî hü­kümler tatbik edilir. Savaş anında az veya çok karşı tarafta bir grup müslüman olur da İslâm orduları da galebe çalarlarsa, onla­rın Dâr-ı Harpteki mal ve mülklerini müslüman olmaları sebebiy­le alırlar. Müslüman olanın malı ganimet olarak alınmaz. Ebû Hanîfe'ye göre: Gayr-ı menkul arazî ve evleri ganimet olarak alı­nır, menkulleri alınmaz.

Beni Kureyza kuşatmasında Yahudi Şu'be'nin oğulları Sale­be ve Esid müslüman oldular. Müslüman olmalarıyla mallan ken­dilerinde kaldı. Müslüman olanların küçük çocukları ve ana rah­minde olanlar da müslüman olmuş kabul edilir. Ebû Hanîfe'ye gö­re: Kâfir, İslâm ülkesinde müslüman olursa küçük çocukları müs­lüman olmuş olmaz. Düşman ülkesinde müslüman olmuşsa, kü­çük çocuklan da müslüman olmuş sayılır. Fakat karısı ve ana rah­mindeki çocuk müslüman sayılmaz, ganimet sayılır. Bir müslü-manm düşman ülkesinde (Dâr-ı Harpte) bazı menkul ve gayrı menkulü olsa müslümanlar orayı fethetmeye geldiklerinde satın aldığı mallara tam mâlik de olmamış olsa, fetholunup alındığında o mallan satın alan satın aldığı mallan almaya daha üstün bir hak sahibidir. Ebû Hanîfe'ye göre: Araziden satın aldığı ganimet sayı­lır, menkuller kendine verilir.

b) Allah, komutanı ve ordusunu zafere ulaştırınca, müşrik olanları, çocuklarını esir alırlar, mallarını ganimet olarak elde ederler. Esir olmayanları da öldürülür. Esirleri de dört durumdan hangisi uygunsa haklarında o şekilde muamele yapılır:

1- Şirklerine devam ederlerse boyunları vurulur.

2- Köle kabul edilir. Köle hükümlerine tâbi olur, satılır veya âzâd edilir.

3- Ya fidye alınır, yahut başka esirlerle mübadele edilir.

4- Can güvenliği içinde, emin olarak bırakılır, afvedilirler. Allah Teâlâ âyet-i kerimesinde:

"Onun için o küfredenlerle karşılaştığınız zaman bo­yunlarını vurun" (K. K. 47:4) buyurmuştur. Bu âyette iki ihti­mal vardır. Birincisi kâfirlere üstün gelindiğinde, esir ettikten sonra boyunlarını uçurmak, ikincisi savaşta hemen boyunlarını uçurmak. Sonra yine âyet-i kerîmede:

"Nihayet onları mecalsiz bir hale getirdiğiniz zaman ar­tık bağı sıkı tutun." (K K. 47: 4) buyurulmuştur. Yani boyun eğ­direrek, vurarak, esir alarak sıkı tutun demektir.

"Bundan sonra ise ya iyilik yapın, yahut fidye alın."(K K. 47: 4) âyetteki "iyilik edin" emrinde iki söz mevcuttur. Birincisi, afvetmek, bırakmak, salıvermek manasınadır. Peygamberin (s.a.vj Sümâme b. Üsâl'i esir aldıktan sonra affetmesi gibi. İkinci­si, kölelikten sonra âzâd etmektir. Mukâtil'in görüşü budur. "Fid­ye alın" âyeti hükmünde de iki söz vardır. 1- Ya alınabilen bir mal­la fıdyeleşmek veya esir mübadelesi yapmak. Peygamber (s.a.v), Bedir esirlerinden bazılarını mal karşılığı bırakmış, bazılarını da bir esire karşı iki müslüman esirle mübadele yapmıştır. 2- Yahut Mukâtil'e göre: Esiri satmak demektir. 'Yeter ki harp erbabı ağırlıklarını bıraksın" (K.K. 47:4) âyet hükmünde de iki mânâ vardır. 1- Küfrünü, günâhını müslüman olmak suretiyle bırak­mak. 2- Harp ağırlıklarını, silâhlarını bırakmak. Bu bırakılan silâhtan kasıd da. ya müslümanların zaferle silâhı bırakması, ya­hut yenilmek suretiyle müşriklerin silâhını bırakması. Zikredilen bu dört hükmün geniş açıklaması Ganimet bahsinde yapılacaktır.

c) Sulh, anlaşma, emniyet sağlamadır. Komutanın askerlerle sulh anlaşması yapması iki şekilde caizdir, aa) Vakitlerini komu­tanın emrine harcamak, bir güçlük çıkarmamak, atları ve binek hayvanlarını ganimet alanlara taksim etmektir. Bu tür hareket askerin komutana karşı güvenini sağlar, ayrıca müteakip harple­re teşvik edici olur. bb) Günlerini devamlı komutanın emrine ayır­mak güçlük çıkarır. Ama ganimeti taksimle güçlük kaldırılmış olur. Gelecek yılların harp ganimeti de askerlere dağıtılır. Yalnız bir harpte elde edilen malı harcamak, müteakip harplerden vaz­geçmek uygun değildir.

Düşmanlar İslâm ülkesine girince, yapılan sulh anlaşması can ve mal için bir emniyettir. Düşmanlar anlaşmada belirtilen malı vermezlerse sulh anlaşması bozulmuştur, yeniden savaşmak gerekir. Ebû Hanîfe'ye göre: Cizye ve sulh anlaşmasındaki malları vermemek anlaşmaya bir noksanlık vermez, bozulmuş olduğu ne­ticesine varılamaz. Çünkü cizye ve anlaşmada belirtilen malların verilmesi müslümanlar için bir haktır. Bunları talep etmek akde muhalif olmaz. Tıpkı borç gibi. Düşmanın hediye vermesi muahede sayılmaz, gerekirse harp yapılır. Çünkü muahede akid ile olur.

d) Dördüncü ve son meziyyet, sabrın ve iyi muamelenin kazan­dırdığı husus: Düşman emân ve sulh ister zafer ihtimâli yok ve mal alma imkânı da bulunmuj'orsa, belirli bir süre için komutan onlarla bu İstek üzerine anlaşma yapabilir. Peygamber (s.a.v) de Hudeybiye'de Kureyşlilerle 10 yıllığına sulh anlaşması[55] imza et­miştir. Bu tatbikata göre sulh anlaşmasında ancak 10 jallığına bir anlaşma yapılır. 10 yıldan fazla bir süre ile sulh anlaşması yapıl­mışsa 10 yıldan sonraki müddet bâtıldır. Anlaşmanın 10 yıla ka­dar olan kısmı muteberdir. Anlaşma süresi içinde düşmanla, her türlü güven kurallarına riâyet edilir, haklan gözetilir. Askerler de onlarla savaşmaz. Düşman, yapılan sulh anlaşmasını süresinden önce bozarsa onlarla harbedilir. Kureyşîiler de Hudeybiye anlaş-

Bu fasılda geçen suliı anlaşması tâbirleri mütâreke manasınadır. masını bozdular. Peygamber (s.a.v) de Mekke'njn fethi günü onla­rın üzerine yürüdü. İmam Şafiî'ye göre, Resûlullah (s.a.v) anlaş­ma ile, Ebû Hanîfe'ye göre, kuvvet zoru ile Mekke'ye girmiştir.

Düşman sulh anlaşmasını bozarsa elde bulunan rehineleri öl­dürmek doğru olmaz. Rumlar Hz. Muâviye zamanında anlaşmayı bozdular, fakat müslümanlar Rumlara ait eldeki rehineleri öldür­mediler. "Onların sulhu bozmasına rağmen bizler sulha uyuyo­ruz" dediler. Peygamber (s.a.v) de:

"Sana bir şey emanet edene, bıraktığı emaneti geri ver. Kötülük edene kötülük etme.[56] buyurmuştur. Her ne kadar rehineleri öldürmek doğru değilse de savaşa girilmedikçe serbest bırakılmazlar. Savaşa başlanmışsa rehineler serbest bırakılır. Erkeklere emniyette oldukkları bildirilir. Kadın ve çocuklar ise kendi kabilelerine iletilir. Çünkü onlardan ayrılmaz birer parça­dırlar. Sulh anlaşması yapılırken rehine olarak bırakılanlardan müslüman olan erkeklerin geri verilmesi şart olarak ileri sürüle­bilir. Sulh anlaşması yapılanlardan geri verilen müslümanlara emniyet sağlanması şart koşulur. Ondan sonra iade edilirler. Ka­dın rehinelerden müslüman olanların geri verilmesi şart koşula-maz. Çünkü onların müşriklerle olan nikâhı veya müşriklerle nikâhlanması haram duruma girmiştir. İade edilmeleri şart ko-şulsa da kocalarına verilemez. Kocaları mehirlerini vermek zo­rundadırlar. Zarurî durumlar sulh anlaşmasına imkân vermezse anlaşma teklifi kabul edilmez. 4 aylık bir mehil verilir. Bu süre­den daha aşağı veya daha yukarı bir süre mehil olarak verilemez. Âyet-i kerîmede de:

"Ey müşrikler, haydi yer yüzünde dört ay daha güven­likle dolaşın..." (K. K. 9: 2) buyurulmuştur.

Özel anlaşmalara hür ve köle, kadın ve erkek herkesin uyması mecburidir. Hadîs-i şerifte de:

"Müslümanların kanları diğer müslümanlarca korun­muştur. Onların kan ve canları da en azından bir köle gibi korunmak, bu hususa riâyet etmek gerekir.'[57] buyurulmuştur. Ebû Hanîfe'ye göre: Köleye savaş yapmaya izin verilirse Özel anlaşmalarda bu konuya da riâyet edilir, hak tanınır. Yoksa onlar hakkında husûsi bir anlaşma yapılmaz.[58] [59]



[54] Müslim, iman 32, 36. Buharı, İman 17, 28 ve İbn-i Mâce, filen 1-3 vs.

[55] Bu fasılda geçen sulh anlaşması tâbirleri mütâreke mânâsınadır.

[56] Ebû Dâvud, büyü: 79. Tirmizî, büyü: 38. Dârimî, büyü: 57 vs.

[57] Ebû Davud, diyât 11, 31, cihad 147. Neseî, kasâme 10, 14. îbn-i

[58] Özel anlaşma: Bir veya birkaç kişiye verilen Husûsi Emân

[59] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 112-117.




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kumandanın harp sonu görevleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:54:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kumandanın harp sonu görevleri rüya tabiri,Kumandanın harp sonu görevleri mekke canlı, Kumandanın harp sonu görevleri kabe canlı yayın, Kumandanın harp sonu görevleri Üç boyutlu kuran oku Kumandanın harp sonu görevleri kuran ı kerim, Kumandanın harp sonu görevleri peygamber kıssaları,Kumandanın harp sonu görevleri ilitam ders soruları, Kumandanın harp sonu görevleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes