> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > Vekâlet bahsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vekâlet bahsi  (Okunma Sayısı 1144 defa)
20 Haziran 2011, 14:51:18
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Haziran 2011, 14:51:18 »



VEKÂLET BAHSİ


631- Ukbe bin Âmir (Radıyallahu Anh) der ki;

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve, Sellem Hazretleri asha>ı kiram arasında bölünmek üzere kurbanlık davarlar vermişti. Hepsini as-hab arasında böldükten sonra yalnız bir yaşında bir oğlak kalmıştı. Bu durumu Hazreti Peygambere arzettiğim zaman bana şöyle bu­yurdular:

«Onu da sen kurban kes.»

Mütercim :

Ukbe bin Âmir Hazretleri, Peygamber Salaîlahu Aleyhi ve Sel­lem tarafından veya ortaklar tarafındarv v£kil olarak o dayarların dağıtılmasına memur edilmişti. Yapilacak işlerde ortağın vekâleti caiz olduğuna bu hadîs-i şerif delildir.

 

632- Ebû Hüreyre'den   (Radıyallahu Anh)   rivayet edilmiştir:

Bir adamın Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'de muayyen bir yaşta bir deve alacağı vardı. Onu istemeğe geldi; fakat bu ala­cağını isterken sert ve kaba davrandı. Oradaki ashabdan bazıları bu adama haddini bildirmek isteyince, Hazreti Peygamber şöyle bu­yurdu:

«Bırakın onu: (dilediği gibi) konuşmak, hak sahibinin hakkıdır. Bu adama, devesi yaşında bir deve veriniz.» Ashab dediler ki: Ya Re-sûlailah, biz onun alacaklı olduğu deveden daha büyüğünü bulabi­liyoruz, emsalini bulamadık. Bunun üzerine Hazreti Peygamber:

«Onu veriniz; zira sizin en iyi Ödeme yapanınız, en hayırlınizdir.» buyurdular.

Mütercim;

Vekâletin caiz olduğu hükmü bu hadîs-i şeriften çıkarılmakta­dır. Yine deve ve buna benzer hayvanların ödünç alınmasının cevazı Şafiî ve Maliki fakihlerin çoğunluğuna göre bu hadîs-i şeriften. alın­mıştır. Ancak Hanefî mezhebinde böyle veresiye olarak hayvanı hay­van karşılığında satmak caiz değildir. Bu konuda açık olarak başka hadis-i şerif varid olmuştur. Hanefî alimlerinden İmam Tahavî'ye göre bu hadîs-i şerifin hükmü kalkmıştır. İmam Şafiî'ye göre hük­mü kalkmamıştır, bu hüküm halen de geçerlidir.

Bu hadîs-i şerife karşı olarak gösterilen diğer hadîs-i şerif, ha­dîs alimlerince «Mürseî» dir. Hükmün kalkması bu derecedeki ha­dîsle olamaz, demişler ve İmam Tahavî'ye red cevabı vermişlerdir.

Görünüşte hadîste geçen iki deve arasında olan kıymet farkı bir menfaat sağlamaktadır. Ödünç muamelelerinde ise menfaat sağla­mak haramdır. Fakat bu. menfaat, akid esnasında şart koşulmadığmdan bir hediye hükmündedir, bu caizdir. Ancak İmam Malik Haz­retlerine göre ziyadelik şartı akid esnasında olmasa bile, yine yasak­tır.

Netice olarak Hanefi mezhebinde böyle veresiye olarak hayva­nın cinsine satılması, Ödünç verilmesi veya değiştirilmesi caiz de­ğildir. Delil ise, diğer bir hadîs-i şeriftir.

 

633- Mervan bin Hakem R.A. ve Misver İbni Mahreme (R.A.) den rivayet edilmiştir:

Peygamber Salallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine Havazin kabilesinden İslâm'ı kabul eden heyetler geldi. Bunlar, daha önce ken­dileriyle müslümanlar arasında yapılan savaşta ganimet olarak alınan mallarını, esir edilen, adamlarını geri almak istediler. Peygamber efendimiz onlara hitaben şöyle buyurdu:

«Bence sözün en değerlisi en doğru olanıdır. îki gruptan birini seçiniz:'Ya esirleri veya malı. (Bu ikisinden birini size geri verece­ğim) Esasen sizi beklemekte idim Cfakat geç geldiniz).» Onlar ya Re-sûllallah! dediler, adamlarımızın geri verilmesini istiyoruz. Bunun üzerine Hazreti Peygamber, müslümanlara bir konuşma yaparak, Ci­lala Tealâ Hazretlerine, şanına lâyık şekilde hamd-ü senada bulun­du ve sonra şöyle buyurdu:

«tmdi biliniz ki, din kardeşleriniz tevbe ederek (müslüman olarak) bize geldiler. Onlardan alman esirleri kendilerine geri ver­meyi ben uygun gördüm. İçinizden bunu karşılıksız olarak yapmak İsteyen varsa yapsın. Kendi payını korumak isteyenler de varsa Allah Teâlâ'mn bize ihsan edeceği ilk ganimet mallarından kendi­lerine paylarının karşılığı tarafımızdan verilmek üzere bunu yap­sınlar.» Müslümanlar dediler ki: Biz, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Seîlem'in öngördüğünü gönül hoşluğu ile kabul ettik. (Bir karşılık beklemeksizin onlara esirlerini geri vermeyi kabul ediyoruz.) Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:,

«Biz, hanginizin bunu şahıs olarak kabul ettiğini, hanginizin ka­bul etmediğini bilemeyiz. Yerlerinize dönünüz. Düşüncelerinizi ko­mutanlarınıza söyleyin de onlar bize arz etsinler.» Sonra bütün as-hab yerlerine gidip fikirlerini açıkladılar ve hepsi esirlerin karşılık­sız  olarak geri verilmesine razı oldular.

Mütercim :

Bu hadîs-i şeriften, vekilin ikrarı ve söz söylemesi" müvekkilin ikrarı demek olduğunu meydana çıkıyor. Çünkü her birliğin komutam emrindekilerin vekili sayılmıştır. İmam Ebû Yûsuf Hazretleri bu gö­rüşü benimsedi. îmam Azam, İmam Şafiî, imam Muhammed Haz­retlerine göre, komutanlar idareci ve hakim durumunda olup mai­yeti hakkında onların sözlerinin kabulü, tıpkı hakimin ve idarecinin memurlar hakkında olan sözlerinin kabulü gibidir.

 

634- Ebû Hüreyre  (Radıyallahu Anh) der ki:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri beni bir va­kit zekâtı muhafazaya memur etmişti, (anbar memuru olmuştum). Bir gece adamın biri gelip hurma erzakından avuçlayarak aldı. Ben de onu yakalayarak, seni Hazreti Peygambere götüreceğim, dedim. O hırsız bana dedi ki: Gerçekten ben buna muhtacım. Benim çoluk-ço-cuğum var ki, son derece ihtiyaç içindedirler. Ben de acıyarak onu bıraktım. Sonra sabah olunca Hazreti Peygamber bana şöyle bujvr-du:

Ebû HÜreyre! Dün gece yakaladığın adam ne yaptı?»  Ben de :

Ya Resûlallah! dedim. O adam, çoluk-çocuğunun ihtiyaç ve zarure­tinden şikâyet ettiği için kendisini acıdım ve bıraktım. Hazreti Pey­gamber,

«Ne var ki, o adam sana yalan söyledi ve yine dönecektir.» bu­yurdu. Tekrar erzak çalmak için geleceğini bildiğimden onu gözet­ledim. Bir gece yine geldi. Zekât mallardan avuç avuç almağa baş­ladı. Kendisini yakaladım ve: Seni Hazreti Peygamberin huzuruna, götüreceğim, dedim. Adam bana yalvardı:

— Beni bırakınız. Sonderece fakir ve muhtacım. Çoluk-çocuğum da son derece zaruret içindedir. Bir daha gelmeyeceğim. Bu defa. da beni bağışla, dedi. Yine acıyarak onu salıverdim. Sabah olunca Pey­gamber SallaRâhu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:

«Efoû Hüreyre! Gece yakaladığın adamı ne yaptın?» buyurdu. Ben de:

—  Yâ Resûlallah! Son derece    ihtiyacından,    çoluk-çocuğunun zaruretinden şikâyet etti, merhamet diledi. Ben de onu acıyarak sa­lıverdim, dedim. Hazreti Peygamber bana şöyle buyurdu:

«Ne var ki, o yalan söylemiştir ve yine dönecektir.» Sonra ben üçüncü gece yine onu gözetledim. Bir de baktım ki, avuç avuç hur­ma çalıyor. Hemen onu yakaladım ve : Bu defa muhakkak seni Haz­reti Peygamber götüreceğim; çünkü bir daha gelmeyeceğim diye söz verdiğin halde tekrar geldin, bu üçüncü defa oldu, dedim. Adam bana şu cevabı verdij Bu defa da beni bırak; ben sana çok değerli keli­meler öğreteceğim ki, bunlar sebebiyle Allah Tealâ sana çok fay­dalar ihsan ve ikram eder.

—  Öğreteceğin kelimeler nedir? diye sordum. Dedi ki:

—  Yatacağın zaman «Ayete'l-Kürsî» yi sonuna kadar oku. Her akşam böyle okursan, sabaha    kadar Allah Tealâ Hazretleri sana koruyucu Melekler gönderir ve seni korurlar. Şeytan da sana yakla-şamaz, dedi. Bu sözüne karşılık ben de onu salıverdim. Sabah olun­ca yine Peygamber SallalJahu Aleyhi ve Sellem sordu:

«Geceki tutsağı ne yaptın?» Ben de, hırsızın bana söylediği sözleri ve öğrettiği kelimeleri Hazreti Peygambere anlattım ve bunun üze­rine adamı salıverdiğimi; söyledim. Hazreti Peygamber Bana şöyle buyurdu:

«Yalancı olduğu halde, (ayete'l-Kürsü'nün özelliğine dair) sana doğruyu söylemiştir. Ya Eba Hüreyre! üç geceden beri seninle konu­şan kimdir, biliyor musun?» Ebû Hüreyre: Hayır, bilmiyorum, dedi. Hazreti Peygamber:

«O şeytandır,» buyurdu.

Mütercim:

Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh), öşür ve sadaka anbannı ko­rumaya memurdu ve Hazreti Peygamberin vekili idi. Böyle vekil ola­nın, vekâlet ettiği maldan zaruret dolayısı ile bir şey vermek veya harcamak halinde müvekkilin muvaffakatmı alması gerektiğine bu hadîs-i şerif delil olmaktadır.

 

635- Ebû Saîd El-Hudrî (Radıyallahu Anh) der ki:

Bilâl Habeşî Hazretleri bir kere «Berna» adı verilen sarı ve yu­varlak biçimde hurma ile Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelince, ona sordu;

«Bu hurma nereden?» Bilâl dedi ki:

— Ya Resûlallah, yanımda bulunan kalitesiz hurmadan iki öl­çek verip bu berna hurmasından bir ölçek aldım ve size ikram için özel olarak getirdim. Hazreti Peygamber Bilâl'a şöyle buyurdu:

«Eyvah, eyvah! Ribanın tâ kendisi, ribanın tâ kendisi... Bunu yapma. Böyle iyi hurma satın almak istediğin zaman, sendeki kalite­siz hurmayı para ile sat ve aldığın para ile bu iyi hurmayı satın al.» Sonra o hurmaların hemen sahibine geri verilmesini Hazreti Pey­gamber emretti.[40]


 
[40] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:373-379
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vekâlet bahsi
« Posted on: 24 Nisan 2024, 16:39:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vekâlet bahsi rüya tabiri,Vekâlet bahsi mekke canlı, Vekâlet bahsi kabe canlı yayın, Vekâlet bahsi Üç boyutlu kuran oku Vekâlet bahsi kuran ı kerim, Vekâlet bahsi peygamber kıssaları,Vekâlet bahsi ilitam ders soruları, Vekâlet bahsiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes