Konu Başlığı: Borcun Şahitler Huzurunda Yazılması Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Mart 2011, 01:46:05 Borcun, Yazıcılar Tarafından Allah'ın Kendilerine Öğretmesine Mukâbil-Yazılması Ve Şâhidler Bakara sûresinde, belli bir vâde ve belli bir ölçekle ödemek şartıyla selem yapmak hakkmda Yüce Allah'ın şu buyrukları indi: Ey îmân edenler! Belirlenmiş bir vadeye kadar borçlaştığınız vakit onu yazın. Aranızda iyani, satıcı ile alıcı arasında} yazı bilen biri adaletle yazsın (yani, yazacak olan kişi, ikisi arasında adaletli olsun: ne borçlunun borcunu artırsın, ne de alacaklının hakkını eksiltsin}. Yazı bilen, Allah'ın kendisine öğretmesine (yani, yazı yazmayı öğretmesine} mukabil yazmaktan kaçınmasın. (Bakara/282) ... Ayet belli ölçüyle, belli bir vadeye kadar yapılan selem alış-verişi hakkında inmiştir. Üzerinde hak olan da yazdırsın {yani, borçlu da üzerindeki hakkı olduğu gibi yazıcıya söyleyip yazdırsın} ve {borçlu}, rabbi Allah'a ittika etsin de ondan bir şey eksiltmesin {yani, alacaklının hakkından bir şeyi eksik söylemesin}. Eğer üzerinde hak olan {yani, borçlu olan) sefih (yani, cahil: yazdırmayı bilmeyen} veya zayıf {yani, aciz yahut dilsiz, yahut ahmak} veya yazdırmaya gücü yetmiyor (yani, üzerindeki borcu yazdırmayı beceremiyor} ise, onun velisi {yani, hak sahibinin velisi onun hakkını} adaletle yazdırsın {yani, alacaklı herhangi bir şey arttırmasın}. (Bakara/282) Sonra Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Ve {hakkınıza} erkeklerinizden {yani, hür ve Müslüman erkeklerden} iki şahidi şâhid tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, razı olacağınız şâhidlerden bir erkekle iki kadın olsun, ki biri dalâlete düşerse diğeri hatırlatsın {yani, şâhidliği bellemiş olan digerine hatırlatsın). Şâhidler de çağırıldıkları takdirde kaçınmasınlar {yani, alış-veriş sırasında . kardeşinin hakkına şâhidlik etmek üzere çağmldığı vakit erkek ve kadın -boş iseler- şâhidlikten kaçınmasınlar}. Küçük veya büyük {yani, hak az yahut çokf olsun onu vadesine kadar yazmaktan üşenmeyin; {çünkü vade ve mal miktarları yazıyla daha iyi tesbit edilmiş olur}. Bu (yani, yazışma}, Allah katında adalete daha uygun {yani, daha adil}, şehâdet için daha sağlam {yani, daha doğru} ve kuşkuya düşmemenize {yani, yazışma yapılması 'hak, vade ve şâhidlik hususunda kuşkuya düşmemenize) de daha yakındır. (Bakara/282) Sonra Yüce Allah istisnada bulunarak ve ruhsat vererek buyurdu ki: Aranızda devredeceğiniz {yani, peşin: elden ele alıp vereceğiniz} bir ticaret olması müstesna. O zaman onu {yani, peşin: elden ele yaptığınız ticareti} yazmamanızda sizin için bir cünah {yani, günah} yoktur. Alış-veriş yaptığınız vakit de şâhid tutun {yani, her durumda hakkınıza dâir şâhid bulundurun). (Bakara/282) Mukâtil dedi ki: Şâhid tutmadığı için hakkı kaybolan kimseye, bundan dolayı ecir yoktur. Sonra Yüce Allah buyurdu ki: Yazana da, şahide de zarar verilmesin {yani, sizden herhangi bir kimse, yazıcı ya da şahide gidip Önemli ihtiyaçları bulunduğu bir sırada alış-verişi yazmaya ya da ona şâhidlik yapmaya çağırarak onları kendi ihtiyaçlarını görmekten alıkoyup "Allah yazmanızı ve şâhidlik etmenizi emretti" diyerek onlara -başkalarını bulabilme imkânı varken— zarar vermeye kalkışmasın. Onları ihtiyaçlarını . •- , görmeleri için bıraksın, başka şâhidler arasın}. Eğer yaparsanız (yani, yazıcıya ve şahide zarar verir, size yasak kılman işleri işlerseniz}, bu size dokunacak bir fısk {yani, günah} olur. (Bakara/282) Sonra Yüce Allah onları korkutarak şöyle buyurmaktadır: Allah'a ittika edin {yani, yazıcı ve şâhidler hususunda O'na isyan/itaatsizlik etmeyin}. Allah size öğretiyor, Allah her şeyi (yani, amellerinizi} çok iyi bilendir. (Bakara/282) Sonra Yüce Allah borcu yazma imkânı bulamayan yolcuyu söz konusu ederek şöyle buyurmaktadır: Eğer seferde olur da kâtib {dedi: ed-Dahhak bunu küttâben [kâtibler] diye okuyordu} bulamazsanız {yani, yolculukta olur da borcu yazamayacak olursanız}, o vakit kabzedilmiş rehinler {yani, alacaklı borçludan rehin alsın}. Eğer biriniz diğerine güvenirse îyani, alacaklı borçluya güvenir de ondan rehin almazsa}, kendisine güvenilen kişi üzerindeki emâneti tediye etsin ve rabbi Allah'a ittika etsin {yani, üzerindeki hakkı hak sahibine tastamam ödesin). (Bakara/283) Sonra Yüce Allah şâhidlere hitaben buyuruyor ki: Şâhidliği {yani, hâkimin huzurunda şâhidliği} gizlemeyin (yani, bir hak hususunda şâhid tutulan kimse şâhidliği hâkimin huzurunda dosdoğru yap- Kim onu {yani, şâhidliği} gizlerse {yani, şâhidlikte bulunmak üzere çağırıldığında şâhidlik etmezse}, muhakkak onun kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı {yani, şâhidliği gizlediğinizi ya da dosdoğru yerine getirdiğinizi} çok iyi bilendir. (Bakara/283) ..Yüce Allah Nisa sûresinde de şöyle buyurmaktadır: Ey îmân edenler! Allah için şehâdeti kist ile gözetin {yani, adaleti dosdoğru yerine getirin}; kendinizin {yani, sizin üzerinizde bulunan hakkı/borcu} yahut ana-babanızın ve yakınlarınızın aleyhine olsun {yani, anne-bab anızın ve akrabalarınızın üze rinde bulunan hakkı/borcu dahi, aleyhlerine şâhidlik ederek ikrar edin}; gerek zengin olsun, gerek fakir. Çünkü Allah o ikisine evladır {yani, Allah zengine de fakire de başkasından daha yakındır}. Onun için hevâya {yani, şâhidlik konusunda nefsin arzusuna} tâbi olmayın ki adaletten udûl etmeyesi-niz {yani, haktan sapmayasmız}. Eğer dilinizi eğip büker {yani, şehâdette lisan ile tahrif eder; şâhidliği geçersiz kılmak için şâhidliği dosdoğru yapmayacak olur} veya yüz çevirirseniz {yani, hakka dâir şâhidliği yapmayı kabul etmeyecek olursanız}, kuşkusuz Allah yaptıklarınızdan haberdardır {yani, şâhidliği gizlemenizden ve onu yerine getirmemenizden haberdardır}. (Nisâ/135) Yüce Allah En'âm sûresinde de şöyle buyurmaktadır: Söz söylediğiniz vakit akrabanız dahi olsa adaletli olun {yani, akrabanızın aleyhine dahi olsa gerçeği söyleyin}. (En'âm/52) Dedi: Ödeme zorluğu çeken borçluya süre tanıyan alacaklıya her gün için bir sadaka yazılır. Bakara sûresinde de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Eğer borçlu darda ise, bir kolaylığa intizar edin {yani, ödeme imkânı bulunmayan borçluya, kolaylıkla ödeyebileceği zamana kadar süre tanıyın}. Fakat, eğer bilirseniz, tasadduk etmeniz sizin için daha hayırlıdır {yani, ödeme zorluğu içindeki borçluya, alacaklının alacağını sadaka olarak bağışlaması kendisi için daha büyük bir ecire vesile olur}. (Bakara/280) Bununla birlikte, alacağını sadaka olarak bağışlamayan kimse de günah kazanmış olmaz; ancak, Ödeme zorluğu çeken borçluyu hapsettirmek günahtır: zira Yüce Allah, Bir kolaylığa intizar edin buyurmaktadır. Borcunu ödeyebilecek imkânı bulunmasına rağmen ödemeyen kimse de zalim olarak yazılır. [254] [254] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 263-267. |