๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zübdetül Buhari => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Haziran 2011, 13:36:00



Konu Başlığı: Huneyn gazası
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Haziran 2011, 13:36:00
HUNEYN GAZASI


1082- Ebû Katade (Radıyallahu Anh) der ki

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Huneyn gazasına çık­mıştık. Huneyn adı verjlen yerde düşmanla karşılaştık. Müslümanlar arasında biraz ilerleme ve gerilemeler oldu. O sırada ben müşrikler­den birinin bir müslümanla boğuşmakta olduğunu gördüm. Hemen o müşrikin arkasından boyun ile omuzu arasına bir kılıç darbesi in­dirdim ve zırhını kesdim. Sonra o müşrik dönüp beni yakaladı ve öyle sıktı ki, ölümü tadar gibi oldum. Sonra düştü ve öldü. Ben de kurtul­dum. Askerimiz böyle bozulup giderken Hazreti Ömer'e yetiştim ve-.

—  İnsanların bu hali nedir? dedim. Hazreti Ömer:

—  Allah Tealâ'nm emri ve kaderidir, dedi. Sonra müslümanlar geri dönerek düşman üzerine saldırdılar ve onları yendiler. Pek çok ganimet aldılar. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri de istirahata çekildiler. O esnada Hazreti Peygamber ashaba şöyle buyurdu:

«Kim bir müşriki öldürür de, onu öldürdüğüne dair bir delili bu­lunursa, öldürdüğü   müşrikin   üzerindeki   eşyasına   sahip   olur.»

Ben hemen ayağa kalktım ve:

—  Benim için kim şahidlik eder? dedim. Hiç kimse cevab verme­diği için oturdum. Hazreti Peygamber ayni sözleri tekrarladı, ben yine ayağa kalkıp:. Benim için kim şahidlik eder? dedim. Hiç kimse cevab vermediğinden yine oturdum. Hazreti   Peygamber dördüncü defa ayni sözü tekrarlayınca, yine ben ayağa kalktığım vakit,   Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu: ile zararı ayırabilecek bir yaşta) olursa imameti şafiî mezhebinde caizdir. Avret yerlerinin açık olarak namaz kıldırması halinde na­mazı iade etmemek ise, o zaman bu kabilenin örtünmenin farz oldu­ğunu bilmeyişlerinden olmuştur, denebilir.

«Ey Ebû Katade, ne istiyorsun?» Ben de, yukarıda anlattığım şe­kilde bir müşriki öldürdüğümü ifade ettim. Sonra ashabdan biri de: Evet, ya Hesûlallah! Bunun söylediği doğrudur. Onun öldürdüğü müş­rikin eşyaları yanımdadır. Fakat onları bana bıraksın, dedi. Bunun üzerine Hazreti Ebû Bekir söz aldı ve şöyle-dedi:

— Vallahi bu olamaz. Çünkü Allah yolunda savaşıp bir düşman öldüren, Allah'ın aslanlarından bir aslandır. Ona ait eşyanın sana verilmesi için onun üstüne varılmaz. Sonra, Hazreti Peygamber şöy­le buyurdu:

«Ebû Bekir'in sözü doğrudur. Sen Ebû Katade'ye ait olan o ölü­nün eşyasını kendisine ver..

Bu emirden sonra adam bana ait olan eşyayı verdi. Sonra ben o eşya ile Benî Seleme arazisinde bir bostan satın aldım. îşte islâm'da ilk edindiğim mal, o maldı.[44]



[44] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi: 726-727