> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > Köle azad etmek bahsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Köle azad etmek bahsi  (Okunma Sayısı 1302 defa)
19 Haziran 2011, 17:24:00
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Haziran 2011, 17:24:00 »



KÖLE AZAD ETMEK BAHSİ

 

694- Ebû Hüreyre'den   (Radıyallahu Anh)  rivayet edilmiştir: «Her kim, müslüman olan bir kölesini azad ederse, Allah Teaîâ Hasretleri, o azad edilen kölenin herbir azası karşılığında, azad eden

kimsenin bir azasını cehennemden azad eder.»

Mütercim

Şu muhakkak ki azad edenin, mü'min ve muvahhid olması şarti

 

695- Ebû Zer El-Gıfarî (Radıyallahu Anh) der ki: Ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellerri Hazretlerine  sor­dum: Ya Resûlallah, amellerin hangisi daha faziletlidir? Bana  şu cevabı verdiler: «Allah Tealâ Hazretlerine iman ve Allah    yolunda cihad etmektir.»

Yine sordum: Azad edilecek kölelerin en faziletlisi hangisidir? Buyurdular ki: «Kölelerin en pahalısı ve sahibince en çok beğenilen

ve değerli olanıdır.»

Ben yine sordum: Ya Resûlallah, böyle köleyi azad etmeğe gü­cüm yoksa ne yapayım? Cevab verdiler:

«Bir zanatkâra yardım edersin yahud zanaat bilmeyenlere za­naat işi yaparsın.

Ya Resûlallah! dedim, böyle zanaat gibi bir iş elimden gelmezse ne yapayım? Buyurdular:

«kısanlara kötülük dokundurmazsın ki, bu da kendine verdiğin sadakadır.»"

 

696- îbitf Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edilmiştir-«Kim ortak olduğu bir köledeki hissesini satar da elinde kölenin kıymetini karşılayacak kadar malı bulunursa, köle adalet üzere kıy­metlendirilerek diğer ortaklarına hisselerini verir. Köle de azad olur. Ancak köleyi azad edecek kadar malı yoksa, o zaman köleden azad etmiş olduğu miktar azad olur.»

Mütercim :

Bu hadîs-i şerifle ilgili hükümler 690 sayıda geçmiştir.

 

697- Ebû Hüreyre'den   (Radıyallahu Anh)  rivayet edilmiştir: «Allah Tealâ Hazretleri, ümmetimin kalblerinden geçen vesvese ve kuruntuları, yapmadığı yahut konuşmadığı müddetçe    bağışla­mıştır.»

Mütercim:

Bu ümmetin unutarak veya hata yolu ile işlemiş olduğu işler, Hazreti Peygambere ümmet olma şerefine binaen bağışlanmıştır. Fakat insanın kalbinden gelip geçen kuruntular devamlı olarak kalb-de beslenir ve üzerinde durulursa, bunlardan dolayı sorumluluk ge­rekir. Meselâ: Bir yıl sonra dinden çıkacağını veya fırsat bulursa îslâmı terk edeceğini kalbinden geçiren kimse, o anda dinden çık­mış olur. EmâirKasîdesinde bu husus şöyle ifade ediliyor: «Bir müd­det sonra dinden çıkmayı niyetine koyan kimse, hemen dinden sb-yuîmuş olur.» Fakat kölesini azad etti veya zevcesini boşadı diye kalbinden niyet etmiş oîsa, bu niyetlerini dili ile ifade etmedikçe azad veya boşama işi gerçekleşmez.

îmam Malik Hazretlerinin bir sözüne göre, böyle yalnız niyet etmekle azad ve talak işi meydana gelir; fakat zihar sırf bir niyetle meycfana gelmediğinde alimlerin ittifakı olduğu gibi, bir kimse na­mazda; birtakım lüzumsuz şeyleri düşünerek namazını btı kuruntularla kılarsa, o namazın iade edilmesi gerekmez. Halbuki bu kurun­tular namazda söylenmiş olsa, o namaz batıl sayılır; çünkü namazda konuşmak haramdır.                           

