> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler > İslam dünyasında hadis muhalifleri
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam dünyasında hadis muhalifleri  (Okunma Sayısı 4344 defa)
07 Nisan 2011, 12:34:02
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 07 Nisan 2011, 12:34:02 »



İslam Dünyasında Hadis Muhalifleri

 

İslamî konuları farklı açılardan ele alipn tartışan siyasî ve itikadı fırkaların ortaya çıktığı hicri I. (7.) .yüzyıldan günümüze kadar bazı grup veya şahısların hadisler üzerinde genel kabule ters düşen fikirler ileri sürdükleri bilinmektedir.

Günümüzde ve yakın geçmişte büyük ölçüde şarkiyatçıların etkisinde ka­lan çoğu Mısırlı bazı alimler ile Hindistan'da ortaya çıkan bazı gruplar, eldeki hadislerin sağlamlığı ve Hz. Peygamber'e aidiyeti hususunda şüphe uyandır­mışlar; bunun sonucunda bir kısım aşırı görüş sahipleri hadislere hiçbir şekil­de güven ilmem e. si ve tamamen Kur'an'la yetinilmesi gerektiğini ileri sürerken, nispeten mutedil bazı kimseler de cennet ve cehennemin tasviri gibi (gaybî) olayalara dair hadislere güvenilemeyeceğini savunmuşlardır.

İslam dünyasındaki hadis muhaliflerinin belli başlı iddialarını şu şekilde sıralamak mümkündür:                                                                                 

1. Hz. Peygamber, hadislerin yazılmasını yasaklamışken, daha sonraki devirlere binlerce hadis güvenilir şekilde intikal edemez; dolayısıyla III. (9.) yüzyıl gibi çok geç bir dönemde derlenip tedvin edilen hadis kitaplarına güvenilemez.

Hadisin tarihi incelenirken belirtildiği gibi, Resulullah (s.a.v), kendi söz­lerinin Kur'an ile karışması ihtimalinin bulunduğu ilk dönemlerde hadislerin yazılmasını genel olarak yasaklamakla beraber bazı sahabilere özel şekilde yazma izni vermiş ve bir müddet sonra da bu yasak kalkmıştır.

Hz. Peygamber (s.a.v)'in yaptığı anlaşmalar, krallara, kabile liderlerine, kendi komutan ve valilerine gönderdiği mektuplar, zekat memurlarına verdiği yazılı emirler, onun hadislerinin ilk yazılı belgeleridir. Yine bazı sahabilerin hadisleri yazdığı yada yazdırdığı sahifeler de sünnetin ilk yazılı örneklerinden­dir.

Öte yandan Araplar, kültürlerini daha sonraki nesillere aktarma konu­sunda yazılı edebiyat kadar sözlü rivayete de önem vermişler, ezberlediği hiç­bir şeyi unutmadığını söyleyen Ibn Şihâb ez-Zührî gibi hadis hafızları [55] yetiştirmişlerdir.

Hadislerin ilk ravileri olan şahabı ve tabiîler ise hadislerin nakli hususun­da Hz. Peygamber (s.a.v)'in "Size öğrettiklerimi iyice belleyip buraya ge­lemeyen halka öğretiniz [56] "Burada bulunanlar bulun­mayanlara tebliğ etsin [57] şeklindeki tavsiyelerini dinî so­rumlulukla yerine getirerek hadisleri, hem yazılı ve hem de şifahî olarak riva­yet etmişlerdir.

İleri gelen sahabilerin pek az rivayet ettiği iddiası da; temelsiz olduğu gibi Resulullah (s.a.v)'in hadislerin nakledilmesine karşı çıktığı, buna gerek gör­seydi onları mutlaka yazıyla tespit ettireceği sözü de isabetli değildir.

Hadislerin tedvini, daha I. (7.) yüzyılda başlamış, II. (8.) yüzyılda hemen hemen kaydedilmedik hadis malzemesi bırakılmadığı gibi "Müsned"Ierin ya­nı sıra konularına göre tasnif edilen "Muvatta'", "Cami"' ve "Sünen" türü eserler meydana getirilmiştir.

2. Hadislerin büyük bir kısmı, mana ile rivayet edildiğinden onların Pey­gamber'e aidiyeti şüphelidir.

Hadislerin, Resulullah (s.a.v)'in kullandığı lafızlarla değil aynı manaya gelen ve az çok değişik olan lafızlarla rivayetin caiz olup olmadığı veya buna ne ölçüde izin verileceği konusu alimler tarafından ilk devirlerden itibaren tartışılmıştır.

Kısa ve özlü hadislerin, veciz konuşmaktan hoşlanan Hz. Peygamber'in bu özelliğiyle bağdaştığı belagat âlimlerince de kabul edilmekte, ibadet metinlerini oluşturan dua ve zikir hadislerinde mâna ile rivayete izin verilmediği bilinmek­tedir.

Uzun hadislerin çeşitli rivayetleri bii araya getirilip karşılaştırılınca ara-lannda farklar bulunmakla beraber bunların abartılacak kadar fazla olmadığı, lafızlan farklı bile olsa aynı mânanın isabetli bir şekilde ifade edildiği görülür.

Sahabe devrinden itibaren hadis âlimlerinin çoğunun, rivayet esnasında hadisin metninde "vav" ve "fa" gibi atıf harflerinin bile değişmesine göz yummadığı, hatta Hz. Peygamber'in söylediği bir kelimenin yerine eş an­lamlısının konulmasına bile izin vermediği, ilk üç nesilde birçok hadis râvi-sinin mâna ile rivayeti caiz görmediği bilinmektedir.

Hadisin mâna İle rivayetinde sakınca görmeyenler ise bu şekilde rivayet edecek kimselerin sarf. nahiv ve lügat ilimlerini, lafızlar arasındaki anlam far­kını iyi bilen, hadisi lahinsiz rivayet eden, lafızların delâlet ettiği mânayı ve maksadı anlayan râviler olmasını şart koşmuşlardır.

Bazı âlimler, mâna ile rivayeti, fesahat ve belagattaki üstünlükleriyle ta­nınan ve Resûl-i Ekrem'in sözünü işitip yaptığını gören sahabe neslinden baş­kasının yapamayacağını söylemişler ve Iafzen rivayeti esas kabul ettikleri için bu yola sadece ihtiyaç duyulduğunda başvurulabileceğini söylemişlerdir. İmam Mâlik gibi âlimler, merfû oimayan metinlerin mâna ile rivayetine izin vermekle beraber Resûl-i Ekrem'in sözlerinde bunun mümkün olamayaca­ğını belirtmişlerdir.[58]

Resûlullah'tan duyup öğrendiklerini yine onun emri gereğince duyma­yanlara nakletmek için hadisleri kendi aralarında titizlikle müzakere eden ve kültürlerini ezbere nakletme konusunda geniş bir tecrübeye sahip olan ilk nesil­lerin gayreti, titizliği ve bu nakli dinî bir heyecanla yaptıklan göz ardı edilme­meli, aynca hadislerin tedvininden sonra manen rivayete izin verilmediği de unutulmam alfair.

3. Hicrî I (7.). yüzyılın ilk yansından itibaren bazı itikadı ve siyasî fırkala­rın hadislerin yazılmamasını fırsat bilerek kendilerinin lehinde, muhaliflerinin. aleyhinde uydurdukları sözler sahih hadis kitaplarına bile girmiş ve bunlar, ki­taplardan yeterince ayıklanmamiştır.

Mensup olduğu grubu başarıya ulaştırmak, insanları dine yöneltmek veya zındıkların yaptığı gibi dinden soğutmak, şahsî çıkar elde etmek vb. amaçlarla hadis uyduranlar ve uydurdukları sözlerin müslümanlar tarafından benimsen­mesini temin etmek için çeşitli yollara başvuranlar bulunduğu bir gerçektir.

Esasen muhaddisler de hadis diye uydurulan sözlerin İslâm'a getireceği za-ran önlemek için isnad sistemini icat etmişlerdir. Bu sistemle birlikte hadislerin bir hocadan alınıp rivayet edilme yöntemleri sağlam esaslara bağlandığı gibi hadis râvisini dürüstlük, güvenilirlik ve rivayet ehliyetine liyakat açılanndan titiz bir şekilde değerlendiren cerh ve ta'dîl prensipleri sayesinde zayıf ve uydur­ma haberlerin ayıklanması sağlanmıştır.

Nitekim her devirde yetişen hadis münekkitleri bu prensipleri uygulamak suretiyle bir râvinin nerede ve ne zaman doğduğunu, nerelerde yaşadığını, ha­dis tahsiline ne zaman başladığını, kimlerle arkadaşlık yaptığını, hocalarını, ta­lebelerini, hadisi kaynağından alıp rivayet etme usullerine ne ölçüde riayet ettiğini araştırmışlar, öte yandan onun davranışlannı, karakterini, inanç du­rumunu, akıl ve hafıza sağlamlığını, dolayısıyla ne ölçüde güvenilir olduğunu ortaya koymuşlardır.

Bir râviyi. kendisinden hadis almadan önce böylesine sıkı bir denetimden geçiren hadis münekkitleri bununla da yetinmeyerek onu yaşadığı sürece gözet­leyip hafızasını sık sık kontrol etmişler, zihnî gerileme gibi bir değişiklik tesbit ettikleri andan itibaren ondan hadis alınamayacağını ilgililere duyurmuşlardır.

Buhârî ve Müslim'in "el-Câmiu's-Sahîh"leri gibi sahih hadis kitaplarının en belirgin özelliği, ihtiva ettikleri hadislerin güvenilir râviler tarafından rivayet edilmesidir. Bunlann içinde uydurma rivayetlerin bulunduğu iddiası ise bun­dan dolayı gerçek değildir.

Hadisi Allah elçisinin sözü olarak bilen ve onu Peygamber'in tavsiyesine uyarak daha sonraki nesillere aynen aktarmayı ibadet kabul eden kimselerin icat ettiği isnad sistemleriyle gelen rivayetlere güvenmeyenler, böyle bir itina ile nakledilmeyen, medeniyetin aynlmaz bir parçası sayılan tarih, kültür ve ede­biyat rivayetlerine nasıl itimat edeceklerdir?

Hz. Peygamber'in otoritesini kötüye kullanarak hadis uydurmaya kalkan-lann ortaya çıktığı günden itibaren muhaddislerin samimi olmayan hadis talebe­lerini tanımak ve tanıtmak için geliştirdikleri rical bilgisi ve edebiyatı ile rivayetleri anlamaya ve onlar arasında görülebilecek uyumsuzluğu gidermeye yönelik ilim­ler hadisler üzerinde titizlikle çalışıldığını göstermektedir.

4. Hadis kitaplarında Kitâb-i Mukaddes'ten alınmış pek çok rivayet bulun­maktadır.

Bazı hadislerin, Kitâb-ı Mukaddes'teki bir kısım metinlere benzemesine bakarak bunlann yahudi veya hıristiyan asıllı râviler tarafından hadis kitaplarına sokulduğunu ileri sürmek, eğer bir maksada dayanmıyorsa bir vehim veya bil­gisizlik ürünüdür.

Bazı Ehl-i kitap âlimlerinin, müslüman olduktan sonra herhangi bir art niyet taşımadan eski kültürleriyle ilgili birtakım rivayetlerden söz ettikleri ve İsrâiliyat denen bu haberlerin cahil insanlar tarafından dine sokulduğu bir gerçektir. Hadis âlimleri bunları belirleyip asılsız olanlarını tenkit etmek için büı, çaba harcamışlardır.

Ehl-i kitap'tan intikal eden bilgilerin bir kısmı, İslâmî nakillere uyduğu için doğru, bir kısmı gerçeklere ters düştüğü için yanlış, bir kısmı da doğruluğu veya yanlışlığı bilinmeyen haberlerdir.[59] Bu sebeple Resûl-i Ekrem, Kitâb-ı Mukaddes'teki mahiyeti bilinmeyen hususlar konusunda ashabına ihtiyatlı davranmayı tavsiye etmiş, bu nevi haberleri doğru­lamayı veya yalanlamayı uygun görmemiştir.[60]

Buna göre Ehl-i kitabın İslâmiyet'e uygun haberlerini nakletmekte bir sa­kınca bulunmadığı gibi bu rivayetler peygamberlerin aynı ilâhî kaynaktan bes­lendiği gerçeğini ortaya koyması bakımından da faydalıdır,

Meseleye bu açıdan bakarak bütün semavî dinlerde bazı haber, hüküm ve ahlâk esaslarının birbirinin aynı olacağın...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam dünyasında hadis muhalifleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:27:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam dünyasında hadis muhalifleri rüya tabiri,İslam dünyasında hadis muhalifleri mekke canlı, İslam dünyasında hadis muhalifleri kabe canlı yayın, İslam dünyasında hadis muhalifleri Üç boyutlu kuran oku İslam dünyasında hadis muhalifleri kuran ı kerim, İslam dünyasında hadis muhalifleri peygamber kıssaları,İslam dünyasında hadis muhalifleri ilitam ders soruları, İslam dünyasında hadis muhalifleriönlisans arapça,
Logged
17 Haziran 2014, 18:34:16
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #1 : 17 Haziran 2014, 18:34:16 »

Hamd ancak Allah'a mahsustur. O, galip, yüce, bağışlayıcı olan, göz ve gönül sahiplerine öğüt verendir. Akıl sahiplerine ibret olsun diye gece ve gündüzü yaratandır.Allah kullarından bazılarını seçip takva sahibi yapmıştır. O seçkinleri doğru yola yöneltmekle ahiret için yaptıkları hazırlıklarında kendilerinibaşarıya ulaştırmıştır. Kullarını cehenneme götürecek davranışlardan korumuştur. Allah'a en içten ve en olgun biçimde hamd ederim. Sonsuz merhametli, bağışlayıcı ve her türlü noksanlıktan uzak olan Allahtan başka bir ilah bulunmadığına inanırım. Hz. peygamberimizin (s.a.v.), Allahın kulu, elçisi ve sevdiği oldunu tastik ederim, onun gösterdiğinin en doğru yol olduğunu kabul ederim. Allahın selamı onun, diğer peygamberlerin ve iyi kulların üzerine olsun.Paylaşım için teşekkürler Mevlam razı gelsin inşallah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
14 Mayıs 2015, 17:17:25
cansu8/D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 72



« Yanıtla #2 : 14 Mayıs 2015, 17:17:25 »

islamda müslümanım diyip  kötü yolara  düşmeleri mesala zina etmek,tefecilik,vs şeyler ALLAH SİZDEN  RAZI OLSUN.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
14 Mayıs 2015, 20:43:46
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 14 Mayıs 2015, 20:43:46 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.İslam dünyasında hadis muhalifleri çoktur.Çünkü kendilerine göre değerlendirip,yorumluyorlar.Bu yüzden ya hadisler anlamını yitiriyor,yada saptırıyorlar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Temmuz 2022, 06:22:24
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #4 : 08 Temmuz 2022, 06:22:24 »

Esselamü Aleyküm bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
Vesileniz ile bir çok bilgiler ediniyoruz elhamdülillah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes