> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > İsra ve miraç bahsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsra ve miraç bahsi  (Okunma Sayısı 2576 defa)
17 Haziran 2011, 14:03:02
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Haziran 2011, 14:03:02 »



İSRA VE MİRAÇ BAHSİ
 



1036- Hazreti Cabir'den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiş­tir! «Kureyş kavmi beni (İsrâ hadisesinde) tekzip edince (yalanlayın-ca), Hicr-i îsma il'de (Kâbenin kuzey yanında) durdum. AUah Teâla. Mescid-i Âksa'yi gözümün önüne getirdi. Ben de mescM-i Aksa'ya bakarak belirtileri hakkında onlara bilgi vermeye başladım.

 

1037- Mâlik  (Radıyallahu Anh) der ki:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, «İsrâ» gece­sini ashaba anlatarak şöyle buyurdular:

«Ben Hatîm'de yahud Hicri İsmail'de (Kabe'nin kuzey yanında) yatıyordum. Bana biri (Cibril Aleyhisselâm) geldi ve buramdan bu­raya kadar (boğaz çukurundan kasığına kadar) yararak kalbimi çı­kardı. Sonra bana iman dolu bir altın tas getirildi ve kalbim yıkandı. Sonra kalbim (nur ve hikmetle) doldurularak yerine konuldu. Sonra bana, katırdan küçük, merkebden büyük beyaz ve gözünün gördüğü en uzak yere adımını atan bir hayvan (Burak) getirildi ve ona bin dirildim. Cibril (Aleyhisselâm) beni alıp götürdü. Birinci göğe varın­ca, göğün açılmasını istedi. Kim o? diye soruldu. O da:

—  Cibril! dedi. Beraberinde kim var? denildi. Cibril:

—  Muhammed, dedi.

—  Muhammed çağırıldı mı? diye soruldu. Cibrîli

—  Evet, dedi. Bunun üzerine:

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir geliş geldi, denildi. Hemen kapıyı açtı. Birinci göğe girince Hz. Adem ile karşılaştım. Cibril bana:

—  Bu senin atan Adem'dir, ona selâm ver dedi. Ben de selâm verdim. Selâmı aldı ve:

—  Merhaba, salih oğul ve salih peygamber, dedi. Sonra yüksele­rek ikinci göğe vardı1 ve göğün açılmasını istedi.

—  Kim o? diye soruldu. O da:

—  Cibril! dedi.

—  Beraberinizde kim var? denildi. Cibrîl:

__ Muhammed var, dedi.

__ Muhammed Çağırıldı mı? denildi. Cibril-.

__ Evet, dedi. Bunun üzerine:

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir gelişle geldi? denildi. Hemen ka- * .«i açtı. İkinci göğe girdiğimde teyze çocukları  Hazreti Yahya ve

Uaareti îsâ ile karşılaştım. Hazreti Cibril bana:

__ Bu yahya, bu da İsa'dır; onlara selâm ver, dedi. Ben de selâm

verdim. Selâmı aldılar ve bana şöyle dediler:

__ Merhaba salih kardeş ve saîih peygamber.   Sonra Cibrîl beni

Üçüncü semaya çıkardı ve içeri girmek için İzin istedi- Bu gelen kim­dir? denildi. Cibril'dir, cevabını*verdi.

—. Beraberinde kim var? denildi. Cibril-.

—  Muhammed, dedi.

—  Çağrıldı mı? denildi. Cibril,

—  Evet, dedi.

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir geliş geldi, denildi. Sonra kapı açıldı. Üçüncü semâya girdiğimde Hz, Yûsuf ile karşılaştım. Cibril bana de di ki, bu Yûsuf dur ona selâm ver. Ben de selâm verdim. Selâmı aldı.

Sonra şöyle dedi:

—  Merhaba saiih kardeş ve salih peygamber! Sonra Cibrîl   beni dördüncü semaya çıkardı ve içeri girmek için izin istedi.

—  Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:

—  Ben Cibril'im, dedi.

—  Beraberinde kim var? denildi. Cibril:

—  Muhammed, dedi,

—  Çağrıldı mı? denildi. Cibril:

— £vet, dedi. Bunun üzerine:

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir gelişle geldi, denildi. Sonra dördüncü semâ kapısı açıldı. Dördüncü semâya, girdiğim zaman Hz. îdrîs ile karşılaştım. Cibril:

—  Bu îdris'dir, ona selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. Selâmı aldı. Sonra şöyle dedi:

— Merhaba salih kardeş ve salih peygamber. Sonra Cibril  beni beşinci semâya çıkardı ve içeri girmek için izin istedi. Ona:

—  Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:

—  Ben Cibril'im, dedi. Ona:

—  Beraberindeki kimdir? denildi. Cibril:

— Muhammed, (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem)  dedi. Ona: — Çağırıldı mı? denildi. Cibril:

—  Evet, dedi. Bunun üzerine

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir gelişle geldi, denildi. Beşinci semaya geçtiğimde Hz. Harun vardı. Cibril bana, bu Harun'dur ona selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. Selâmı aldı. Sonra:

—  Merhaba salih kardeş ve salih peygamber, dedi. Sonra Cibril benî altıncı semaya çıkardı ve içeri  girmek için izin  istedi. Ona

—  Bu- gelen kimdir? denildi. Cibril:

—  Ben Cibril'im, dedi. Ona:

—  Beraberinde kim var? denildi. Cibril:

—  Muhammed, dedi. Ona:

—  Çağırdı mı? denildi. Cibril:

—  Evet, dedi.

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir geliş geldi, denildi. Altıncı semaya geçtiğimde Hz. Musa ile karşılaştım. Cibril bana dedi ki, bu Musa'dır, ona selâm ver. Ben de selâm verdim. Selâmı aldı ve şöyle dedi:

—  Merhaba salih kardeş ve salih peygamber. Ben geçince Hazreti Musa ağladı. Ona:

—  Niçin ağlıyorsun? denildi. O cevab verdi:

—  Ağlıyorum, çünkü benden sonra gönderilen genç bir peygam­berin ümmetinden cennete girecekler, benim   ümmetimden cennete gireceklerden çok daha fazladır.

Sonra Cibril beni yedinci semaya çıkardı ve içeri girmek için izin istedi. Ona:

—  Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:

—  Ben Cibril'im, dedi. Ona:

—  Beraberinde kim var? denildi. Cibrîl:

—  Muhammed, dedi. Ona:

—  O çağırıldı mı? denildi. Cibrîl:

—  Evet, dedi.

—  Hoş geldi ve ne mutlu bir gelişle geldi! denildi. Yedinci semâ­ya geçtiğimde Hz. İbrahim ile karşılaştım.   Cibrîl  dedi ki, bu senin atan İbrahim'dir ona selâm ver. Ben de selâm verdim. Selâmı aldı vâ şöyle dedi:

—  Merhaba salih oğul ve salih peygamber.

Sonra ben, Sidre-i Mühteha'ya çıkarıldım. Orada Sidre ağacının meyvası, Hecer testileri gibi (iri) idi. O ağacın yaprakları da fillerin kulakları gibiydi. Cibril bana: Burası Sidre-i Münteha'dır, dedi. Ora­dan dört ırmak akıyordu. Bunların ikisi içten ve ikisi de dıştan akmakta idi. Ben sordum:

—  Bunlar nedir? Ya Cibrîl!.. Cibrîl dedi ki:

—  Bu içten akan iki ırmak cennet ırmaklarıdır. Dıştan akan di ger iki ırmak da Nil ile Fırat ırmaklarıdır.

Sonra bana Beyt-i Mamur gösterildi. Yetmiş bin meleğin her gün oraya girdiğini gördüm. Sonra bana bir kap şarab, bir kap süt ve bir kap bal getirildi. Ben sütü aldım. Bunun üzerine Cibril dedi ki: Bu tabiîlik) dir. Sonra namazlar, her gün elli vakit olarak bana farz kı­lındı. Ben geri döndüm. Musa'ya uğradığımda bana sordu:

—  Sana ne emredildi?

—  Her gün için elli vakit namaz, dedim.

—  Senin ümmetin, her gün elli vakit namaza güç yetiremez. Val­lahi, ben senden önce insanları denedim ve îsraîloğulları ile en ağır şekilde uğraştım. Rabbine dön ve ümmetinin yükünün hafifletilme­sini iste, dedi.

Ben de geri döndüm ve Allah Tealâ benden on vakti kaldırdı. Mûsaya döndüm. Bana ayni sözleri tekrarladı. Geri döndüm ve Allah benden on vakit daha kaldırdı. Musa'ya döndüm. Bana ayni sözleri söyledi. Geri döndüm ve Allah benden on vakit daha kaldırdı. Mu­sa'ya döndüm. Bana ayni sözleri söyledi. Geri döndüm ve Allah ben­den on vakit daha kaldırdı ve her gün için on vakit namaz ile emre­dildim. Musa'ya döndüm. Bana ayni sözleri tekrarladı. Geri döcdüm ve bana her gün için beş vakit namaz emredildi (tarz kılındı). Musa'ya döndüm. Sana ne emredildi? diye sordu. Her gün beş vakit namaz emredildi, dedim. Musa dedi ki: Senin ümmetin, her gün beş vakit namaza güç yetiremez. Ben senden önce insanları denedim ve îsrailoğuîları ile en ağır şekilde uğraştım. Rabbine dön de ümme­tin için hafifletilmesini iste.

Dedim ki: Ben Rabbimden, yüztfm kızarıncaya kadar istedim. Ar­tık razı ve teslim olacağım. Hz. Musa'dan ayrılınca bir münâdi bana, farzımı kesinleştirdirn ve kullarımın yükünü de hafiflettim, diye ses­lendi.» (Elli vakit beş vakite indirilmiş olmakla beraber elli vaktin sevabı verilmiştir.)

Bu îsrâ hadîsi, namaz bahsinin başında Enes Hazretlerinden nakledilmişti. Bu iki rivayetin herbirinde, diğerinde olmayan tafsilat vardır.

 

1038- Hazreti Aişe'den {Radıyallahu Anha) rivayet edilmiştir:

(Ey Aişe!) Rüyada iki defa bana ğösterildin. Bir defasında se-bir ipek örtü içinde görüyorum. Bana, bu senin karındır, denili-. Ben de örtüyü açıyor ve bir de bakıyorum ki, sensin. Bunun üzerine, eğer bu rüya Allah tarafından ise, elbette tahakkuk ettirecek diyorum.»

Mütercim:

Bu rüya, zahirine göre mi, yoksa tevil edilerek mi değerlendiril-iesi gerekir, diye üzerinde tereddüt edilmiştir. Çünkü bütün pey-amberlerin görmüş oldukları her rüyanın   vahy olduğunda şüphe oktur. Ancak bu rüyanın nübüvvetten önce görülmüş olması ihtima-de vardır, denilmiştir.[30]




[30] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:674-682

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsra ve miraç bahsi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 17:03:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsra ve miraç bahsi rüya tabiri,İsra ve miraç bahsi mekke canlı, İsra ve miraç bahsi kabe canlı yayın, İsra ve miraç bahsi Üç boyutlu kuran oku İsra ve miraç bahsi kuran ı kerim, İsra ve miraç bahsi peygamber kıssaları,İsra ve miraç bahsi ilitam ders soruları, İsra ve miraç bahsiönlisans arapça,
Logged
29 Aralık 2015, 08:05:12
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 29 Aralık 2015, 08:05:12 »

Rabbimoz kullarina ne kadar merhametli.
Namaz 50 vakitte kalsa idi biz ne yapardik?simdi 5 vakti bile kilmak zor geliyoken.
Sukurler olsun Rabbimize
5 vakte 50 vakit verecek kadar da lutufkar.Allah razi olsun paylasim icin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes