Konu Başlığı: Uhud savaşı bahsi Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Haziran 2011, 13:51:22 UHUD SAVAŞI BAHSİ 1056- Hazreti Câbir (Radıyallahu Anh) der ki: Uhud savaşı gününde bir adam Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelerek: — Ya Resûlallah! Ben bugün öldürülürsem neredeyim? diye sordu. Hazreti Peygamber ona: «Cennettesin!» buyurdu. O adam yemekte olduğu avucundaki hurmaları hemen yere attı. Sonra düşmana saldırarak çarpışmaya başladı ve şehid oldu. ALLAH ondan razı olsun. Mütercim: Böyle bir olay ashabı, kiramdan iki kişiye nasib olmuştur: Biri Bedir savaşında çarpışan Umeyr bin Humâm, diğeri de Uhud savaşında şehid olan bu zattır ki, ismi açıklanmamıştır. 1057- Sa'd bin Ebî Vakkas' (Radıyallahu Anh) der ki: Uhud savaşı gününde Peygamber Sallallahu Aleyhi v© Sellem Hazretleri kendi ok torbasını çıkarıp benim önüme koydu ve şöyle buyurdu: «At... Anam babam sana feda olsun.» 1058- Hazreti Enes (Radıyallahu Anh) der ki: Uhud savaşında Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri mübarek başından isabet alarak bir dişi de kırılmıştı. Mübarek yüzünden kanlan siler ve de şöyle "buyururdu: «Peygamberinin başını yaran bir kavim nasıl kurtulabilir?» Mütercim: Bu hâdise üzerine «Senin bu hususta yapabileceğin bir şey yok! ALLAH, ya onları tevbekâr kılar, ya da zalim olduklarından ötürü kendilerine azab eder» mealindeki ayeti kerime nazil oldu. (Ali îm-ran: 128) ALLAH, dilerse onları tevbekâr kılar ve küfürlerinde israr ederlerse onlara azab eder. Çünkü onlar zalimdirler. Bu ayeti kerimenin nüzulünde tefsir alimleri ihtilâf etmişlerdir. Bi'ri Maûne halkı hakkında yahud Uhud savaşındaki düşmanlar hakkında Hazreti Peygamberin bedduaya niyet etmeleri üzerine nazil oldu, denilmiş; fakat Buhari'de, bu hadis-i şerifte, Uhud savaşında nazil olduğu açıklanmış bulunduğundan bu husus daha kuvvetlidir. 1059- ibni Ömer Radıyallahu Anh der ki: Peygamber Salîallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin Uhud savaşında mübarek başlan yanhp dişi kınldıktan sonra sabah namazlarının son rekatlarında rükudan kalktıktan ve SEMIALLAHU Lt-MEN HAMÎDEH dedikten sonra: «ALLAHım! Falana, falana ve falana lanet et!» diye beddua ederlerdi. (Sonra ALLAH tarafından mealini bir önceki hadîs-i şerif münasebetiyle verdiğimiz ayeti kerime nazil oldu.) 1060- Vahşî'den rivayet edilmiştir! Abdullah bin Adiyy (Radıyallahu Anh) der ki, Hazreti Hamza'yı öldüren Vahşî'den, onu nasıl öldürdüğünü anlatmasını istedim. O da şöyle anlattı: — Hazreti Hamza, Bedir savaşında Tuayme bin Adiyy'i öldürmüştü. Efendim Cübeyr bin Mut'im bana dedi ki, eğer amcam Tuay-me'yi öldüren Hamza'yı öldürebilirsen seni kölelikten azad ederim. Nihayet Uhud savaşı için askerler toplanınca, ben de onlarla beraber Mekke'den çıktım. Uhud dağına, vanp savaş için saf bağladık. Arablann adeti üzere içimizden Siba adında biri, karşı karşıya gelmiş olan iki ordunun ortasına çıktı ve karşısına bir savaşçı istedi. Önün karşısına hemen Hazreti Hamza çıktı ve: ALLAH'a ve onun peygamberine karşı çıkan kadın kılıklı Siba, diyerek üzerine atıldı ve ona öldürdü. O zaman ben bir kayanın arkasında Hazreti Hamzayi öldürmek için pusuya yatmış idim. Hamza bana yaklaşınca süngümü onun karnına doğru fırlattım. Süngüm, göğsü ile göbeği arasına isabet etti ve arkadan çıktı. Orada hemen şehid oldu. Savaş sonrası Mekke'ye dönen insanlarla bende döndüm. Sonra Mekke'de islâmiyet yayılmaya başlayınca korktum ve Taife kaçtım. Daha sonra Mekke fethedilince Taif'den bazı heyetler İslâm'ı kabul için Hazreti Peygamberin huzuruna gitmeye başladılar. O heyetler arasında beni de gönderdiler ve asla korkmamamı, İslâm'ı kabul edenlere Hazreti Peygamber tarafından hiçbir zarar gelmeyeceğini de öğütlediler. Böylece ben bir b.eyet içerisinde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna vardım. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni görünce bana : «Vahşi senmlsin?» buyurdu. Evet, dedim. Hamza'yı sen mi öldürdün?» diye sordu. Dedim ki: Durum sîze bildirildiği gibidir. Bunun üzerine bana şöyle buyurdular: «Yüzünü bana göstermemeye gücün yeter mi?» Ben de çıktım ve bir daha kendilerine görünmedim; Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem irtihal edince, Müseylemetü'I-Kezzab adında biri, peygamberlik iddiası ile ortaya çıkmıştı. Ben kendi kendime dedim ki, bu kâfire karşı çıkar da ben onu öldürürsem, Hamza'nm yerine bana bir keffâret olur. Bu niyetle Hazreti Ebû Bekir tarafından Müseyle-metü'l-Kezzab'a karşı gönderilen akserin içine ben de girdim. Nihayet gidip savaşa başladığım zaman yıkık bir duvarın deliğinden onu perişan bir halde su ararken gördüm. Hemen süngümü üzerine attım, iki memesi arasına saplandı ve arka taraftan iki kürek kemiği arasından çıktı. Ensar'dan Abdullah bin Zeyd de yetişerek onun başını kesti. Böylece Müseylemetü'l-Kezzab öldürülerek taraftarları da temizlendi. 1061- Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) .der ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud savaşında düşmanlar tarafından kırılan mübarek dişini göstererek: «Peygamberine karşı bunu yapan bir kavime ALLAH'ın gazabı şiddetlidir.» buyurdu ve şöyle devam etti: -ALLAH yolunda Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in öldürmüş olduğu bir kişiye de ALLAH'ın gazabı şiddetlidir.» Mütercim: Uhud savaşında Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin kırılan dişi, ön dişlerle azı dişleri arasındaki diş olup alt çenenin sağ tarafında idi. Hazreti Peygambere bu tecavüzü yapan Utbe ibni Ebi Vakkas adındaki kâfirdi ve Hazreti Sa'd ibni Ebi Vakkas'm da kardeşidir. Hazreti Peygamberin mübarek başını taş ile yaralayan--da îbni Kamie adındaki mel'ûn idi. Bunların her ikisi de birer sebeple helak olup cehennemi boyladılar. îbni Kamie, bir dağ yolunda giderken büyük bir' yaban keçisi tarafından boynuzlanarak parça parça edildi. Utbe ibni Ebi Vakkas ise, çok geçmeden helak oldu ve bu adamın, soyundan gelen çocukların ön dişleri anadan doğma hep kırık (yarım) halde olmuştur. Bunun atmış olduğu taş, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in başına giymiş oldukları çelik zırhın iki halkası na isabet ederek bu halkaları elmacık kemiği içine batırmıştı. Ebû Ubeyde bin Cerrah bu halkaları güçlükle çıkardı. Ne yazık ki, bunlar çıkarılırken Hazreti Peygamberin iki ön dişi de çıktı [35] Böylece hem mübarek yüzleri, hem de mübarek ağızları kanlar içinde kaldı. Sonra Ebû Said El-Hudrî'nin babası Malik bin Sinan gelerek elmacık kemiklerinde olan kanı emerek yuttu. Bunu gören Hazreti Peygamber: «Benim kanım karışan kimseye cehennem ateşi dokunmaz! buyurdu. Yine Uhud savaşında, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellenc'i öldürmek kaşdı ile gelmiş olan Kureyş öncülerinden Übeyy bin Halef adındaki mel'ûn, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bizzat attıkları okun isabeti ile yaralandı ve onun ızdırabı ile can verdi, cehennemi boyladı. (ALLAH'ın laneti kâfirler üzerine olsun...) 1062- Hazreti Aişe (Radıyallahu Anha) der ki! Uhud savaşında Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, müşrikler Mekke'ye doğru dönüp giderlerken onların tekrar geri dönmeleri mümkün olacağı cihetle bir tehlike sezdiklerinden ashabı kirama şöyle buyurdular: «Bu müşrikleri kim İzleyecek (arkalarını takıp edecek)?» Bunun üzerine ashabdan yetmiş kişi hazırlandı. Mütercim: Bu yetmiş kişi içinde Ebû Bekir, Zübeyr bin Avvam, Ömer, Osman, Ammar bin Yasir, Talha, Sa'd ibni.Ebi Vakkas, Abdurrahman ibni avf, Ebû Huzeyfe,. İbni Mes'ud (Radıyaliahu Anhüm) gibi ashabın büyükleri vardı. Gerçekten bunların takibedişini gören müşriklerin kalblerine ALLAH tarafından korku ve dehşet düştü. Daha önce dönüp tekrar hücum etmek niyetini taşırlarken, bu defa kaçmaya karar verdiler. Düzensiz ve dağınık bir halde Mekke'ye kaçıp gittiler. Başka bir hadîs-i şerifte de, müşrikler Medine'ye üç mil uzaklıktaki Hamra'ul-Esed isimli yere vardıkları zaman, ALLAH, onların kalb-lerine korku düşürdü. Bundan dolayı savuşup gittiler şeklindedir. Sonra o müşrikleri izleyen yetmiş kadar ashabı kiram hakkında: «O müminler ki, (Uhud savaşında) kendilerine yara isabet ettikten sonra ALLAH'ın ve peygamberin çağrısına uyar ve hele iyilik edip fenalıktan sakınırlar, onlar için çok büyük bir mükâfat vardır. Onlar, o kimselerdir ki, kendilerine insanlar: Düşmanlarınız size karşı ordu hazırladı; siz onlardan korkun; dediler de, bu söz onların imanını artırdı ve üstelik: ALLAH bize kâfidir: o ne güzel vekildir, dediler.» (Ali îmran/172, 173) Böylece düşmanın takibine gidenler, o yolda, hiç bîr zarara uğra-mıyarak selâmet içinde ALLAH Tealâ'nm ihsanı ile geri döndüler.[36] [35] Diğer siyer kitaplarında: Bu halkların çıkması sırasında (Ebu ubeyde bin cerrah (R.A.)'m iki ön dişi çıktı) diye yazılmaktadır [36] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:701-706 Konu Başlığı: Ynt: Uhud savaşı bahsi Gönderen: Ceren üzerinde 01 Aralık 2017, 19:59:42 Esselamu aleykum. hem Savasi kayıp ettik hemde hz.hamza ve müslüman kardeşlerimizin sehadete kavuşması ile uhud savaşı son buldu.Rabbim uhud savaşında şehid düşen tüm kardeslerimize binler rahmetine eylesin inşallah. ...
Konu Başlığı: Ynt: Uhud savaşı bahsi Gönderen: Sevgi. üzerinde 01 Aralık 2017, 22:06:47 Ve aleykümüsselam Uhud savaşı Müslüman lar için çok önemlidir bu savaşta şehit olanların yeri cennettir buyurmuştur Efendimiz inşaAllah
Konu Başlığı: Ynt: Uhud savaşı bahsi Gönderen: Mehmed. üzerinde 02 Aralık 2017, 17:08:32 Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimiz in yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
|