Hazreti Ömer'in «Namazda benim zihnim orduyu hazırlamakla meşgul olur» buyurmasından, kuruntularla namazın bozulmayaca­ğı anlaşılıyor. Bunun için. Maliki mezhebine bağlı olan. bazı alimler de, yalnız niyet etmekle azad ve boşama işlerinin, gerçekleşmeyece­ğini kabul etmişlerdir.

 

698- Ebû Hüreyre'den  (Radıyallahu Anh) rivayet    edilmiştir:

Ebû Hüreyre Hazretleri, kölesi ile beraber memleketinden çı­kıp her ikisi İslâmı kabul etmek için Medine'ye gelirlerken köle yolda kaybolur. Ebû Hüreyre Medine'ye vararak islâmı kabul eder. Ebû Hüreyre, Hazreti Peygamberin huzurunda bulunurken kaybolan kölesi çıkagelir. Köle gelir gelmez Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir mucize olarak şöyle buyurur:

«Ya Ebâ Hüreyre, işte kölen sana geldi.» Ebû Hüreyre de:

— Ben de onun artık hür olduğuna sizi şahit tutuyorum, der.

 

699- Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu Anh)  rivayet edilmiştir: Temim kabilesi hakkında Peygamber Sallallahu. Aleyhi vo Sel-lem Hazretlerinden işittiğim üç şeyden ötürü o kabileyi severim. Bu­yurdular ki-.

1 — «Decal'a karşı ümmetimin en sert olanları onlardır.» 2 — «Bu gelen sadaka ve zekâtlar, bizim cemaatimiz (Temim kabilesin) dendir.» 3 — «Ya Aişe, sen o (Temim kabilesinden olan) Cariyeyi azad et; çünkü Hazreti İsmail peygamberin s oyundandır.»

Mütercim :

Hazreti Aişe daha önce, îsmaîl Aleyhisselâm soyundan birini azad edeceğim, diye adak yapmıştı. Onun için Hazreti Peygamber Te­mim kabilesinden olan o cariyeyi azad etmeyi Hazreti Aişe'ye emre­derken bu kabilenin îsmaü Aleyhisselâm'in soyundan olduğuna işa­ret etmişti. Çünkü Temim Oğulları kabilesi, soy yönünden Mudar oğlu îlyas'da Peygamber Salallahu Aleyhi ve Sellem efendimizle birleşir. Savaş sonu esir edilenler hangi yabancı milletten olurlarsa olsunlar, köleleştirilebilecekleri gibi, azad edilmeleri de caizdir; fa­kat azad edilmeleri daha faziletlidir.

 

700- Ebû Hüreyre'den   (Radiyallahu Anh)   rivayet edilmiştir: «Herhangi biriniz, kölesine: Rabbine (sahibine) yemek ver, rab-bine abdest aldır, rabbine su ver, diye hitab etmesin. Köle efendisi­ne: Efendim, mevlâm desin. Ama hiçbiriniz: Kölem ve cariyem, de­mesin; yiğidim, hamarat kızım ve oğlum, diye hitab etsin.»

(Köle, efendisine «Rab» tabirini ve efendi de kölesine «Abd» ta­birini kullanmasın.)         

Mütercim:                                                  .

Bir kimsenin, efendisi hakkında «Rab» sözünü kullanması Yû­suf sûresinde: «Doğrusu o adam, benim Rabbim'dir = efendimdir.» mealindeki 23. ayeti kerimede kullanılmıştır. Fakat bir sebep yokken kölenin efendisine daima, «Rabbim'dir» yahud efendinin kölesine, «Senin Rabbin olduğum için şu ve bu hizmetlerde bulun» şeklinde hitab etmeleri haram değil ise de tenzih yollu mekruhtur. Çünkü «Rab» sözü, sahib manasına da gelir. Allah korusun, Rab kelimesini, mabud manasında yahud ibadete müstahak manasında bir kimse için kullanmak küfürdür.

Bizim dilimizde köle ve hizmetçilere hitab için bir efendinin, oğlum, kızım sözlerini kullanması en uygunjY>ir ifadedir. Bununla beraber, bir kimse kölesine veya cariyesine: 'Bu benim oğlumdur, yahud bu benim kızımdır, diye söz söylemiş olursa bunlar hemen azad olurlar. îmam Azam mezhebinde köle ve cariye    efendisinden yaş bakımından daha büyük bile olsalar yine: Bu benim oğlumdur veya kızımdır, diye hüküm verilirse, hemen azad olurlar. İki ima­ma göre  (İmam Muhammed ve İmam Ebû Yûsuf'a göre), bunlar yaşça efendilerinden daha küçük iseler, azad    olurlar; büyükseler azad olmazlar. Fakat sırf çağırmak maksadı ile bunlara: oğlum, kı­zım denilirse, ittifakla azad olmazlar. Çünkü çağırmakta bir hüküm yoktur. Yine böylece, kızım şöyle yap, oğlum böyle yap demek de çağırmak gibidir. Bununla beraber kız, şöyle yap, oğlan böyle kı­zım ve oğlum demekten daha güzeldir.

Köle ve cariyelerin ise, efendilerine karşı:     Efendimiz, veliyyi nimetimiz tabirlerini kullanmaları uygun düşer.

 

701- Ebû Hüreyre'den   (Radıyallahu  Anh)   rivayet edilmiştir: «Sizden birinize hizmetçisi yemeğini getirdiği zaman, hizmetçi­sini beraberinde sofraya oturtmayacaksa,    ona bir veya iki lokma yahut bir veya iki tadımlık yemek versin; çünkü o hizmetçi yemeğin hazırlama zahmetini çekmiştir.»

Mütercim:

Gerçekten efendilerin hizmetçileriyle yemek yemeleri, bazı köy ve taşra ağalarında uygulanmakta ise de, şehirlerde ve büyük ko­naklarda, özellikle İstanbulcia hizmetçiler ayrı olarak yemeğin geri kalanını yerler. Bu Hadîs-i şerifin gereği üzere, hizmetçilerin efen­dileri ile birlikte yemek yemelerinde herhangi bir sakınca yoktur. Bu tür harket efendilerin kıymet ve şereflerine bir noksanlık getir­meyeceği cihetle müstahabdır. Bir de beldenin mevcut örf ve adetine1 uyularak hizmeçilere bir miktar o yemekten verilmeyip ayrıca; ye­melerinde de bir günah yoktur. Zira hadîs-i şerifteki emir işin müs-tahab olduğuna yorumlanmıştır.

 

702- Ebû Hüreyre'den  (Radıyallahu Anh)  rivayet   ediln «Sizden biriniz döğüştüğü zaman  yüze  vurmaktan  kaçıns (Bir kimse lüzum halinde hizmetçisine, kölesine veya başka­sına tokat veya yumruk atmak yahut başka bir şey ile vurmak iste­yince onun yüzüne vurmasın. Yahut dayak cezasına çarpılan kimse­nin yüzüne vurulmasın; çünkü yüz, insanın en şerefli azasıdır. Bir de Adem Aleyhisselâm o simada yaratılmıştır, simaya hürmet gerekir[8]




[8] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:426-432
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Köle azad etmek bahsi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:38:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Köle azad etmek bahsi rüya tabiri,Köle azad etmek bahsi mekke canlı, Köle azad etmek bahsi kabe canlı yayın, Köle azad etmek bahsi Üç boyutlu kuran oku Köle azad etmek bahsi kuran ı kerim, Köle azad etmek bahsi peygamber kıssaları,Köle azad etmek bahsi ilitam ders soruları, Köle azad etmek bahsiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes