> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi  (Okunma Sayısı 1369 defa)
02 Mart 2011, 16:40:09
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Mart 2011, 16:40:09 »



 

C- ÖŞÜR VE HARACIN ŞAHSA HAVALE EDİLMESİ (MÜLTEZİM İŞLERİ)

 

Gelirlerin toplanılmasının şahıslara devrine gelince, bu 2 kı­sımdır: a) Öşür, b) Haraç.

a) Öşür: Mülkiyetinin devri caiz değildir. Çünkü belirli şart­lar taşıyan, insanlara verilmesi gereken bir zekâttır. Hak kazan­ma zamanında zekat ehlinden olmayan kimseye de öşür verilebi­lir. Çünkü şart bulunmasa da verilmesi caizdir. Şart bulunursa vâcibtir. Kendisine Öşür verme vâcib ise, Öşür mevsiminde Öşrü toplamak kendisine havale edilir. Öşür verecek olanın o şahsa öş­rünü vermesi sahihtir. Mal sahibinin, öşrünü almaya müsâade edilene vermesi gerekir. Bu, borç anlamını taşımaz. Öşrü alınca, almaya yetkili olanın mülkü olur. Çünkü zekâtta da mülkiyet kabz iledir. Öşür toplamıya müsâade edilen şahsa, öşür verilmez­se vermeyen kimse o alacak şahsın hasmı olamaz. Çünkü esas Öşür isteme hakkı öşür memuruna aittir. O dâva edebilir. Öşür alacak fakir, dâva açamaz.

b) Haracın intikâline gelince: Bu, şahsın durumuna göre

değişir.

aa) Zekât ehlinden biri olmamalıdır. Haraç malın mülkiyetini devretmek caiz değildir. Çünkü haraç bir ganimettir (Feydir). Zekât alacaklar, ganimete hak kazanamazlar. Ganimet alacakla­rın zekât alamadığı gibi. Ebû Hanîfe, zekât alabilecek durumda olanların haraç da alabileceğini belirtmiştir. Zira feyy'in zekât alacak kimselere harcandığı caizdir, demektedir.

bb) Muayyen bir miktar maaşı olmayan, âmme işleri gören bi­ri olmalıdır. Genel olarak âmme işlerini görenlere haraç verilmez. Ganimet ehlinin farz hakkı gibi bir hakkı yoktur. Haraç verilen kimseler, âmme işleri gören ve benzeri işleri yapanlardır. Bunlara haraç malından bir şey alma yetkisi verilmişse bu havale sayılır.

Tam bir mülkiyetin devri (Mukâtaa hükmü) söz konusu değildir. Havalenin olabilmesi için de iki şart aranır. 1- Muayyen bir mik­tar toplanılması gerekli bir mal olmalı. 2- Bu mal haraç malından olmalı ve toplanılması da şahsa havale edilmelidir. İşte bu iki şart­la mukâtaa, mülkiyetin devri hükmünden çıkmaktadır.

cc) Ganimet alacak kimselerden biri olması. Bunun tesbiti de ordu kayıt defterlerinden anlaşılır. Bu gurup kimseler haracın kendilerine devri gerekli olan, Özel kimselerdir. Çünkü onların muayyen miktar asker beslemeleri, maaşları, masrafları mevcut­tur. Bunlara karşılık da kendilerine bir miktar haraç vergisi top­lama yetkisi, mülkiyetinin havalesi (iltizâmı) yapılır. Ancak bu şe­kilde, düşman tehlikesi önlenir. Medeniyetler korunur. Bunları yapanlar da haraçla görevlendirilen, belirli bir miktar haracı top­lama yetkisi verilen askerlerdir.

