๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zübdetül Buhari => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Haziran 2011, 15:43:53



Konu Başlığı: Ramazan ve kurban bayramı bahsi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Haziran 2011, 15:43:53
RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI BAHSİ


 

299- Hazreti Aişe'den rivayet edilmiştir:

Hazreti Aişe der ki, bir'bayram günü idi. Henüz bulûğ çağma ermemiş iki kızcağız, yanımda def çalıp evvelce Medine'de Evs ve Hazreç kabileleri arasında meydana gelen ve Evs kabilesinin zaferi ile sonuçlanan BUAS vak'asını anlatan şarkıyı söylerken tîazreti Peygamber gelip döşeğine yaslandı ve mübarek yüzünü duvardan yana çevirdi. Bu arada, babam Ebu Bekir geldi, içeri girer girmez beni azarlamaya başladı. Peygamberin yanında şeytanın sesi (çal­gı sesi) olur mu? deyince, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Seilem Hazretleri, babama dönerek, «Dokunma onlara!» diye buyurdu. Her milletin Bayram günleri var. Bugün de bizim bayramımızdır. Varsın­lar, böyle sevinç gösterileri yapsınlar? Sonra bu kızlara göz ettim, çıktılar.

Bu hadîsi şerife ilâve olarak Hazreti Aişe diğer bir olayı şöyle anlatır: Yine o bayram günü, Sudanlı birkaç kişi, Sudan savaş oyun­ları gösterisi yapıyorlardı. Südan'lılar bu silâh oyunlarını yaparken ya ben, seyretmem için müsaade istedim, yahud Peygamber Sal­lallahu Aleyhi ve Seilem Hazretleri bana:

«(Ya Aişe, Sudanlıların kalkan oyununu) seyretmek ister mi­sin?» buyurdu. Ben de bakmak isterim, dedim. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Seilem'in arkasında durdum. Yanağımı Haz­reti Peygamberin mübarek yanağına yaslayarak bir müddet sey­rettik. Hazreti Peygamber Sudanlı oyunculara hitaben «Bereketli Nil'in çocukları, devam edin!» buyurdu.

Nihayet yoruldum ve usandım. Hazreti Peygamber bana:

«— Yeter mi?» buyurdu. Ben de: — Evet, ya Resûlallah, artıfe yeter, dedim. Hazreti Peygamber de bana:

«Öyle ise git» buyurdu.

Mütercim:

Bayram günlerinde ve düğün cemiyetlerinde, savaşa teşvik et­melerde ve misafir gelişinde def çalmanın meşru olduğu bu hadîs-i şerifle sabittir. «Düğünleri def çalarak duyurunuz» mealindeki ha­dîsi şerif de bunu teyid etmektedir.

 

300- Berâ bin Azib (R.A) 'den rivayet edilmiştir:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Seilem Hazretleri Kurban Bay­ramı hutbesinde şöyle buyurdular:

«Bu günümüzde yapacağımız ilk iş bayram namazını kılmamizdi. Sonra döner ve kurbanlarımızı keseriz. Kim bunu yaparsa sünnetimizi aynen icra etmiş olur.»

 

301- Bera (R.A.)'dan rivayet edilmiştir:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Seilem Hazretleri Kurban bay­ramı hutbesinde şöyle buyurmuştur:

«Kıldığımız namazı kılan ve kestiğimiz kurbanı kesenler, dini vecibeyi aynen icra etmiş olurlar. Kurbanını bayram namazından Önce kesenler ise, namazdan önce olduğu için kurban sayılmaz.» Ebu Bürde bin Niyar, Ya Resûlallah, ben bu meseleyi daha önce bilmediğimden görüşüme dayanarak, herkesten önce kurbanımı kesip daha çok sevap kazanayım, diye, namazdan önce kurbanımı kestim ve etinden de biraz yiyerek namaza geldim. Şimdi ne ya­payım? dedi. Buna cevaben Hazreti Peygamber:

«Senin koyunun (kurbanlık değil) etliktir!» buyurdular. Tekrar Ebû Bürde sordu: Ya ReGûlallah, bizde yılını doldurmamış bir oğlak var ki, bence iki koyundan' daha kıymetlidir; bunu kesersem kur­ban yerine geçer mi? Hazreti Peygamber:

«Evet, ancak (yaşını doldurmamış oğlak) senden sonra hiç kim­seden kurban yerine geçmez» buyurdular.

Mütercim

Bu hadisi şerif, İmam Şafii Hazretlerinin delili olup kurban olacak hayvan koyun cinsi ise tam bir yaşında, keçi cinsi ise iki yaşında olmalıdır, demiştir. İmam Azam'a göre bir yaşındaki ko­yundan fark edilmeyecek şekilde semiz olan en az altı aylık bir kuzu  dlbili kurban edilebilir.

 

302- İbni Abbas (R.A.) dan rivayet edilmiştir:

Zilhicce'nin şu on günündeki amelden daha üstün amel yok­tur.» Ashabı kiram, ya Resûlallah, cihad da mı değil? diye sordu­lar. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «Cihad da değildir. An­cak canını ve malını feda ederek çıkıp,    hiçbirini geri çevirmeyen

(ikisini de Allah yoluna veren) kişi müstesna» buyurdular. Yani malını ve canını Allah yolunda feda eden mücahidin ameli, Zülhicee ayının şu on günündeki amelden daha faziletlidir.

 

303- Hazreti Aişe'den rivayet edilmiştir:

Birtakım Südaiı'hlar, Mescidi şerifin önünde bayram günü kı­lıç ve kalkan oyunları yaparlarken Hazreti Ömer'e şöyle buyurdu:

«Bereketli Nil'in çocuklarını (Südan'lıları) güven içinde bırak!» Başka bir rivayette; «Her milletin bîr bayramı var. Bugün de bizim bayramımızdır» buyurduğu da belirtilmiştir.

Mütercim:

Erfide, rifde'nin çoğul şekli olup bahşiş ve aynı zamanda bolluk mânasında kullanılmaktadır. Nitekim suyu bol olduğu için Dicle ve Fırat nehirlerine, râfidan denmiştir. Hadiste geçen Sudanlılara er-fîdenin çocukları denmesi, ya bahşiş topladıklarından veya bereketli Nil nehrine mensup olduklarından ileri gelmektedir.[18]



[18] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:155-303