Konu Başlığı: Mütercim Ömer Ziyaeddîn Efendi Gönderen: Sümeyye üzerinde 21 Haziran 2011, 11:09:18 MÜTERCİM ÖMER ZİYAEDDÎN EFENDİ MERHUMUN TERCEME-Î HALİ Merhum mütercim Ömer Ziyaeddin Efendi aslen Dağıstanlıdır. Çirkâya bağlı MÎRTÎ köyünde doğmuştur. Lâzki aşiretinin AV AR boyundandır. Şeyh Şamil Hazretlerinin bilinen savaşları sırasında beraberinde hizmet etmiştir. Doğum yerinde ilk tahsilini yaptıktan sonra İstanbul'a hicret etmiştir. İstanbul'a geldikten sonra alet ve yüksek ilimleri tahsile koyulmuş, hem de yüksek feyiz sahibi meşhur şeyh Gümüşhane'li Hacı Ziyaeddin Efendi (Kuddise sirruhu) Hazretlerinden manevî feyizler edinmeye başlamıştır. Öğretilmesi adet olan zahirî ilimlerde yine sözü geçen Ahmed Ziyaeddin Efendi Hazretlerinden ilmî tahsilini tamamlayarak icazet aldığı gibi, adı geçen Şeyh Hazretlerinin kudsi himmetleriyle dereceler kazanarak hilâfet elde etmiştir. Hafıza gücündeki sağlamlık hayrete değer olup Kur'an-ı Azî-mu'ş-Şanı, Fatiha-i Şerife gibi tam bir sür'atle okuyacak derecede hafız olduğundan başka, terceme buyurduğu «Zübdetü'î-Buharî» yi ve bazı hadîs kitaplarını ezberlemişti. Bir çok sene hatimle Teravih namazı kıldırdığı gibi, ömrünün sonuna kadar Kur'an-ı Kerimi-altı saatte, başından sonuna kadar ezbere okumağa gücü yeten bir hafız idi. Bu yönden emsali pek nadir idi. İlmî icazeti aldıktan sonra 15 Muharrem 1927 tarihinde Alay Müftüsü olduğundan Edirne'de on'altı sene kadar bu hizmeti tam bir istikamet ve dirayetle başardı. Bundan sonra Malkara kazası, niyabetini kabul ile bu hizmette de onüç sene kalmıştır. Sonra Tekirdağ niyabetine yükseltilerek iki buçuk sene bu hizmeti güzele? yerene getirmiştir: Meşrutiyetin ilânı arkasından İstanbul'a dönüp bir müddet kaili diktan sonra Medine-i Münevvere'ye giderek altı ay kadar da orada kalmıştır. O sırada Hicaz tarafına gelen Mısır Hidîvi Abbas Hilmi Paşa maiyetine1 geçmiş ve on seneden çok Mısır memleketinde adı geçen Hidîv'in sarayında ikrama mazhar olmuştur. 1337 tarihinde İstanbul'a dönerek «Daru'l-Hılâfe» medresesinde Hilâfiyat ve ondan sonra hadîs ilmi okuttuğu gibi, Gümüşhane'Ii 'Hazretlerinin Postnişîn'liği boşaldığında mevcut halifelerin en olgun ve en alimi olduğundan irşad postuna oturarak vakıf şartı gereğince irşad ve ilim tedrisi ile iki sene kadar meşgul olmuştur. 17/Rebiulevvel/1340 tarihi cuma gecesinde yetmişbeş yaşında olduğu halde ebedî hayata göçerek Süleynmniye camii çevresinde Gümüşhaneli Hazretleri ile kendisinden sonraki Halifelerine mahsus yere gömülmüştür. Allah'ın bol rahmeti üzerine, olsun... Merhum iyi huylu, cömert ve güzel vasıflara sahip muhaddis; ilim, fazıl, çok lütuf kâr ve açık kalbli bir pir idi. İşte size eşsiz bir dehâ ve Müslüman Türk fazılı!... ibni Hanbel ve şöhretli hadîs alimi Ebu Nuaym El-Isfahanî gibi peH çok meşhur ailemlerden ders almıştır. Yüzbin sahih ve ikiyüz bin gayri sahih hadîs ezberinde olduğu meşhurdur. Hatta İmam Buhari'-nin benimsemediği hadîs, sahih hadîs değildir, diyenler de vardır. Kendisinden rivayet olunduğu üzere «600.000» miktarında hadis-i şerifi inceleyerek onaltı yıl içinde bir araya getirmiş ve gusledip iki rekât namaz kılmadıkça Sahih-i Buharî'sine hiç bir hadis-i şerif yazmamıştır. Bağdad'da bulunduğu sürece derslerine pek çok hücum ve rağbet olmuştu. Kendisinden yetmiş binden ziyade büyük şahsiye! hadis-i şerif dinlemiştir. İmam Müslim bin Haccac EI-Nisabûri, İmam Tirmizi, İmam Nesaî, Ebû Zura'a ve Ebû Bekir ibni Hüzeyme İmam Buhari'den feyiz alan meşhur alimlerdendirler. Uzun zaman Bağdad'da ilim öğrettikten sonra Buhara'ya dönerek ilim neşrine başlamışken Buhara Valisi bulunan Halid ibni Ahmet, yalnız kendi evlâdını faydalandırmak üzere kendisini özel muallim yapmak istemişse de, İmam Buhari ilim neşrinin hudutlandırılmasina razı olmadığından Sem'erkand civarında «Hertenk» köyüne sürülmüş ve orada hicri «256» yılında altmış iki yaşında olduğu halde Ramazan bayramı gecesinde beka alemine göçmüştür, Allah Tealâ' Hazretlerinin rahmeti onun ve bütün müminlerin üzerine olsun...[3] [3] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:11-12 |