Böylece haracın mülkiyetinin kendilerine havale edileceği kimseler belli olduktan sonra haraç malın durumuna bakılır. Ha­racın iki durumu vardır. Birinci durumu, haracın cizye mâhiyetinde oluşu, ikincisi de ücret mahiyetinde oluşu. Cizye mâhiyetinde bir haracsa devamlılığı şüphelidir. Çünkü bu nevi haraç* arazî sahibi kâfir durdukça verilen, müslüman olunca ve­rilmeyen bir vergidir. Bu haracın mülkiyetinin havalesi bir yıl için yapılır. Müteakip yıllar için hak sahibi olup olmayacağı şüpheli­dir. Senesi dolmuş olan cizye mahiyetindeki haracın mülkiyetinin havalesini yapmak da sahihtir. Çünkü senesi dolduğundan, iste­me hakkı doğmuştur. Senesi dolmamış böyle bir haracın mülkiye­tini havalenin caiz olup olmayacağı konusu ihtilaflıdır. Caiz olur diyenlere göre: Cizyenin senesi Ödeme zamanına göre hesap edilir, denilirse bu tür haracın da havalesi caiz olur. Caiz değildir diyen­lere göre ise: Cizyenin ödenmesi senesi dolduktan sonra söz konu­sudur. Bu bakımdan cizye mahiyetindeki haracın da, senesi dol­madan istenmesi veya mülkiyetinin havalesi caiz değildir. Zira asıl hesabı senenin dolmasından sonra yapılır. Ücret olan bir ha­raç ise o takdirde bir devamlılık söz konusudur. Bu nevi haraç şahışla ilgili olmayıp arazî ile ilgilidir. Arazî elde bulunduğu sürece haracı verilir, sahibinin müslüman olması haracı düşürmez. Bu sebeple de devamlılık ifâde eder. Mülkiyetinin, isteme hakkının 1 veya bir kaç seneliğine havalesi caizdir. Yalnız 1 yıllığına sınırla­ma gerekmez. Bu tür haraç cizye mahiyetindeki haracın aksine­dir.

Haraç, ücret mâhiyetinde bir haraç olunca mülkiyeti­nin havalesi 3 kısma ayrılır.

aaa) Senesi belirtilerek haracın mülkiyetinin hava­lesi: Bu durumda açıkça senenin belirtilmesi gerekir. Meselâ, 10 yıllığına devrediyorum, havale ediyorum, gibi. Zaman bu şekilde belirtilince iki şarta dikkat edilir.

1- Mülkiyet havale ve devredilince, devredilen, toplanılacak olan haracın miktarı belli olmalıdır. Bu belli olma daha çok devre­den şahıs tarafından bilinmelidir.

2- haraç olarak alınacak malın miktarı devralan tarafından da bilinmelidir. Her ikisi veya birisi bilmiyorsa devir işlemi mute­ber değildir. Bu iki şartın yanında ayrıca haraç da ya mahsul üze­rinden ya da alan üzerinden alman bir haraç olmalıdır. Mahsul üzerinden alınan bir haraç ise, bir kısım hukukçular, belli bir mik­tar mahsul üzerinden hesabın yapılarak devri mümkün olur der­ler. Aksi fikirde olanlar ise: Bilinmeyen bir şey üzerinden haraç kararlaştırılıp mülkiyeti devir ve havale edilemez, derler. Alan üzerinden toplanılacak haraç da ikiye ayrılır.

1- Ekilen yerlerin miktarının değişik olmaması. Belli yerlerin belirli miktar haracı olunca mülkiyetini devir caizdir.

2- Ekilen yerlerin miktarı değişikse, haracın havalesi yapılan mal miktarına bakılır. Eğer devir işleminde belirtilen haraç mik­tarı, en yüksek olması gereken haraç miktarı ise haracın mülkiye­tinin, istenmesinin havalesi caizdir. Çünkü haracın mülkiyeti kendisine ihsan edilecek şahıs noksana razı sayılır. En az haraç miktarına göre havâîe yapılmışsa böyle bir havale ve ihsan işlemi muteber sayılmaz. Çünkü şahsın toplamaya hakkı olmadığı bir fazlalık bulunabilir.

İhsan ve havale işleminin sağlam bir şekilde kararlaşmasın­dan sonra, ihsanda bulunulan zaman içerisinde şahsın durumuna bakılır.. Şahsın hâl ve vaziyeti 3 durumdan birini muhafaza eder;

1- Müddetin sonuna kadar doğruluğunu korursa, bu takdirde süre sonuna kadar ihsan edilen haracı toplamaya hakkı vardır.

2- Müddet dolmadan ihsanda bulunulan şahıs vefat ederse, geri kalan müddet hükümsüz sayılır. Malı toplama hakkı Beytü'l-Mâle döner. Şayet çocukları varsa ve şahsî gelirlerinden ev ihti­yaçları karşılanıyorsa, besledikleri askerlerin ihtiyaçlarını, yiye­ceklerini temîn edemiyorlarsa, âmme menfaati îcâbı geri kalan müddet içinde haracı toplama işi onlara verilir. Bu bir ihsan değil, bir sebeptir. Ölenin çocuğu olması sebebiyledir.

3- ihsanda bulunulan şahsın vücûduna bir hastalık mütebaki hayatı sıhhatini kaybetmiş sayılır. Hastalandıktan sonraki za­man içinde ihsanda bulunulan haracın toplanabilmesi hususun­da ihtilâf mevcuttur. Bir fikre göre: Müddet dolana kadar ihsan ve toplama işlemi uhdesinde kalır. Diğer bir fikre göre de: O şahsın asker beslemesi mükellefiyeti kötürüm olunca kalkar. Şayet as­keri besliyebiliyorsa müddetin sonuna kadar yapılan muameleye riayet edilir.

bbb) Şahsın hayatı süresince, haraç toplama işi ona ih­san edilir. Ölümünden sonra bu işi mirasçıları devam ettireceği kaydı konursa böyle bir ihsan işlemi bâtıl olur. Çünkü mirasçıya intikâl etmekle, haraç toplama işi Hazînenin hakkı olmaktan çıkı­yor, mirasçıların malı gibi bir duruma giriyor. Bu şekilde ihsan bâtıl olunca, fasit bir akde dayanarak, ihsanda bulunulan şahıs izinli sayılır, topladıkları miktarca haraç veren şahıslar haraçtan kurtulur. Beslediği askere göre gerekli hesaplama yapılır. Fazla toplamışsa fazla haracı iade eder. İhtiyâcı miktarından az toplamışsa, geri kalan miktarı devletten ister. Halîfe ihsan işinin fâsid olduğunu, ihsanda bulunulan şahsa bildirir. İhsan edilen haraç­ları almaktan men eder, haraç verecek olan mükellefleri de o şah­sa haraç vermekten men eder. Durum açıklandıktan sonra mükel­lefler haracı o şahsa verseler de, haraç borçlarından kurtulamaz­lar.

ccc) Bir şahsa hayatı boyunca mülkiyetin ihsan edilme­si, haraç isteme hakkının tanınması: (Bu kısımda mirasçıla­rın devam edeceği şartı söz konusu edilmektedir.) Bu işlemin hukukîliği hakkında iki görüş vardır. Bir görüşe göre: Kaydı hayat şartıyla bir şahsa ihsanda bulunma muteberdir. Kendisine ihsan­da bulunulurken; "Vücuduna felç gelse de askeri besliyeceksin" denmişse ölümüne kadar haraç toplama ve asker besleme işine devam eder. İkinci görüşe göre: Böyle bir işlem bâtıldır. Ama an­laşma yapılırken, "Vücûduna gelç geldiğinde asker beslemiyecek-sin, yaptığımız işlem sona ermiş olacaktır." denilmişse yapılan iş­lem hukuken muteberdir.

Bu şekilde haracın toplanması, mülkiyetinin havalesi sahîh olunca, halîfenin emirname siyi e, müteakip seneden itibaren o şa­hıstan asker ister, ihsan Defterine de besliyeceği asker miktarı ve bunların ihtiyaçları yazılır. İçinde bulunduğu seneye gelince: Haraç senesi geçmeden önce asker alma ve besleme senesi geçmiş­se, o sene için asker istenmez. Askerin rızkı ve ihtiyâcı olan haraca hak kazandı diye asker temini istenemez. Asker besleme, toplama süresinden önce haraç senesi geçmişse asker vermesi için kendisi­ne müracâat edilir. Çünkü toplanılacak haracın karşılığında yap­ması gerekli işin vâdesi önce gelmiştir. Ama yine de asker vermesi için zorlanamaz. Caiz olarak istenir.

Devlet için beslenecek askerlerin dışındaki şahısların duru­mu 3'e ayrılır.

a) Devamlı olmayan devlet işlerinde çalıştırılan şahıs­lar ve bunların beslenmesi: Bunlar âmme işlerinde çalışan işçiler, haraç toplama memurları gibi kimselerdir. Bunlar için ayrı­ca önceden bir ihsanda bulunulmaz. İşleri gördükten sonra, hara­cın senesi dolunca, gördüğü işlere karşılık kendilerine toplanılan haraç ma...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:00:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi rüya tabiri,Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi mekke canlı, Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi kabe canlı yayın, Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi Üç boyutlu kuran oku Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi kuran ı kerim, Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi peygamber kıssaları,Öşür ve haracın şahsa havale edilmesi ilitam ders soruları, Öşür ve haracın şahsa havale edilmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes