> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > Şartlar bahsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şartlar bahsi  (Okunma Sayısı 912 defa)
19 Haziran 2011, 17:04:24
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Haziran 2011, 17:04:24 »



ŞARTLAR BAHSİ


730- Ukbe bin Amır'dan  (Radiyallahu Anh)  rivayet edilmiş-

Şartlarm en «. kadınları ken-kılarken (nikahlarken) koşulan şarttır.

 

731- Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) der ki:

Bir bedevi, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri­nin huzuruna gelip: Sizden ALLAH rızası için davamın hak üzere neticelendirilmesini ve hakkımda ALLAH'ın kitabı ile hüküm verme­nizi istiyorum, başka bir dileğim yoktur, dedi ve beraberinde bulu­nan bir şahıstan hak talebinde bulundu. Fakat kendisinden daha bilgili ve ifadesi daha düzgün olan davalı dsdi ki:

—  Evet, ya Resulallah! Aramızda ALLAH'ın kitabı ile hüküm ve­riniz; fakat olayı anlatmak ve kendimi savunmak için bana müsaade buyurunuz.  Hazreti  Peygamber'in müsaadesi  üzerine davalı şöyle anlattı:

—  Benim oğlum, bu adamın işçisi   (çobanı)     idi.  Her nasılsa, onun   karısı   ile zina etmiş ve bana   haber   verildi   ki, güya   her zina eden, recim  (taşla öldürme)   cezasına çarptırılırmış ve benim oğluma da recim gerekiyormuş. Bu durumda onlar benim oğlum­dan davacı olmasınlar    diye, oğlumu    kurtarmak     için yüz    baş koyun ve bir de cariye vererek oğlumu kurtarmıştım.   Fakat sonra ben, alimlere baş vurarak bu meseleyi sordum. Onlar bana, bu işin şer'î hükmünün böyle olmadığını, henüz    evli bulunmayan oğluma ceza olarak yalnız yüz değnek ile bir yıl sürgün gerektiğini söyledi­ler. Recim  cezası oğluma lazım gelmeyip,     bu  adamın    karısına gerekiyormuş.  Eğer gerçekten hüküm  bu ise,  daha önce bunlara vermiş olduğum koyunlarla cariyenin, bana geri verilmesini istiyo­rum.

Hazreti Peygamber şöyle buyurdular:

«Nefsim kudret elinde olan ALLAH Tealâ Hazretlerine yemin ede­rim ki, ben, her ikinizin arasında ALLAH Tealâ Hazretlerinin kitabı ile hüküm vereceğim: Cariye ve koyunlar sana geri verilecektir. Senin oğluna yüz değnek cezası uygulanacak ve bir sene müddetle de sür­gün edilecektir.» Hazreti Peygamber, delillere veya suçluların ıkrarina dayanarak bu hükmü verdikten sonra, ashabın ileri gelenlerin­den Üneys (Radıyaîlahu anh)  Hazretlerine hitaben:

-Yâ Üneys! Şu davacının hanımına gidiniz. Eğer zinayı İkrar ederse, ona recim cezası uygula.»

Sonra Üneys hu görevle giderek kadının ifadesini aldı. Kadın şa-hid huzurunda suçu itiraf etti. Üneys Hazretleri de, Hazreti Peygam­berin emirleri üzere o kadını recim (taşlanma) cezasına çarptırdı.

Mütercim:

Zina davasının saklanması ve mümkün olduğu kadar gizlen­mesi meşru iken, araştırma açılmasının sebebi, tarafların ısrarları üzere olmuştur. Sonra suçluların defalarca ikrarları ile zina suçu s&bit olduğundan her iki tarafa da meşru had (ceza) uygulandı.

Eğer zina edenler, henüz evli değiller ise, Şafiî mezhebinde bu

hadis-i şerifin zahiri ile amel edilerek, bunlara yüz değnek vurulması ve en az üç günlük sefer mesafesi bir yere bir yıl müddetle sürgün edilmeleri gerekir hükmüne varılmıştır.

Hanefî mezhebinde ise, yalnız bunlara yüz değnek vurulması yeter. Sürgün cezası ise, sonraki uygulamalarla kaldırılmıştır.

Eğer zina edenlerden herhangi biri evli ise yahud başlarından bir kez nikah geçmişse, bu gibilerin suçu sabit olma halinde recme-dilerek öldürülmeleri gerekir.

Gerçekte bu recim cezası açık bir hükümle Kur'anda yok ise de, Hazreti Peygamberden tevatür yolu ile gelen uygulamalar ile sabittir. «Peygamber size he getirirse, onu kabul edin» mealindeki ayeti keri­mesi gereğince ALLAH'ın peygamberlerinin emirlerine ve icraatına uymak lazımdır.

Hazreti Peygamber Kur'an-ı Kerimdeki ayeti kerimeye dayana­rak «Bu zina hakkında uygulanacak yol ve hüküm, bekâra yüz değ­nek vurmak ve evliyi recmetmektir,» buyurdu. îşte bu hadîs-i şerifte vaki olan:

«Nefsim kudret elinde olan ALLAH'a yemin ederim ki, ben sizin davanızı ALLAH'ın kitabı ile göreceğim ve hükme bağlayacağım,» de­mek, «ALLAH o zina edenlere yol kilıncaya kadar...» (Nisa sûresi: ayet 15) mealindeki ayetlö hüküm vereceğim demektir. Çünkü Peygamber Sallallahu Aleyht ve Sellem bu husustaki şeriat yolunu, bekâra değ­nek vurmak ve evlenmişi taşla öldürmek şeklinde tefsir etmiştir.

Yahud bazı alimlerin görüşüne göre ALLAH'ın kitabından maksad, Kur' an-ı Kerimden okunuşu kaldırılan ve yalnız hükmü baki kalan:

«Evli erkek ve evli kadın zina ettikleri zaman ALLAH'dan bir ceza olarak muhakkak onları recmediniz:    ALLAH    Aziz'dir.    hakîm'dir» mealindeki ayettir.

ALLAH korusun, bir kimse şeytana uyup zina ilşerse, onu hiç kim­seye açmayıp ALLAH ile kendisi arasında bırakmalıdır. Gerek hakim huzurunda ve gerekse insanlar arasında tamamen inkâr etmeli, tev-be ederek ALLAH'dan mağfiret dilemelidir. Bu şekilde ölürse, bağış­lanmış olması umulur. Fakat ilşediği bu suçu övünerek şurada bu­rada yayacak olursa, bağışlanmayan suçlular arasına girer, bunlar açıktan günah işleyenlerdir. Bir hadîs-i şerifte bu gibiler bağışla­nanlar dışında bırakılmışlardır.

 

732- Hazreti Ömer (Radiyallahu Anh) der ki:

Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hayber Yahudilerine hitaben şöyle buyurdu:

«ALLAH sizi (arazilerinizde bıraktığı müddetçe biz de (mahsull-e-rinizin bir kısmı bize ait olmak şartı ile) bırakıyoruz.»

Yine Hazreti Peygamber, Hayber yah" udilerinden Hakîk Oğulla­rı kabilesinin reisine hitaben şöyle buyurdu:

«Hayber'den çıkarıldığın ve güçlü deven seni birkaç gece (gün) aralıksız taşıdığı zaman ne yapacaksın?» (Sen ve sana bağlı olan Hayber Yahudi'leri bir zaman gelecektir ki, buradan Şam'a doğru uzaklaştırılacaksınız.)

Mütercim ;

Gerçekten daha sonra Hazreti Ömer'in hilafeti zamanında adı geçeri Yahudi'ler rahat durmadılar, emniyet ve düzeni bozdular, olaylar çıkardılar. Bu   olaylardan    biri de şu idi: Hazreti  Ömer'in oğlu Abdullah, Hayber'de bulunan arazisine bakmak için Hayber'e gitmişti. Gece yatmakta olduğu damdan, meçhul haşıslar tarafından uykuda iken aşağı atılarak kolları ve bacakları kırılmıştı. Bu olay üzerine Hazreti Ömer Medine'de minbere çıkarak cemaata hitab etti:

—  Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hayber Yahudilerinin bağ ve bahçelerini ellerinden almamış, onları arazileri üzerinde bı­rakmıştı. Fakat bakınız, oğlum Abdullah,. Hayberde bulunan kendi arazisine bakmak için gitmiş iken geceleyin onu damdan aşağı at­mışlar, kol ve bacak kemiklerinde kırık ve çıkık var. Bizim orada Ya­hudilerden başka düşmanımız ve suçlayacağımız kimsemiz yoktur. Simdi ben kesin olarak Yahudileri' oradan çıkarıp Şam tarafına sür­gün etmek, uzaklaştırmak firkrindeyim.

Hazreti Ömerin bu şekildeki kesin karan ve sözleri yahudiler1 tarafından duyulunca, Hakik Oğulları kabilesinden ve Yahudi'lerin ileri gelenlerinden bir adanı Hazreti Ömerin huzuruna geldi ve şöyle dedi:

—  Ey müminlerin Emîri! Hazreti   Peygamber,    bizi böyle yerli yerimizde bırakmış ve yerleştirmişken ve bazı şartlarla bizimle an­laşmışken, bizi yurdlarımızdan nasıl çıkarıp uzaklaştıracaksın? Haz­reti Ömer ona:

—  Sen hatırlıyor musun, evelce Hazreti Peygamber bizzat size hitaben «Bakalım ilerde Hayberden çıkarıldığın ve güçlü deven seni birkaç gece (gün) aralıksız taşıdığı zaman ne yapacaksın? buyurmuş, tu, cevabını verdi. Yahudi dedi ki: O söz, Ebû'l-Kasim'ın bana bir lati­fesi idi, gerçek değildi. Sonra Hazreti Ömer:

—  Ey ALLAH düşmanı! Sen yalan söylüyorsun, dedi. Sonra Hay­ber Yahudilerini Hayber'den çıkarıp Şam tarafına sürdü; fakat sa­hibi bulundukları hurma bahçeleri karşılığında mal, deve ve gerekli eşyayı onlara verdi.

 

733- Misver bin Mahreme (Radıyallahu Anh) der ki:

Hudeybiye seferinde Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Haz­retleri, Mekke yolu üzerinde bir yerde bize şöyle buyurdu:

«Gerçek şu ki, Halid bin Velid, Kureyş tarafından bizim harekâ­tımızı keşfetmek için birtakım süvarileri ile Gamım adındaki yerde­dir. Siz yolun sağını tutunuz. (Halid'in bulunduğu yöne gitmeyip doğrudan Kureyş ordusu üzerine gidelim).»

Ravi Misver devamla der ki: Vallahi, bizim ordumuzdan Halid' in haberi bile olmadı. Çok sonra bizim ordumuzun havaya: kaldırdı­ğı siyah tozu görünce Halid sür'atle hayvanın koşturarak Kureyş ordusuna haber vermeğe gitti. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem'in ordusu da mümkün olduğu kadar bir hızla Kureyş ordusu üzerine ilerliyordu. Ordumuz, sarp ve inişli yokuşlu bir yere vardığı zaman, Hazreti Peygamberin Kasva adındaki devesi çöktü, kaldı. Askerler dediler ki, Kasva huysuzlaştı, serkeş oldu. Hazreti Peygam­ber, şöyle buyurdu:

«Kasva çökmez; onun böyle yolda çökmek adeti yoktur. Fakat  engelleyen (yüce kuvvet) onu engelledi. (Evelce Mekke'yi yıkmak için gelen ordudaki Fil'i bu işten engelleyen ALLAH, bizi de orada kan dökmekten engelledi). Nefsim kudret elinde olan ALLAH'a yemin ederim ki, Kureyşî'Ier, ALLAH'ın mübarek kıldığı Haremi şerife hür­met hususunda bana ne kadar ağır şart koşarlarsa kabul edeceğim, bu yolda onların istediğini vereceğim.»

Sonra Hazreti Peygamber Kasva'yi bizzat zorlayarak yürüt­tü. Sonra orduyu, Kureyş'in bulunduğu yönden çevirerek Hudeybi­ye yoluna saptı ve Hudeybiye'nin yukarı kısmında çok az suyu bu­lunan bir kuyunun yanı başında konakladı. Bu kuyunun suyunu her­kes avuçla içmeğe başladı. Az sonra bütün su çekilmiş oldu. Sonra susuzluktan Hazreti Peygambere şikâyet ettiler. Hazreti Peygamber ok mahfazasından bir ok çıkararak onlara verdi ve bu oku o kuyu­nun dibine koyunuz, buyurdu. Ashab da onu o kuyuya koydular.

Misver, der ki: Yüce ALLAH'a yemin ederim ki, o anda kuyudan su fışkırdı ve taştı. Öyle ki, herkes kuyunun kenarında oturup'ju İcablarını d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şartlar bahsi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:58:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şartlar bahsi rüya tabiri,Şartlar bahsi mekke canlı, Şartlar bahsi kabe canlı yayın, Şartlar bahsi Üç boyutlu kuran oku Şartlar bahsi kuran ı kerim, Şartlar bahsi peygamber kıssaları,Şartlar bahsi ilitam ders soruları, Şartlar bahsiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes