๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 15 Ağustos 2010, 05:33:29



Konu Başlığı: Yanında Mahremi Bulunmayan Kadın
Gönderen: Zehibe üzerinde 15 Ağustos 2010, 05:33:29
Yanında Mahremi Bulunmayan Kadının Sefere Çıkması Caiz midir?
 

İslâm Dini, kadına layık olduğu yeri vermiş ve onu her türlü te­cavüzden korumak, saygınlığına halel getirmemek, annelik vekarmı bütün özelliğiyle ayakta tutmak için birtakım maddi ve manevi müeyyideler koymuş; emir ve tavsiyelerde bulunmuştur.

Bunlardan biri de, yanında mahremi bulunmayan kadının se­fere çıkmasının yasaklanmasıdır. Zira yanında kocası veya mahremi bulunmayan kadına kötü gözle bakanlar çıkabileceği gibi, ona saldıranlar da olabilir. Böylece aile yuvasını sarsacak, kadının iffetini lekeliyecek birtakım olaylar doğabilir. O bakımdan yüce dinimiz kadını böyle bir sonuçtan muhafaza etmek için, sefere çıkması söz ko­nusu olduğu zaman yanında mahreminin bulunmasını şart koşmuş, aksi halde çıkmasının haram olduğunu belirtmiştir.

Ancak bu seferin kısa veya uzun olması, hac veya başka bir maksada yönelik bulunması üzerinde müctehidlerin farklı tesbit, icti-had ve görüşleri ortaya çıkmıştır. [65]

 

Konuyla Îlgili Hadisler
 

îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'in hutbe irad ederken şöyle buyurduğunu duy­muştur: "Hiçbir (yabancı) erkek, yanında mahremi bulunmay­an bir kadınla tenha yerde başbaşa kalmasın ve kadın ancak beraberinde mahremi olduğu halde sefere çıksın!" Bunun üzerine bir adam şöyle dedi: 'Ya Resulallah! Doğrusu eşim hacca niyet edip çıkmış bulunuyor. Ben ise şu ve şu gazaya gitmek üzere kayıt olunup yazıldım!" Peygamber (s.a.v.) Efeıı-dimiz ona: "Hadi git, eşinle birlikte haccet" buyurdu." [66].

îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Kadın üç (konak mesafeye) yolcu­luk yapmasın, ancak yanında mahremi bulunduğu halde yapsın. [67]

Ebu Said (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki: "Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz, kadının iki günlük veya iki gecelik bir mesafeye sefer etmesini (yolculuk yapmasını) ya­sakladı; ancak beraberinde kocası veya mahremi bulunduğu takdirde sefer yapabileceğini bildirdi." [68]

Diğer bir lafızla hadis şöyle rivayet edilmiştir: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadına üç gün veya fazla sürecek uzaklıkta bir yere sefere çıkması helal olmaz; ancak beraberinde babası veya kocası veya oğlu veya kardeşi veya mahremi bulunduğu halde çıkması helal olur." [69]

Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Hiç bir kadına bir gün, bir gece uzaklıktaki bir mesafeye yolculuk yapmak helal olmaz, ancak beraberinde mahremi bulunduğu takdirde helal olur." [70]

Diğer bir rivayette ise hadis şu lafızla nakledilmiştir: "Bir gece uzaklıktaki yere.." Başka bir rivayette ise, "Kadın  yanında mahremi  olmadığı takdirde  üç  günlük uzaklıktaki bir yere yolculuk yapmasın.." [71].

Açıklama:

Altı hadisin birincisinde, kadının yalnız başına veya yanında mahremi olmaksızın başka kimselerle, ister hac, ister başka bir seyahat amacıyla olsun sefere çıkması yasak­lanmıştır. Diğer beş hadiste ise, hacdan söz edilmeyip sadece mahremsiz olarak belirlenen uzaklıktaki yere seyahat etmesi yasaklanmıştır. O bakımdan müctehidlerin bu konu hakkında farklı ictihad ve istidlalleri, görüş ve tesbitleri söz konusudur. [72]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal ve Îhticacları
 

a) Hanefîlere göre: Haneliler yukarıdaki hadislerle istical ederek, kadının beraberinde kocası veya mahremi bulunmadığı tak­dirde hacce gitmesi vacip değildir. Zira bunlarsız yola çıkması yasak­lanmıştır. Aynı zamanda zengin kadının kocası veya mahremi onunla beraber yola çıkmak istemedikleri, seyahat etmekten kaçındıkları takdirde, zorlanamazlar ve bu durumda kadın hacca gitmekten vaz­geçer. [73]

Aynı zamanda haccetmek isteyen kadının boşanma veya ko­casının vefatından dolayı iddet (şer'î bekleme süresi) içinde olmaması gerekir. Aksi halde yanında mahremi de olsa hacca gidemez. [74]

Böylece Hanefîler, kocasız ve mahremsiz seyahati hac ve diğer hususlara teşmil edip mutlak anlamda ele almışlardır.

Mahremden maksat, kendisine nikahı ebediyen haram olan yakınlarıdır ki, bu yakınlık sıhriyet, ana-baba tarafından yakın hısımlık ve reda (süt emmek) ile gerçekleşir.

Kendisine hac farz olan kadının yanında mahremi bulunduğu takdirde, kocası hacca gitmesine izin vermese bile, kadın bu farzı ye­tirine getirmeğe gider ve kocasının müsaade edip etmemesine bakmaz. Çünkü koca, farz ibadete engel olma hakkına sahip değildir.

Aynı zamanda mahremin fasık ve mecusi olmaması, dinsiz bu-[Unmaması şarttır. Kitap ehli olmasında bir sakınca yoktur. [75]

b) Şafiîlere göre: Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'den rivayet edilen hadislere göre, hac yolculuğu için azık ve binek söz konusudur, tüvayetler buna delalet etmektedir; Kadın bu iki şeyi te'min edebi İirse ve yanında da güvenilir kadınlar bulunur, yol da emni-yette olursa, hac kendisine farz olur, gitmesi gerekir. İsterse beraberinde kocası veya mahremi bulunmasın.. Çünkü Resulüllah (s.a.v.) hac içir azık ve bineğin şart olduğunu belirtirken kadınları bunun dişindi tutmamış, yani bunu erkeklere has kılıp kadınları istisna etmemiştir Hür kadının beraberinde güvenilir kadınlar bulunmazsa, o takdirdi yabancı erkeklerle birlikte yola çıkamaz.

Bize kadar gelen rivayete göre: Hz. Aişe, îbn Ömer ve îbı Zübeyr, kadının yanında kocası ve mahremi olmadığı takdirde yin de hac için yola çıkabileceğini belirtmişlerdir. (198)

c) Hanbelîlere göre: Hac konusunda kadınla ilgili hükün mahremi olduğu takdirde erkekle ilgili hüküm gibidir. O bakımda: mahremi olmayan kadına hac vacip değildir. Çünkü o mahreir olduğu takdirde erkekle ilgili hükmün kapsamına girer, olmadığı tat dirde girmez ve o sebeple de hac kendisine vacip sayılmaz. Nitekii Ebû Davud diyor ki: İmam Ahmed1 e sordum: "Zengin bir kadın va: ama mahremi yoktur, hac ona vacip olur mu?" Cevap verdi: "Hayı: vacip olmaz."

Bu, aynı zamanda el-Hasan, Nahaî, İshak, îbn Münzir ve re tarafdariarmın kavli ve içtihadıdır.. [76]

d) Malikîlere göre:

Kadının hac konusunda yola çıkması içm mahrem şart değildi Bir grup kadınla birlikte çıkabilir, bunda bir sakınca yoktur. Çünl bu vacip bir seferdir, o bakımdan mahremin bulunması şart değildi Nitekim Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Adiy b. Hâtem'e şöyle buyu muştur: "Çok geçmez, kadın mahfe içinde, Beytullah'ı kasded rek ryanında ve beraberinde kimse olmadığı halde- Hiyeı (Küfe yakınında bir şehir) den çıkar ve Allah'tan başka h kimseden korkmaz." [77]

Böylece Şafîîlerle Malikîler bu konuda birleşmiş bulunuyor. Diğer iki mezhep imamları ise, belirttiğimiz gibi, kadının mahremsiz veya kocasız sefere ve hacca çıkamıyacağma kail olup bu doğrultuda ictihadda bulunmuşlardır.

Şafiüerle Malikîler hac dışındaki seyahatler için kadının yanında mutlaka kocasının veya mahreminin bulunmasını belirterek, hac ile diğer seferler arasında fark bulunduğunu söylemişlerdir.

Şüphesiz kadının hacca gitme konusunda sözü edilen iki mezhe­bin icithadı kolaylık getirmiştir. [78]

 

Tahliller ve Diğer Rivayetler
 

189 nolu İbn Abbas hadisi sahihtir. Beş Önemli hükme delalet etmektedir:

1- Yabancı bir erkeğin, yanında mahremi bulunmayan kadınla tenha kalması haram ve büyük günahtır.

2- Yanında mahremi bulunan kadınla aynı yerde bulunması -kötü niyet taşımıyorsa- bir sakınca görülmemiştir.

3- Yanında mahremi olmayıp da güvenilir birkaç kadın bulunan bir kadının bulunduğu yerde yabancı bir erkeğin bulunması ise, ihti­laf konusudur Ancak yukarıdaki hadisin zahiri anlatımından, bunun caiz olmadığı anlaşılıyor.[79]

4- Yanında kocası veya mahremi bulunmayan bir kadının (iki veya üç konak uzaklıkta bulunan bir yere) sefere çıkması caiz değildir. Yanında güvenilir kadınlar bulunduğu halde, iki mezhebe göre farz olan hac için yolculuğa çıkabilir.

5- Kadını mahremsiz hacce göndermek caiz değildir. Bu da diğer iki mezhebin içtihadıdır. Savaşa katılmaktansa, mahremsiz hac yoluna çıkmak isteyen eşinin yanında bulunmak daha uygundur.

Böylece hadiste "lâtüsafir" yasağı umum ifade etmektedir.

190, 191, 192, 193, 194 nolu hadislerde kadın hakkında men'edilen sefer mesafesi farklı anlatımlarla belirtilmiştir. İlk anda hadisler arasında bir tearuz bulunduğu intibaını veriyorsa da, aslında bir tearuz yok, Önce bu mesafenin üç gün, yani üç konak olduğu, sonra bundan daha az, mesela iki konak, hatta bir konaklık mesafe hakkında da aynı hükmün, yani yasak hükmünün cari ve geçerli olduğu bildiriliyor. Böylece çoğun azı da içerdiği ortaya çıkmış oluyor.

Hanefîler burada üç konağı esas olarak alimş, bunun nütehakkik anlamda, diğerlerinin meşkûk manada bulunduğunu be-irtmişler ve. böyle durumlarda mütehakkik olanla amel edileceğim, Uğerlerinin terkedileceğini vurgulamışlardır.

Şafîîler ise, 189 nolu hadisteki "Hadi git eşinle birlikte haccet" bmrinin bir tavsiye anlamı taşıdığını, eşi hakkında endişe eden adamın şüphe ve endişesini gidermeğe yönelik bulunduğuna kail olmuşlardır. Hanefîlerle Hanbelîler, bu rivayete dayanarak diğer ha­dislerde geçen "lâ tüsafîri'l-mer'etü.." cümlesindeki nehyi, bütün se­ferlere teşmil etmişler ve bunu mutlak anlam düzeyinde yorum­lamışlardır.

193 nolu Ebû Hüreyre hadisinde geçen "bir gün, bir gece" denil­irken, diğer rivayette sadece "bir gün" veya sadece "bir gece" denil­miştir. Burada bir gün1 den maksat gecesiyle beraber bir gündür ve "bir gece" den maksat, gündüzüyle beraber bir gecedir denilebilir. İlim adamlarının önemli bir kısmı da hadisler arasındaki tearuzu kaldırıp  te'lif etme yolunu  seçeıken böyle bir yorumu tercih etmişlerdir.

194 nolu Ebû Hüreyre hadisi üzerinde hayli durulmuş ve diğer !hadislerdeki farklı anlatım ve değişik hüküm göz önüne alınarak bir­takım yorumlara gidilmiştir. Bu rivayeti dikkate alanlar, yanında ko­cası veya mahremi bulunmayan kadının bir gündüz veya bir gece sürecek yolculuğa, yani bir konaklık mesafeye sefere çıkmasına cevaz verilemez demişlerdir. Üç konak rivayeti, ondan daha az olan mesa­feyi de içine almaktadır; yanı az çoğun içindedir yorumu ise ağırlık-kazanmıştır.

Bu bapta Darekutnî'nin rivayet ettiği: "Kadın ancak yanında kocası bulunduğu halde sefere çıksın" mealindeki hadisi Ebû Avane sahihlemişse de müctehidlerin çoğu bu rivayete itibar etme­miştir. Yine Darekutnî'nin Ebû Ümame (r.a.) den rivayet ettiği, "Kadın, yanında zevcesi olmadığı takdirde üç günlük mesaf­eye (üç konak) çıkmasın veya haccetmesin.." rivayetinin is­nadında bir takım zayıf ravi bulunduğundan istidlal ve ihticace salih görülmemiştir.

Sonuç olarak, ayette haccm, ona yol bulabilen erkek ve kadın her müslümana farz olduğu genel bir anlatımla belirtilmiştir. Hadis­lerin bir kısmında ise, yanında kocası veya mahremi olmayan kadın bu umumdan istisna edilmiştir. Çoğu hadislerde ise, mutlak anlamda sefer kavramına yer verilmiş ve böylece yanında mahremi olmayan \kadının hac için olsun, başka bir seyahat için olsun sefere çıkamayacağı belirtilmiştir. îlim adamlarından bir kısmına göre, hadisler ayetin umumilik ifade eden anlatımını hususlandırmakta Ve böylece bu konuda yanında mahremi olmayan kadının istisna teşkil ettiğini belirtmektedirler. Diğer bir kısmı ise, (imam Şafiî ve îmam Mâlik başta olmak üzere) ayetteki anlatım, hem erkekleri, hem de kadınları kapsamakta ve yol bulabilen, yani şartlar elverdiği kimse­nin haccetmesinin farz olduğu -bir hüküm olarak- istinbat edilebilir, diyerek farklı bir yorum ortayakoymaktadırlar. [80]                     

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Kadının kocası eya mahremi yanında olmadığı halde üç ko­naklık bir mesafeye yolculuk yapması caiz değildir. Hac farizasını ye­rine getirmek isteyen kadın da bu hükmün kapsamına girmektedir,

2- Kadının mahreminden maksat, kendisine nikahı ebediyen haram olan yakınlarıdır ki bu yakınlık sıhriyet, ana-baba tarafından hısımlık ve bir de redâ (süt emme ve emzirme) yoluyla gerçekleşir.

Yukarıdaki fıkhî hüküm Hanefi'lerin içtihadıdır.

3- Yanında mahremi bulunup kendisine hac farz olan kadının gitmesine kocası engel olma hakkına sahip değildir. Çünkü mükellef olan kişi kimseden müsaade almadan kendisine farz olan ibadetleri yerine getirmekle yükümlüdür.

4-  Mahremin fasık, mecusî ve dinsiz olmaması şarttır. Kitap Ehli (Yahudi veya Hristiyan) olmasında bir sakınca yoktur.

5- Hac yolculuğu için şart olan azık binektir; koca veya mahrem şart değildir. O bakımdan yanında birkaç güvenilir kadın bulunan zengin kadının haccetmesi gerekir.

Bu fıkhî hüküm, Şafiîlerin içtihadıdır. Mâlikîler de ajjnı görüştedirler.                                                                     

6-  Yanında kocası veya mahremi bulunmayan zengin kadına hac farz değildir. Ama hac dışındaki seyahatler için kadının yanında kocası  yeya  mahreminin  bulunması  şarttır.   Şafiiler   de  aynı görüştedirler.

7- Farz ve vacip olan bir sefer için (hac seferi) mahrem şart değildir. Bu, îmam Mâlik'in görüş ve içtihadıdır.

8-Yanında mahremi bulunmayan kadının kasr mesafesinden kısa bir mesafeye yolculuk yapmasında müctehidlerin çoğu sakınca görmemiştir. Ancak hadislerin zahirî delaletinden bir konaklık mesaf­eye bile mahremsiz gitmesinin caiz olmadığı anlaşılıyor ki, sahih olan da budur. [81]