๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Zübdetül Buhari => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Haziran 2011, 14:45:29



Konu Başlığı: Davacılık bahsi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Haziran 2011, 14:45:29
DAVACILIK BAHSÎ


667- Abdullah bin Mes'ud (Radıyallahu anh) der ki:

Kur'andan bir ayeti, benim, 'Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem'den işittiğim şekilden başka türlü okuyan birisini gördüm. Bu adamı, elinden sımsıkı tutup Hazreti Peygambere götürdüm. Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ikimizi de dinleyince bize şöyle buyurdu:

«Her ikiniz de güzel okudunuz. Sakın aranızda ihtilafa düşme­yiniz; çünkü sizden Önce olanlar ihtilafa düştüklerinden helak oldu­lar.»

Mütercim :

Kur'anı Kerim, Hicaz halkının yedi lehçesi üzere nazil olmuştur: Kureyş, Temim, Dabbe, Kinâne, Kays, Hüzeyl, Benî Esed, Sonra ke­sintisiz olarak birbirinden (an'ane ile) yedi imamın naklettikleri ye­di okuyuş (Kıraât-ı Seb'a) mütevatirdir. Yedi imam şu kimselerdir: Nafi, İbni Kesir, Ebû Amr, İbni Âmir, Âsim, Hamza, "Kisâ'î. Bu yedi okuyuştan on okuyuşa kadar, olan kırâetler - ki bunlar Ebû Cafer, Halef ve Hallâd kıraetleridir - mütevatir değil ise de meşhurdur. Hanefî mezhebinde meşhur kırâetle namaz sahih olur. Şaz olan kıraet-lerle namaz sahih olmaz. Şaz olan kıraetler de, Hanefî mezhebinde on kıraatin  (kırâet-i aşerenin) üzerinde Kıraati aşere'den başka)   olan

okuyuşlardır.

Şafiî mezhebinde ise, ancak yedi kırâetle (kıraet-i seb'a ile) yani inütevatir kıraetlerle namaz sahih olur. Yedi kıraetin gayri ile caiz değildir.

Bir de Kur'anm hattı, Hazreti Osman (Radıyallahu Anh) efendi­mizin imlâsına aykırı olmamak şarttır.

 

668- Ebû Saîd (Radıyallahu Anh) der ki:

Bir müslümanla bir yahudi kavga ettiler: Yahudi, çarşıda mal satarken, Musa'yı bütün insanlardan üstün kılan Allah hakkı için, diyen yemin edince müslüman da, Muhammedi bütün alemlerden üs­tün kılan Allah hakkı için, diye yemin etti ve ey mel'un! diyerek yahudi'nin suratına bir şamar indirdi. Yahudi, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e giderek müslümanı şikâyet etti. Hazreti Peygam­ber-.

«Vuran kim? Onu bana çağırınız,» buyurdu. Müslüman   çağrılıp huzura gelince, Hazreti Peygamber sordu:

«Onu sen mi dövdün?» Müslüman, evet! dedi ve kendisiyle Ya­hudi arasında cereyan eden hadiseyi anlattı. Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

«Peygamberler arasında tercih yapmayınız, Kıyamet gününde kıyametin dehşetinden bütün insanlar yere serileceklerdir. Kabri yarı­lıp en önce kalkacak olan benim. Bir de göreceğim ki, Musa Aleyhîs-se-âm Arş'ın direklerinden bir direğe tutunmuş duruyor. Bilemiyo­rum, Musa Aleyhisselâm da bayılanlar arasında mı idi, yoksa   Tûr dağında olan tecellideki ilk bayılması, kıyamet baygınlığı yerine mi sayılmıştı?.»

Mütercim:

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, bir tevazu olarak, peygamberler arasında bir tercih yapmaksızın hepsine sevgi ve saygı beslenmesine, çekişmeye meydan verecek şekilde araların­da üstünlük iddiasında bulunulmamasına işaret etmişlerdir. Gerçi peygamberimizin diğer peygamberlerden fazla olarak iki vasfı vardır. Bu iki sıfata iman etmek farzdır: Birinci vasıf, bütün peygamberlerin en faziletlisidir. İkincisi de, bütün peygamberlerin sonuncusu olma­sıdır. Böyle inanmayanın imanı sahih değildir. Bununla beraber diğer peygamberlerden hiç birinin yüksek değerlerine zerre kadar noksan­lık getirmemek de imanın sıhhatindendir.[4]



[4] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:404-406