> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > Şahidlik bahsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şahidlik bahsi  (Okunma Sayısı 872 defa)
19 Haziran 2011, 17:13:49
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Haziran 2011, 17:13:49 »



ŞAHİDLİK BAHSİ


719- İmran'dan   (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir:

«însanlarn en hayırlıları benim asrımın (insanları) dır. Sonra onların peşinden gelenler (tabiîler) dir. Sonra bunların peşinden ge­lenler (teba-i tabiîn) dir. Sonra birtakım insanlar gelir ki, onlardan birinin şahidliği yemininin önüne ve yemini de şahidliğinin önüne geçecektr.» (yemininde ve şahidliğinde ciddî olmayacaktır.)

Mütercim:

Malikî mezhebinde bu hadîs-i şerife dayanılarak, yemin ile şa-hidlik edenin şahidliği makbul değildir. Çünkü şahidlik Allah için­dir, yemine gerek yoktur. Fakat diğer müctehid alimlere göre, her ne kadar şahidlikte yemine lüzum yoksa da, kendi başına yemin ile şahidlik edenin şahidliği geçerlidir, kabul edilir.

Bir de Hanefî mezhebinde, aleyhlerine dava açılmış olan kimse­ler hüküm verilmeden önce, şahidler yalan söylemeyeceklerine dair onlara yemin verdir diye hakimden istekte bulunurlarsa ve şahidli-ğin yemin ile kuvvetlenmiş olacağına lüzum görülünce hakim o şa-hidlere yemin verdirerek şahidliklerini kabul eder, yemin etmezler­se kabul etmeyebilir.

 

720- EbûBekr (RadiyallahuAnh) derki:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellenı Hazretleri şöyle  du.

«Dikkat ediniz! Size büyük günahların en büyüklerini haber ve-rey'm mi?» Hazreti Peygamber bu sözünü üç defa tekrarladı. Hazır olan topluluk:

— Evet.yaResûlallah haber veriniz, dediler, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

«Allah'a ortak  koşmak  ve Ana-babaya  asi  olmaktır.»  Resûl-i

Ekrem, duvara yaslanmış iken hemen doğrularak    dizleri üzerine oturdular ve şöyle buyurdular:

«Ve hele yalan konuşmak (yalan yere şahidlik etmek).» Bunu bir çok defa tekrarladılar; öyle kî, biz içimizden artık tekrarlamak­tan vazgeçmesini temenni ettik.

Mütercim;

Allah'a ortak" koşmak ve ana-babaya asi olmak günahlarından sonra Hazreti Peygamberin yapmış oldukları yeni bir uyarma işin önemini göstermektedir. Yaslanmışken diz üzerine oturarak, «hele yalan yere şahidlik etmekten sakınınız» buyurmasından, şirkten sonra en büyük günahın yalan yere şahidlik olması gerekir. Çünkü yalan yere şahidlik, bütün, hakların yok edilmesine sebep olacağı gibi, Allah, korusun, haksız yere bir kimsenin belki binlerce kişinin ölümüne de sebep olabilir. Bundan dolayı gerçekten yalan yere şa­hidlik etmek, şirkten sonra en büyük günahtır.

Bir de bu hadîs-i şeriften anlaşılıyor kî, günahlar birbirlerine nisbetle büyük ve küçük olurlar ve büyük günahlar içinde de en bü­yükleri vardır. Nitekim Kur'ani Kerimde:

«O kimseler ki, küçük günahlar müstesna, günahın büyüklerin­den Cşirkten) ve yolsuzluklardan sakınırlar, muhakkak Rabbin ge­niş magfiretlidir (onları bağışlar)» ve yine: «Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden sakınırsanız, sizden diğer kabahatlerinizi örteriz» meallerindeki ayeti kerimelerle de bu husus sabittir. (Necin sûresi, ayet 32 ve Nisa sûresi, ayet 31) Bundan dolayı günahların birbirinden farklılığı ve kısımları inkâr edilmemelidir.

Bazı alimler, Cenabı Allah'a karşı işlenen günahlara küçük gü­nah demekten kaçmmışlarsa da, bu husus bir ifade değişikliğinden ibarettir. Yoksa Kur'ani kerimin açık ifadesine karşı tamamen küçük günahların inkârı uygun düşmez.

Bu hadîs-i şerifte sayılan büyük günahlar üç tane ise de, en bü­yük günahlar yalnız bu üç şeyden ibaret değildir. Ancak Hazreti Peygamber bu hadîs-i şerifi buyurdukları zaman, durum gereği ola­rak yalnız bu üçünü açıklamışlardır. Çünkü diğer hadîsi şeriflerde yarid olduğu üzere adam öldürmek, sihir yapmak, zina işlemek gibi büyük günahlar çoktur. Bu husus «Vasiyetler» bölümünde, «ye­di helak edici şeyden sakınınız» hadisi şerifinde gelecektir.

 

721- Hazreti Aişe  (Radıyallahu Anha)  der ki:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mescid'de Kur'an oku­yan bir kimsenin sesini işitti. O kimseye hayır dua ederek buyurdu:

«Allah o okuyucuya merhamet etsin:  gerçekten filan ve filan sûrelerden düşürmüş olduğum filan ve filan ayetleri bana hatırlattı»

Yine Hazreti Aişe'nin başka bir rivayetinde,    bir gece Hazreti Peygamber benim evimde teheccüd namazı kıldı. Bu sırada Mescid'de

kur'an okuyan Ensar'dan Abbad adındaki  şahsın sesini işitti. Sonra bana hitaben:

«Ya Aişe! Bu ses, Abbâd'in sesi midir?» buyurdu. Ben, evet, de­dim. Sonra Hazreti Peygamber:

«Ya Rab! Abbâd'a merhamet et,» diye dua buyurdu.

Mütercim:

Bu olayı bir defa değil, iki defa olmuştur; yahud bir gecede aynı zamanda Kur'an okuyan iki şahsın sesinin işitilmiş olması da muh­temeldir. Çünkü Kur'an okuyanlardan biri Abdullah bin Zeyd El-En-sari idi: İkincisi de, Abbâd idi.

Bir kimsenin şahsı görülmiyorsa da, sesin kesin olarak o kim­seye ait olduğu anlaşılınca, bu sese dayanarak bazı alimlere göre âmâ olanların şahidliğinin cevazı bu hadisten alınmıştır. Fakat Ha­nefi ve Şafiî mezheblerinde gözleri görmeyenlerin şahidliği makbul değildir.

İmam Ebû Yûsuf'a göre, neseb ve ölüm gibi sırf işitmekle şa-hidlik sahih olan yerlerde âmânın da şahidliği caizdir. Şafiî mezhe­binde de bazı yerlerde sahihtir.

Bir de Hazreti Peygamberin, «benim falan sûreden düşürdüğüm filan ayetleri bana hatırlattı» sözü, alimler arasında çeşitli yorum­lara sebep olmuştur. Eğer unutmak anlamında ise, ahkâm tebliği ile.ilgili olmayan bazı ayetlerin muvakkat bir zaman için Hazreti Peygamber tarafından unutulmuş olmasında beis yoktur. Şerkavî şerhinde böyle yazılıdır. «Bundan böyle sana Kur'an okutacağız, unutmayacaksın», mealindeki ayeti kerime buna şahiddir. (El-A'lâ' sûresi, ayet 6)

Bir de kul haklarında şahidliğin en az miktarı iki erkek, ya­hud bir erkekle iki kadındır. Fakat erkeklerin şahid olamayacağı, yerlerde, meselâ kadınlar hamamında meydana gelen olaylar îçin yalnız kadınların mal hakkında şahidlüderi kabul olunur.. Öldürme     ' olayında da diyet lâzım gelir,- fakat kısas lâzım gelmez. .Hatta bekâret ve kadınların ayıb ve kusurları ile ilgili olan ve erkeklerçe bilinemer yen hususlarda yalnız bir kadının • şahidliği bile kabuî olunutı.ltt kadın şahid olursa daha iyidir»

Bir de bu hadîste geçen Hazreti Aişe'nin şahidliği, sesin Abbad Hazretlerine ait olduğunu bildirmekten ibaret ise de, İmam Buharî'-nin bu hadîsi şerifi şahidlik bölümüne koyması, böyle erkek olmayan yerde kadının şahidliğine müracaat edilmesinin meşru oluşuna bi-naendir.[12]



[12] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:447-451
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şahidlik bahsi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 10:14:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şahidlik bahsi rüya tabiri,Şahidlik bahsi mekke canlı, Şahidlik bahsi kabe canlı yayın, Şahidlik bahsi Üç boyutlu kuran oku Şahidlik bahsi kuran ı kerim, Şahidlik bahsi peygamber kıssaları,Şahidlik bahsi ilitam ders soruları, Şahidlik bahsiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes